28 Şubat 2012 Salı

Tayyip Erdoğan: 'Kılıçdaroğlu'ndan gayet memnunuz'


Tayyip Erdoğan, 10 Şubat'ta geçerdiği ameliyatın ardından ilk grup toplantısını bugün yaptı. Erdoğan'ın gündeminde ağırlıklı olarak 28 Şubat ve CHP kurultayları vardı.

Tayyip Erdoğan bugün partisinin grup toplantısında konuştu. 10 Şubat'ta geçirdiği ameliyatın ardından ilk kez partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın gündeminde ağırlıklı gündem maddeleri 28 Şubat süreci ve CHP kurultayları vardı. Geçtiğimiz gün Taksim'de gerçekleşen ırkçı gösteriyi savunan Erdoğan, konuşmasında 12 yıllık kesintili eğitim tasarısına da değindi.






28 Şubat'ın 15. yıldönümüyle ilgili Erdoğan şöyle konuştu:

-"Türkiye'nin tarihinde bazı hatırlamak istemediğimiz karanlık tarihler var. Bugün de böyle karanlık bir tarihin, demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantısını yapıyoruz. 28 Şubat olayı demokrasi faciası olarak zihinlere kazınmıştır. 28 Şubat müdahalesi 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün devamı niteliğinde. Aynı ideolojinin eseri bir müdahaledir. 28 Şubat'ta farklı bir tarz izlendi ama öncekilerde olduğu gibi milletin kendisi hedef alınmıştır. Seçimle gelmiş bir hükümet kışkırtmalar, kirli senaryolar marifetiyle görevden uzaklaştırılmış, siyaset dizayn edilmek istenmiştir. 28 Şubat arkasında çok büyük bir enkaz bıraktı. Hükümet ağır bir kuşatma altına alınırken, belediyelerin hizmet üretmesinin önüne geçilmiştir. 28 Şubat toplumu da dizayn etmek gibi bir niyet sergilemiş. İlkokullardan üniversitelere Kur'an kurslarına kadar milletin hissiyatıyla uyuşmayan düzenlemeler yapılmıştır. Nice kız öğrenci eğitimden soğutulmuş, kılık kıyafetinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır"

-"Hastayım, ben de bugünkü Bezmialem'de yatıyorum. İki kız yanıma geldi, nedir rahatsızlığınız diye sordum. O zaman belediye başkanıyım. 'Ne olacak, kafayı üşüttük' dediler. 'Eğitim-öğretim hakkımız elimizden alındı da o yüzden' dediler. Bunların ahı, bunların vahı yerde kalır mı? 28 Şubat ağır faturalar yükletmiş, Türkiye'nin ilerleme hamlesine ağır bir darbe vurdu. Biz 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün gururla ayaktayız, buradayız. TBMM 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün burada. 28 Şubat'ta hakkı yenilen nice kardeşimiz artık haklarına kavuştu, kavuşuyor. Eğitim hakkı elinden alınan kız kardeşlerimize hakkı iade ediliyor. 28 Şubat'ın mimarları toplumun huzuruna çıkmaktan çekiniyor. Telafi edilemez bir mahcubiyet yaşıyorlar. Tarih 28 Şubat'ın mimarlarını, taşeronlarını, taşeron medya kuruluşlarını da üzerinden bin yıl bile geçse affetmeyecek. 12 Eylül'ün mimarları yokluğa mahkum edilmiştir. 28 Şubat'ın mimarları da 15 yıl içinde unutulmuş, millet onları da elinin tersiyle bir kenara etti. Bu millet 28 Şubat'la da yüzleşiyor, yüzleşmeye devam edecek. 28 Şubat'ın bu ülkeye ödettiği bedelin hesabı da soruluyor"


Konuşmasında CHP'yi de gündemine alan Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında satır başları şu şekilde:

-"27 Mayıs'a zemin hazırlayan CHP olmuştur. 28 Şubat'a sessiz kalan yine CHP oldu. Bunlar demokrasiyi, kurultaylarda işlerine geldiği için hatırlarlar. 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da hatırlamadıkları demokrasiyi sadece kurultay kürsülerinde hatırlarlar. Demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz. 27 Nisan'da neden sesiniz, soluğunuz çıkmadı. O kadar ileri gittiniz ki, 'Ankara'da da savcılar varmış' dediniz. Bunların demokrasi aşkı platoniktir. Bunlar demokrasiyi ancak uzaktan sever. CHP'nin jetonu maalesef geç düşüyor. Genel başkanları da 'Bu kadar sık meyhaneye gitmeyin. Gidecekseniz de aynı meyhaneye gitmeyin' dedi. Merhum Oğuz Atay'ın sözü var; 'Türk solu geç kalkar, çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir' Ben söylemiyorum. Kadınları MYK'ya almakla övünüyorlar, kendilerine orada da günaydın diyorum. AK Parti'yi izlemelerini temenni ediyorum. Kendi partisi içinde demokrasiyi tesis edemeyen bir genel başkandan biz demokratik bir duruş beklemiyoruz. Bizde kadın kolları başkanımız MYK'nın da tabii üyesidir. Bunların bundan haberi yok. Kendi ülkesini şikayet eden, kendi partisi içinde Dersim konusunda doğruları söyleyen kadroları görevden alan başkandan biz samimiyet beklemiyoruz"

-"Kaset operasyonundan sonra iş başına gelen bir genel başkanın vesayete karşı onurlu duruş sergilemesini hiç beklemeyin. Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasında geçmişiyle gurur duyduklarını söylüyor. Dersim katliamından dolayı da gurur duyuyor musunuz? İstiklal mahkemelerinden gurur duyuyor musunuz? Fitil fitil ödettiğiniz ağır bedellerden gurur duyuyor musunuz? 27 Mayıs'tan da gurur duyuyor musunuz? Siz Kılıç Ali'yi CHP belediyerinde parklara isim vermeye devam edin. Çıkmış 'Başbakan 46 dakika konuştu, 45 dakikayı CHP'ye ayırdı, CHP'den çekiniyor' diyor. Aynaya bak aynaya, millet dizi seyretmeyi bıraktı keyifle sabah akşam seni seyrediyor. Tüzük kurultayında ne gibi değişiklikler olacak diye baktım, Erdoğan kurultayıymış. Biz Sayın Kılıçdaroğlu'dan ziyadesiyle memnunuz. CHP'den bu haliyle fazlasıyla memnunuz. Günde ayaküstü 10 yalan söyleyen bir genel başkandan biz ziyadesiyle memununuz. Konuştuğu kürsünün önünde kendi milletvekili tartaklanıyor. Neredeyse orada işini bitirecekler. Dayağı yiyen CHP'li vekil. Dosyasını veremiyor. Senin vekilini dövüyorlar, sen hala 'Beni CHP'lilerden korumayın' diyorsun. İstediğiniz kadar hakaret edin, onların hepsi bizim kârhanemize yazıyor. Sonuçta aynaya baktığınızda mahçup olan siz olacaksınız"


Erdoğan, 12 yıllık kesintili eğitim tasarısını eleştiren TÜSAİD'ı da hedef aldı:

-"Başta CHP ve TÜSİAD'ın vermiş olduğu tepki tamamen çağdışı, Türkiye gerçeklerinden uzak tepkilerdir. TÜSİAD da taraf olabiliyormuş. Bu TÜSİAD daha önce yine İmam Hatiplerle ilgili olarak bizzat bir rapor hazırlattı. O raporla İmam Hatiplerin orta kısımları kapatıldı. Bunların evvelini biliriz. Bunların kininin nereye olduğunu biliriz. Bunu bildiğimiz için bu yanlışı düzeltmek bizim görevimizdir. 8 yıllık kesintisiz eğitimin mimarlarından TÜSİAD'ın eğitimde statükoyu savunması ibretlik bir durumdur. Kusura bakma TÜSİAD senin arzun olmayacak. Milletin arzusu olacak. Daha önce de dedim, siz işinize bakın. Sıkılmadan şunu söylüyorlar. Neymiş kızların okumasının önü kesilecekmiş. 9 senelik raporlara bakar insan. Şu 9 yıl içinde bu ülkede eğitim-öğretim nereden nereye geldi. 8 yıllık eğitimin en önemli mağduru sanayiciler. İdeolojik kaygılarla zihinleri bulandırmak TÜSİAD'ın geçmişten devraldığı eski bir roldür. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü sorgulasın. Ben TÜSİAD'a da acilen değişmesini ve kör ideolojiden kurtulmasını tavsiye ediyorum. 4 okuyacak 4 daha okuyacak ama ikinci 4'te tercih yetkisi var. Ama devam etmek durumunda. Üçüncü 4'e başlarken isterse açık liseyi tercih edebilir. Bunu yaparken bir rahatlama getiriyor. ABD de evden eğitim sistemini kurmuş. Biraraya geldiğimizde konuşuyorlar. Türkiye buna niçin Fransız kalsın? Ama dert başka, ideoloji. İlk 8 yıla devam mecburiyeti getiriyoruz. Kızların okuldan koparılacağı endişesi tamamen yersiz. Kız çocuklarının okullaşma oranı rekor düzeylere çıktı. Bu mu geriye gidiş. İlköğretimde okullaşma oranı 2002'de yüzde 91'i ey TÜSİAD bugün yüzde 98. Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma hızı erkeklerden çok daha fazla. Bize bu şekilde saldırmak bakar kör olmaktır. Eğitimi birilerinin deneme tahtası olmaktan çıkardık"

Grup toplantısında yaptığı konuşamada geçtiğimiz gün Taksim'de düzenlenen ve atılan sloganlar ve açılan pankartlarla tam bir ırkçı gösteriye dönüşen Hocalı protestosunu da savundu. Erdoğan'ın konuşması şu şekilde:

-"26 Şubat 1992'de Hocalı'da 613 masum insan Ermeni saldırganlar tarafından katledildi. Kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yadediyoruz. Azerbaycan'ı bir kez daha dayanışma mesajlarını iletiyoruz. İstanbul'daki mitingde marjinal ve münferit birkaç pankartın olması Hocalı katliamına dair acımızı ve dayanışmamızı gölgelemeye yetmez. Etnik kökenine, inancına bakılmaksızın her bir vatandaş birinci sınıf vatandaştır. Biz Hocalı katliamını unutmayacağız, unutturmayacağız"

-Uludere Katliamı ile ilgili de konuşan Erdoğan, ""Terör örgütünün maskesi her geçen gün biraz daha düşüyor. Örgüt içinde istismar edilen çocuklar tek tek ortaya dökülüyor. Güvenlik birimlerinin motivasyonunu olumsuz etkileycek her türlü girişim karşısında terör örgütü bizi bulacaktır. Uludere'deki kardeşlerimizi unutmadık. En az onlar kadar acı hadisenin aydınlatılmasını bekliyoruz. Gerek sivil yargı, gerekse askeri yargı iki koldan çalışmayı sürdürüyor. Süreç devam ediyor. Büyük bir hassasiyetle devam ediyor. Komisyon çalışmalarında gizlilik esastır. Önüne gelen konuşma yapamaz. Her komisyonun başkanı olduğu gibi bir de sözcüsü vardır. Baktık ki, birileri hemen bir şeyler kaçırmak için hemen açıklamalar yapmaya, dezenformasyana gitmek gibi bir gayret gördük. Uludere'deki kardeşlerimizle dayanışma amacıyla ilgili bakan arkadaşlarımın eşleriyle bir ziyareti olacak. Oradaki alilelerle biraraya gelecekler. Kendilerini kardeşlerimiz yalnız hissetmesinler" dedi.



(SoL-Haber Merkezi)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder