20 Mart 2012 Salı

'Dindar ve kindar değerler' dersi geliyor

4+4+4 tasarısı ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, din derslerinin seçmeli olacağını, mevcut din dersi yerine de yine dini değerlerin öğretileceği 'zorunlu değerler' dersinin getirileceğini açıkladı. Dinçer, hafızlık eğitiminin 6 yaşına düşürüldüğünü de hatırlattı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 yasa tasarısı ile ilgili gazetecilerle bilgilendirme toplantısı yaptı. Tasarının gelecek hafta Genel Kurul'a geleceğini söyleyen Dinçer, Bakanlar Kurulu'nun uygulamayı bir yıl erteleme yetkisi olduğunu, ancak gelecek yıl yeni sisteme geçmeyi tasarladıklarını söyledi. Bakan Dinçer, yeni sistemin imam hatiplerin önünü açmak için yapıldığı eleştirisini kabul etmediğini belirtse de, gazetecilere anlattıkları, sadece imam hatiplerin önünün açılmasının değil eğitim sisteminin bütününün imam hatipleştirilmesinin gündemde olduğunu bir kez daha gösterdi.

6 yaşından itibaren hafızlık eğitimi

Okul öncesi dönemden itibaren çocukların hafızlık eğitimi almalarının önlerini Bakanlar Kurulu kararı ile açtıklarını belirten Bakan Dinçer, yeni sistemle birlikte 5-6 yaşında çocukların yazları hafızlık eğitimi alabileceklerini, ayrıca lisenin dışarıdan okunabileceğini ve isteyenin hafızlık eğitimi alabileceğini ifade etti. Dinçer şöyle konuştu:

"Hafızlık eğitiminde bir takım yasaklar vardı. İlkokulu okurken Diyanet’teki bir kursa öğrenciler katılamıyordu. Okul öncesi döneminde bir dini eğitime katılamıyordu. Bir kanun düzenlemesi yapıldı ve yaz döneminde din eğitiminin önü açıldı. Hafızlık eğitimi almak isteyen çocuklar, lise çağındayken okula kaydolmak şartıyla ama dışarıdan eğitimini alarak bu işi yapma imkanına kavuşacak. Bu düzenleme daha önceki şartlardan bir eksiklik taşımıyor, hatta daha fazla imkan veriyor. Yapılan, hafızlık eğitimi düzenlemesine engel oluşturmuyor. Buradaki temel eleştiri, lise çağının geç olduğu, isteyenin ilkokuldan sonra olmasıydı. Mevcut uygulamada ilköğretimden sonra bu tür eğitimleri alabiliyor çocuklar. Yine eğitimi alabilecek, üstelik bir yıl daha önce almak gibi bir şansları olacak."

'Dindar ve kindar değerler' eğitimi

Mevcut Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin gerçek anlamda bir din dersi olmadığını belirten Dinçer, mevcut din derslerinin seçmeli olması ve 'zorunlu değerler' dersinin getirilmesinin gündemde olduğunu belirtti:

"Din dersini sadece imam hatip okulları almıyor. Tüm öğrencilerin aldığı bir eğitim. Bugün okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi gerçek anlamda bir din dersi değil. AB uygulamalarına bakınca, Türkiye AİHM’de zorunlu din dersi konusunda sıkıntılı. AİHM’de esas sorun, din dersinin varlığı değil, çoklu, objektif ve eleştirel düzeyde verilip verilmediği meselesiydi. O açıdan bakıldığında din kültürünün aslında verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu gerçek anlamda bir din dersi değil. Eğer gerçek anlamda bir din dersinden bahsediyorsanız, çocuklara kendi dinlerini öğreteceği, kendi inanışlarını öğretebileceği bir bilginin verileceği ders anlaşılmalıdır. O yüzden de Müslüman çocuklar İslamı, Hıristiyanlar Hıristiyanlığı, Musevilerin Museviliği, Alevilerin Aleviliği öğrenecekleri bir din dersi konulursa onun isteğine bağlı olarak verilebileceği kanaatindeyim. Şu anki din dersinin daha çok genel dini kavramların ve ahlaki kavramların öğretildiği, toplumsal sorumlulukların açıklandığı bir değerler eğitimi mantığı üzerinde kurgulanabileceğini ve verilebileceğini düşünüyorum. Bu kararı Talim Terbiye verecek. Zamanı gelince konuşuruz."

Gelecek yıl kaos olma olasılığı yüksek

Bakan Dinçer, gerekli hazırlıkların yapıldığını ve gelecek yıl yeni sisteme geçildiğinde kaos olmayacağını söylese de 6 yaşındaki çocukların da okula başlayabilecek olması yeni sisteme uygun olarak okulların ve dersliklerin inşa edilmemiş olması nedeniyle gelecek yıl kaos yaşanması olasılığının yüksek olduğunu gösterdi. Dinçer'in dile getirdiği hesaplama tekniği de kaos ihtimalinin neden yüksek olduğunu kanıtlıyor:


"Öğretmenlerde, 4-5’i okutanlar seneye 1. sınıfa geçecek, yığılma olacak diye tedirginlik var. Mevcut öğrenciler için müfredatta herhangi bir değişiklik yok. Bu yıl 4’te okuyan çocuk, gelecek yıl 5’nci yılda okuyacak, 5’nci sınıf müfredatıyla tedirgin olacak bir durum yok. Bu yıl 4’ü okuyanlar gelecek yıl ortaokul olacak. Mevcut müfredat neyse ona devam edecek. Biz zaten şu anda ilk 4 yıl sınıf öğretmenleriyle 5. sınıfta da sınıf öğretmenleri ve bazı alan öğretmenleriyle eğitim götürüyorduk. Mevcut çocuklarımızın üzerinde herhangi bir program değişikliği yapmak konumuz değildir. Biz yeni eğitim döneminde hem 6’ncı yaştan hem 7’nci yaştan öğrenci alacağız öğrenci sayısı artacak böylelikle 5. sınıfı okutmadan 1. sınıfı okutacak öğretmen sayısı da artacak, öğrenci sayısı da birbirini dengeleyecek. Her yıl 1 milyon 200 bin çocuk okula başlıyor. Bir yaş altta da 1.1 milyon nüfus var. Toplamda 2.5 milyona yakın bir yaş aralığı nüfusu olacak. Tabi 1.1 milyon nüfusun hepsi gelecek anlamına gelmiyor."

Değerler eğitiminin pilot uygulamaları başladı bile

Ömer Dinçer'in açıkladığı 'değerler eğitimi' bazı pilot illerde başlamış durumda. Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği konferanslarda da tartışılan 'değerler eğitimi'ne göre öğrencilere okulda toplumsal-siyasi ve ahlaksal yönleri ile dinciliğin daha kapsamlı bir biçimde öğretilmesi amaçlanıyor. Değerler eğitimi kapsamında okullara mescit açılması ve umre gezilerinin planlaması da yapılıyor.

Eğitimde 'Milli ve manevi değerler' kavramı 12 Eylül ürünü

Tıpkı din dersi gibi 'milli ve manevi değerler' gibi muhafazakar bir kavramın eğitim sistemine sokulmasının tarihi 12 Eylül 1980 darbesi. Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliği'nin 1965 yılındaki hali şöyleydi:

“Birliğin amacı, aile ve okul arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmek suretiyle ana, baba ve öğretmenleri, çocukların eğitiminde işbirliğine götürmek ve böylece:

a) Çocuğun eğitiminde birbirine zıt kuvvetlerin çatışmasını önlemek,
b) Çocuğun gelişim ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların karşılanmasında okul ve ailenin görev ve sorumluluğu hakkında aile üyelerini aydınlatmak,
c) Okulda velilerin, eğitim için yararlı yaşantılarından, bilgi, beceri ve mesleklerinden faydalanmak,
ç ) Toplumsal yardımlaşma ve dayanışma anlayış ve alışkanlıklarını geliştirmeye yarayacak bir çerçeve içinde öğrenci velilerinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak.”




Darbenin ardından yönetmelik maddesi şu hale geldi:
"Her fırsattan faydalanarak öğrencilerin millet, vatan, bayrak ve insanlık sevgilerini; Atatürk ilke ve İnkılâplarına, manevî değerlere bağlılıklarını; dayanışma duygularını pekiştirmeleri amacıyla veliler ve okul müdürlüğü ile işbirliği yapmak."

9 Şubat 2012 tarihli AKP'nin çıkardığı yönetmelik ise şöyle:
"Öğrencilerin, Türk millî eğitiminin genel ve özel amaçları ile temel ilkeleri ve millî manevi değerler doğrultusunda yetiştirilmeleri için okul yönetimi, öğretmenler, veliler ve ailelerle iş birliği yapmak."



(soL - Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder