5 Mart 2012 Pazartesi

Üniversiteler 4+4+4’e karşı çıkıyor


AKP’nin eğitimde 4+4+4 modeli üniversitelerin tepkisini çekmeyi sürdürüyor. Yeni eğitim modeline ilişkin ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nin ardından İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği de yaptıkları açıklamayla taslağa karşı çıktıklarını duyurdu.


Eğitimde açık öğretimin, erken yaşta çıraklığın, İmam Hatip Liselerin, türbanın ve paralılaştırmanın önünü açacak yeni eğitim modeli taslağı üzerinde çalışmalar sürerken, üniversiteler ve öğretim üyeleri yaptıkları açıklamalarla 4+4+4 modeline karşı çıktıklarını duyurmayı sürdürüyor. Son olarak İnönü Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği de yaptığı açıklamayla uygulamanın bilim dışı olduğunu ifade etti.

“Uygulamanın akılla ve mantıkla açıklanacak tarafı bulunmuyor”

Laik, demokratik ve adil bir eğitimin toplumların gelişmişliğinin temeli olduğunun son üç yüzyıldır kanıtlanmış olduğunun belirtildiği açıklamada, çocukların okullaşmasının, sokakta çalışma, erken annelik, madde bağımlılığı, çeteleşme, çocuk iş gücü, çocuk istismarı, şiddet, batıl inançlar gibi olumsuzlukların da önüne geçtiği vurgulandı.


Bu gerçekler açıkça ortada dururken, çocukların 10-11 yaşından itibaren, nedeni ne olursa olsun, okul ortamından uzaklaştırılmalarının akıl ve mantıkla açıklanacak bir tarafı bulunmadığını vurgulayan İnönü Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği, uygulamanın bilimsel gerçeklere de aykırı olduğuna değindi.

Uygulamanın kırsal kesimde ve varoşlarda kız çocuklarını okuldan uzaklaştıracağının açıkça görüldüğünü belirteb açıklamada, “Düzenleme neye ve hangi amaca hizmet edecektir? Eğitim Bilimcilerin kesinlikle olumlu bulmadığı ve gelişmiş toplumlarda örneği olmayan bir sistemin ülkemizi ileri medeniyetler seviyesine asla taşıyamayacağı açıktır” denildi.

“Eğitimde bir kesimin lehine ideolojik yapılaşma had safhasına ulaştı”

Her kademedeki öğretimin kalitesizliği; okul binalarının, insan gücünün yetersizliği, toplumun her kesimine eşit düzeyde eğitim sağlanamaması, ulaşım, barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçlarının dahi karşılanamadığı bir süreçte olunduğuna vurgu yapılan açıklamada şöyle denildi: “Eğitimde bir kesimin lehine ideolojik yapılaşmanın had safhalara ulaşması, yönetici atamalarında partizanlığın belirleyici olması, mesleki-teknik eğitimin çağın gerisinde olması ve bitme noktasına gelmesi gibi sorunlarımızın acilen çözülmesi yerine, on iki yıldır uygulanmakta olan ve toplumsal kesimlerin büyük çoğunluğunca benimsenmiş bulunan eğitim sisteminin bir çırpıda bozulması asla akılcı bir yaklaşım değildir”


“Eğitim fakülteleri ve senatolar neden sessiz kalıyor”

İlköğretime getirilmek istenen 4+4+4 modelinin, sömürüye karşı verilen onurlu bir mücadele sonucunda kurulan Laik, Demokratik ve Sosyal bir Hukuk Devleti olmayı amaçlamış Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel nitelikleri ve felsefesine açıkça aykırı olduğunun vurgulandığı açıklamada şöyle denildi:


“Pedagojik bir yaklaşım sergilemediği ve her şeyden önemlisi çağdaş ve bilimsel eğitim sistemi ilkeleri ile bağdaşmadığı ortadadır. Bu sistemin dayatılması toplumumuzu yozlaştıracak, gericileştirecek, aklın ve bilimin doğrularından uzaklaştıracaktır. Ülkemizin aydınlık geleceği olan evlatlarımıza dayatılmak istenen bu eğitim sisteminin büyük bir yanlış olduğu konusunda velilerimizi uyarmayı önemli bir görev kabul ediyoruz. Ayrıca bu konuda asıl söz söyleme görevi olan Eğitim Fakültelerinin ve Üniversite Senatolarının neden suskun kaldıklarını kamuoyunun sorgulaması gerektiğini hatırlatıyoruz.

Konuyla ilgili İnönü Üniversitesi’nin açıklamasının öncesinde üç üniversite daha tepkilerini dile getirmişti. Konuyla ilgili kamuoyuna ilk olarak tepkisini açıklayan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 12 yıllık kesintili eğitim modelinin geri çekilmesini talep etmişti.

İlk tepki Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden gelmişti

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından yapılan açıklamada, çağ nüfusu bilişsel gelişim açısından ayrıştırıldığında, 7-11 yaşın somut işlemler, 12 yaş üstünün ise soyut işlemler dönemleri olarak belirlendiğini, bu yüzden dördüncü sınıftaki bir çocuğun, somut işlemler döneminin tam ortasındayken ilköğretimin ikinci kademesine geçmesinin, bilimsel veriler ve bulgulara ters düştüğü belirtilmişti.


Açıklamada ayrıca, "Çocukların soyut işlemler dönemine girmeden bir öğretim kademesini tamamladığı hiçbir gelişmiş ülke bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi.

Tasarının, kız ve erkek çocuklarında %98'e ulaşan okullaşma oranını düşüreceği, bu düşüşün, "alt sosyo-ekonomik düzeyden gelen" çocuklar için daha fazla yaşanacağı belirtilerek, "Böyle bir eşitsizlik, insan hakları açısından olduğu kadar insan gücü niteliğinin düşmesi açısından da eleştiriye açıktır" denildi.

ODTÜ Eğitim Fakültesi de tasarının geri çekilmesini talep etti

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin ardından bir açıklama kaleme alan ODTÜ Eğitim Fakültesi de, eğitim alanındaki ilkelere ve bilimsel verilere aykırı olduğu ve eğitim sistemine büyük zarar vereceği sonucuna vardıkları 4+4+4 eğitim modelinin geri çekilmesini talep etmişti.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Kanunun temel özünün zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarmak olmadığı ve 4. sınıfın sonundan itibaren mesleki eğitim, açık öğretim gibi farklı eğitim kanallarının önünün açılması olduğu anlaşılmaktadır” denildi.


Bu tür bir farklılaştırmanın çocukları, bir dereceye kadar standart olması gereken genel eğitimden yoksun bırakacağının vurgulandığı açıklamada şöyle denildi, “Çocuğun doğasına ve farklı ihtiyaçlarına uygun eğitim çeşitli seçmeli dersler ve etkinlikler yoluyla zorunlu eğitim kapsamında karşılanabilir. Bu nedenle, bu kanun teklifinin geri çekilmesi gerekmektedir”

Ege Üniversitesi'nden de 4+4+4 tasarısına ret

4+4+4 eğitim tasarısına karşı çıkarak geri çekilmesini isteyen bir kurum da Ege Öğretim Elemanları Derneği (EGÖDER) olmuştu.
Yapılmak istenen değişikliklerin evrensel ve bilimsel normlara uygun olmadığına inandıklarını belirten EGÖDER, zorunlu sekiz yıllık temel eğitimin niteliğini arttırmak ve eşit, kaliteli ve ücretsiz eğitim olanaklarının toplumun tüm kesimlerine ulaştırmanın temel alınması gerektiğini vurguladı.


"Üniversite öncesi dönemdeki eğitimden beklentimiz, eleştirel ve analitik düşünceyi özümsemiş, araştırmayı sorgulamayı sürdüren, yaratıcılığı bastırılmamış, yenilikçiliği özendirilmiş, çağdaş ve humanistik değerlere sahip bir neslin yetiştirilmesidir" diyen EGÖDER, ilkeler içerisinde, "dindar gençlik yetiştirme", "kindar gençlik yetiştirme", "intikam alma", "toplumun dinselleştirilmesine hizmet" gibi tanımların bulunmaması gerektiğinin altını çizdi.


(soL - Haber Merkezi)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder