24 Mart 2012 Cumartesi

'İkinci cumhuriyet rejiminin ömrü uzun değil'


Yurtsever savcı Doğan Öz, Adalet İçin Hukukçular tarafından düzenlenen “Siyaset Alanının Daraltılmasında Bir Araç Olarak Hukuk” paneliyle anıldı. Panelde AKP iktidarının yeni cumhuriyeti kurarken hukuku nasıl kullandığı tartışılırken, Aydemir Güler, AKP rejiminin ömrünün çok da uzun olmadığını söyledi.

Kontrgerillanın üzerine gittiği için öldürülen savcı Doğan Öz, ölümünün 34. yılında Adalet İçin Hukukçular tarafından “Siyaset Alanının Daraltılmasında Bir Araç Olarak Hukuk” paneliyle anıldı. Panele CHP Milletvekili ve Sosyalistlerin Meclisi üyesi İlhan Cihaner, Avukat Ayhan Erdoğan ve TKP Merkez Komite dönem sözcüsü Aydemir Güler konuşmacı olarak katıldı.

“AKP gladyo ile mücadele etmiyor, kendi gladyosunu oluşturuyor”

Panelde ilk sözü alan Avukat Ayhan Erdoğan, Doğan Öz’ün gladyo ile savaşan ve onu karşısına alan ilk savcı olduğunu ve bunu hayatıyla ödediğini dile getirdi. Türkiye’de son dönemde gladyo ve kontrgerilla ile mücadele ettiğini söyleyen iktidarın kendi devleti ve gladyosunu inşa ettiğini vurgulayan Erdoğan, yaşanan operasyonların siyasi olduğunu ifade etti.

“Kanun önünde eşitlik yok”


Hukukun toplumların tarihinden bağımsız olmadığını ve olamayacağını belirten Erdoğan, kanun önünde eşitliğin de mümkün olmadığını söyledi. Kanun önünde eşit olmanın koşullarının bulunmadığına işaret eden Erdoğan, sermayenin, yönetenlerin yargılanmadığı bir düzende simit çalan yoksulların yargı karşısına çıkarılabildiğini ifade etti.


“Düzene taş atan çocuk, Hrant’ın katillerinden daha çok ceza alıyor”

12 Eylül’ün Türkiye’deki kurucu bir irade olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: “Şimdi içinde bulunduğumuz dönemde benzer bir kurucu irade var. Bu yeni kurucu irade kendi kurduğu yeni cumhuriyet için yargıyı açıkça kullanıyor. Bu iradeye karşı çıkan simitçi de olsa taş atan çocuk da olsa yargılanıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde düzene taş atan çocuk, Hrant’ı öldürenlerden daha çok ceza alıyor.”

“Hukuk değil kanun ve nizam önemlidir”

Erdoğan’ın ardından konuşan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Merkez Komite Dönem Sözcüsü Aydemir Güler, hukuk ve yasalar arasında denklik olmadığını söylerken, hukuk alanının yasalar tarafından kuşatıldığını dile getirdi.

Bunun tipik örneklerinin grev ve örgütlenme hakkı önündeki yasalarda, komünizme karşı yasalarda ortaya çıktığını belirten Güler, Süleyman Demirel’in "hukukun üstünlüğü yerine kanunun ve nizamın üstünlüğü önemlidir" dediğini hatırlatarak, Türkiye’de AKP öncesi cumhuriyette de hukuk ve yasalarda açık bir uyuşmamazlık hali olduğunu ifade etti.

Türkiye’de hukukun son bulduğunu vurgulayan Güler, Türkiye’nin hukukun reddedildiği keyfi bir düzen ve yeni statükoya sığdırılamayacağını dile getirdi.

“Hukuk alanına sıkışmış bir fotoğraf yanlış sonuç verebilir”

Hukukun nihayetinde üst yapısal bir başlık olduğunu ve bir yere kadar hukukun tartışılabileceğini belirten Güler, buradan toplumsal mücadele alanına geçmek gerektiğini söyledi.

Hukuk alanına sıkışmış bir fotoğrafın yanlış bir sonuç verebileceğini belirten Güler, ekonomi, dış dinamikler, toplumsa dinamikler ve yönetim alanında yaşanan açmazlara bakmanın önemli olduğunu söyledi. Türkiye’nin ekonomik olarak çok kırılgan bir noktada olduğunu belirten Güler, yeni kriz dalgasının Avrupa’ya kayması sonucunda Türkiye’nin bu kez emperyalizm ve finans desteği almasının da zorlaşacağını ifade etti.

Dış politikalarda AKP’nin denge tutturmaya çalıştığını belirten Güler, AKP’nin emperyalizmin kendine rol biçmemesinden korktuğunu, böyle bir durumun 2. Cumhuriyetin sonu anlamına geleceğinin bilindiğini dile getirdi.

“2. Cumhuriyetin ömrü uzun değil”

Türkiye’de işçi sınıfı mücadelesinin sanıldığı gibi çok da sessiz olmadığını belirten Güler, Bursa’da Bosch işçilerinin Birleşik Metal İş’e geçmesini hatırlatırken, Türkiye’de yeni TEKEL direnişi tarzı eylemlerin ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu kaydetti. Alevi dinamiği, Kürt dinamiği ve gençlik dinamiğinin de öneminde değinen Güler, 2. Cumhuriyet rejimimin ömrünün uzun olmadığını söyledi.

“Hukuk son tahlilde siyasetin aracıdır”

Güler’in ardından söz alan CHP Denizli Milletvekili ve Sosyalistlerin Meclisi üyesi İlhan Cihaner, hukukun son tahlilde siyasetin aracı olduğunu dile getirdi.

Hukukun içinde bulunulan dönemde yasalarla kısıtlandığını belirten Cihaner, Terörle Mücadele Yasası’nın özgürlüğün kısaltılması için bir açık çek olduğuna dikkat çekti.

"Cemaatin ÖYM’ye hakim olması doğallaştı"

MİT kriziyle birlikte Fethullah cemaatinin Özel Yetkili Mahkemelere hakim oluşunun doğallaştırıldığını belirten Cihaner, siyasetin alanının bizzat siyasetçiler eliyle hukuk aracılığıyla daraltıldığını söyledi.

AKP’lilerin daha önceden “yargı Alevilerin ve CHP’nin arka bahçesine dönüştü” dediğini hatırlatan Cihaner, “Şimdi cemaatin yargıyı ele geçirmesi ise son derece doğal ve olabilir karşılanıyor. ÖYM’ler eliyle herkes tutuklanabiliyor. Basın özgürlüğü yok. Savunma özgürlüğü yok. İnsanın beyninde olan düşüncelere direk oradayken müdahale edilmek isteniyor” dedi.

KCK operasyonun BDP’ye karşı bir siyasi soykırıma dönüştürüldüğüne vurgu yapan Cihaner, Ergenekon operasyonları ile de başka bir siyasi mücadele yürütüldüğünü dile getirdi.

Saldırıların insanları örgütlenmekten, sokağa çıkmaktan korkar hale getirdiğine değinen Cihaner, “Sokağa çıkan anında terörist ilan ediliyor. Son olarak dün serbest bırakılan Cihan Kırmızıgül, parasız eğitim istediği için uzun süre hapiste kalan Berna ve Ferhat bunun tipik örnekleriydi” diye konuştu.

(soL – Haber Merkezi)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder