2 Mart 2012 Cuma

'4+4+4 de yoksul öğrenciyi vuracak'


Eğitim Sen Genç Eğitimciler Komisyonu’nun düzenlediği “4+4+4=?” başlıklı panele yaklaşık 200 öğrenci, öğretim elemanı ve üniversite çalışanı katılırken, panelde düzenlemenin sakıncaları masaya yatırıldı.

Eğitim Sen Genç Eğitimciler Komisyonu’nun düzenlediği ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri Prof Dr. Rıfat Okçabol ve Prof Dr. Ali Baykal’ın konuşmacı olarak katıldığı “4+4+4=?” başlıklı panelde, AKP Grup Başkanvekilliği tarafından TBMM’ye sunulan zorunlu eğitim yasa tasarısı tartışıldı.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı ve yoğun ilgiden dolayı Eğitim Sen İşyeri Temsilciliği Salonu’ndan Turgut Noyan Salonu'na alınan panelde açılış konuşmasını Eğitim Sen Genç Eğitimciler adına yapan Öyküm Giritli yaptı. Giritli, kesintili eğitimin, AKP döneminde birçok alanda gerçekleşen dönüşümlerle birlikte, bütünlüklü olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Daha sonra söz alan Prof Dr. Baykal, eğitimin görevinin toplumu yeniden üretmek değil, yeni bir toplum üretmek olduğunu ifade etti. 4+4+4 düzenlemesindeki “+” işaretinin kırılma noktası olduğunu vurgulayan Baykal, bu düzenlemenin ilköğretimde çeşitliliğe yol açacağını ve dolaylı olarak kızların eğitimden uzaklaşacağını belirtti. Bu düzenlemenin teşvik ettiği bir diğer mesele olan erken yaştaki mesleki eğitime değinen Baykal, bu durumun bilime ve insan haklarına aykırı olduğunu ve psikolojik açıdan olumsuz sonuçlara yol açacağını ifade etti. Baykal konuşmasında gelişmiş toplumlardaki kadının rolüne dikkat çekerken, bu düzenlemeyle kadınların eğitim alma haklarının zarar görebileceğini belirtti. Kesintili eğitim düzenlemesinin sebep olacağı örgün-yaygın, mesleki-genel eğitim zıtlaşmasına işaret eden Baykal, bütünlüklü eğitimin gerekliliğini vurguladı.

Prof Dr. Ali Baykal’ın ardından sözü alan Prof Dr. Rıfat Okçabol, eğitimin öncelikli olarak siyasal bir mesele olduğunu ve 4+4+4 düzenlemesinin, AKP Türkiye’sinde eğitim ve sağlığın paralılaştırılması gibi birçok alanda yaşanılan dönüşümle birlikte ele alınması gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, zorunlu eğitimin tarihsel gelişiminden bahseden Okçabol, zorunlu eğitimin Batı’da sanayi toplumlarının bilgi toplumlarına geçişleriyle birlikte ortaya çıktığını belirtti. Türkiye özelinde ise, ilk defa 1973 yılında gündeme gelen zorunlu eğitimin, 1974 yılında gerçekleştirilen Eğitim Şurası tarafından kabul edildiğini ifade eden Okçabol, yürürlülüğe girmesinin ise 28 Şubat sonrası gerçekleşebildiğini belirtti.


“Düzenleme yine yoksulları vuracak”

Gerçekleştirilmeye çalışılan bu düzenleme öncesinde de öğrenimine devam edemeyenlerin yoksul ailelerin çocukları olduğunu vurgulayan Okçabol, bu düzenlemeyle emekçi çocukların resmen eğitim dışı bırakıldığını ifade etti. AKP iktidarının “mesleki eğitime katılım azalıyor” iddiasına karşılık, mesleki eğitime katılımın 10 yıllık AKP iktidarı döneminde kademeli olarak arttığını belirten Okçabol, bu düzenlemeyle yerli ve yabancı sermayeye yetiştirilen ara eleman sayısında artışın hedeflendiğini söyledi. Kesintili eğitim düzenlemesinin, Başbakan’ın “Dindar nesil yetiştireceğiz” söylemiyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Okçabol, laik bir eğitim sisteminde eğitimin amacının dini ayrımlar gözetmeksizin bireyin özgürleşmesi, bilişsel ve duyusal gelişim olması gerektiğini belirtti.


Düzenlenen panel, toplantıya katılan akademisyen ve öğrencilerin katkı ve sorularıyla son buldu.



(soL-Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder