26 Mart 2012 Pazartesi

Devletin 'kan parası' dağıtma formülü: Sivil şehitlik

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından önerilen "sivil şehitlik" yasa tasarısı devletin Kürt sorununa bakış açısını özetliyor. Tasarı yasalaşırsa devlet, sosyal düzenleme adı altında "kan parası" dağıtacak.

AKP hükümetinin, şiddet kullanımının en önemli enstrümanlarından biri olduğu anlaşılan bir Kürt politikası yürüttüğüne ilişkin bir işaret daha geçtiğimiz günlerde verildi. Önce Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği, ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in ayrıntılarını açıkladığı "sivil şehitlik" yasa tasarısı, devletin Kürt sorununa yönelik şiddete dayalı bakış açısını özetlediği kadar, milliyetçi tepkilere yol açmasının da gösterdiği üzere, Kürt sorunu başlığında toplumda daha fazla düşmanlık üretme niyeti de taşıyor.

AKP iktidarının tüccar zihniyeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kanalıyla "sosyal düzenleme" kılıfı altında dağıtılmaya başlanacak "kan parası"nı devlet terörü ve cinayetlerini "bağışlatıcı" bir yenilik olarak sunarken, AKP'nin Kürt sorununda şiddeti daha da mı artıracağı, bölgede pek çok sivil ölüme neden olabilecek gelişmelerin mi yaşanacağı soruları ise orta yerde duruyor.

"Sivil şehitlik" yasa tasarısı ne getiriyor

Geçiğimiz hafta yapılan AKP Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, hükümetin, şehit yakınlarını ve gazileri ilgilendiren bazı yasalarda değişiklik hazırlığında olduğunu ve konunun gündemin ilk sırasına yerleşmesine neden olan adımı açıkladı. Şehitlik ve gazilik kapsamının genişletileceğini söyleyen Erdoğan, "terör olaylarında hayatını kaybeden siviller de şehit sayılacak. Bu kişiler de kanun kapsamına dahil edilecek. Tazminatın yanında aylık da bağlanacak" diye konuştu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı olarak şehit aileleri ve gazilerle ilgili bir daire başkanlığı kurulduğunu ve Bakanlığa yönetmelik yapma yetkisi verildiğini açıklayan Erdoğan'ın ardından dün de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir açıklama yaptı. Şahin, "sivil şehitlik" kavramına açıklık getirdi. NTV'ye konuşan Şahin, yasanın Nisan ayı sonunda çıkarılacağını belirtti.

Düzenlemenin geçmişe dönük olarak uygulanacağını, 1987'den sonraki olaylarda mağdur olanları kapsayacağını, fakat "sivil şehit" yakınlarına ve yararlananlara geçmişe dönük maaş ödenmeyeceğini söyleyen Şahin, yeni düzenlemeden yararlanmak isteyen ailelerin valiliklere başvurması gerektiğini belirterek, "komisyon olayları değerlendirecek ve terör mağduru olunup olunmadığını karara bağlayacak" dedi.

Şahin, yasa hazırlığının en can alıcı kısmını da açıkladı:

Uludere'deki hava operasyonunda hayatını kaybeden 34 kişi sivil şehittir... Hırant Dink'in ailesi 5233 sayılı yasadan istifade etmek için başvuru yaparsa, sivil şehitlikten doğan haklarını alabilirler.

Devlet terörünün itirafı

Fatma Şahin'in bu açıklaması, aslında devlet terörünün itirafı anlamına geliyor. AKP hükümeti yeni yasa hazırlığıyla, AKP iktidarı döneminin siyasi cinayetlerinden birine kurban giden Hırant Dink'i ve Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Roboski'de TSK'nın bombalayarak öldürdüğü çoğu çocuk yaştaki 34 Kürt'ü, yani devletin bizzat kendisinin öldürdüklerini "terörle mücadele"de ölmüş sayacak.

1993 Sivas Katliamı'na ilişkin davanın zamanaşımına uğratılmasının yoğun tepkilere yol açtığı bir dönemde gündeme getirilen "sivil şehitlik" düzenlemesine ilişkin olarak, Sivas'ta katledilen Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan şöyle diyor:

"Sivas katliamında yakınlarını yitirenleri bu kapsamın içine almayacaklarını düşünüyorum. Çünkü hükümetin tavrı belli bu konuda. Davanın zaman aşımıyla düşmesinin ardından 'hayırlı oldu' diyen bir başbakandan bahsediyoruz... Biraz, 'katilleri bulmayalım, böyle insanlar çıkabilir, örgütlü yapıyı açığa çıkartmayalım ama üç kuruş maaş bağlansın. Katilleri bulunur, bulunmaz kimin umurunda' anlayışı var sanki. Dink ailesi ne yapar bilemiyorum ama Ramazan Akyürek'i yargı önüne çıkarmayan devlet şehitlik parası verse ne olur, vermese ne olur..."

Sivas Katliamı Davası'nı zamanaşımına uğratan ve en son Newroz saldırılarında görüldüğü üzere insan öldürmeyi siyasetin işlevsel, etkili bir enstrümanı olarak benimsediğini bir kez daha gösteren AKP iktidarının, tüm bu açılardan bakıldığında kontrgerilla geleneklerini özümsediği ve tekeline aldığı rahatlıkla söylenebiliyor.

Kürt sorununu "dinselleşme" ile çözmek mümkün mü?

"Sivil şehitlik" yasa tasarısının tartışmalı bir başka yönünü de, yine AKP hükümetinin Kürt sorununa bakışının temel taşlarından biri olan "dinselleşme" oluşturuyor. AKP'nin, Kürt ulusal hareketine biçim vermeye, mevcut Kürt siyasetini küçültmeye ve masadaki yerini devletin Kürtleri ile paylaşmaya ikna etmeye yönelik olarak şiddetin dışında devreye soktuğu önemli başlıklardan birini de "dinselleştirme"nin oluşturduğu biliniyor. Düzenlemeyle Kürt halkının kayıplarına da "şehit" payesi verilerek, ölümlerin üzerinden rant elde etmeye çalışıyor.

"Sivil şehit" düzenlemesinin 1987'den sonra terör olaylarında yaşamını yitirenleri kapsayacak olması nedeniyle faili meçhul cinayetler ile katliamlarda yaşamını yitirenlerin yakınlarının da bu kapsama dahil olup olmayacağı tartışılırken, öldürülen aydınlardan Turan Dursun'un oğlu Abit Dursun ise, bu konuya dair görüşünü şöyle dile getiriyor:

Neden 'şehitlik' kavramı kullanılıyor? Terör mağdurlarına bir destek verilecekse dini bir profili olmayan bir yaklaşım olabilir diye düşünüyorum.



(soL-Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder