24 Ocak 2012 Salı

Bu ne yaman çelişki anne!




1981 yılında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından 1630 sayılı Dernekler Kanunu’na dayanılarak  kapatılan ve üyeleri hapsedilen  Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği(TÖB-DER)’nin küllerinden doğmasına izin verilmedi. AKP dahil ziyaret ettikleri siyasi partilerden destek sözü olan TÖB DER’in  tekrar faaliyet yürütmek için 2008’de Ankara Valiliği'ne yaptığı başvuru reddedildi.

TÖB-DER, 12 Eylül askeri darbesinin ardından Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nce kapatılarak tüm mal varlığına el konuldu. Kararın 1983 yılında Yargıtay tarafından onaylanmasının ardından  TÖB-DER, TCK’nın 141 ve 142’inci maddelerinin yürürlükten kaldırılmasına dayanarak 1991 yılında üzerindeki tüm yasakların kalkması için Sıkı Yönetim Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak başvurusu reddedildi. Yargıtay ve AİHM’de de yapılan başvuruların reddedilmesi üzerine TÖB-DER, tekrar faaliyet yürütmek için 2008 yılında bu kez  Ankara Valiliği’ne başvurdu, Ankara Valiliği de yapılan başvuruyu reddetti.  Red kararının üzerine 2010’da Ankara 12. İdare Mahkemesi’nde itiraz davası açan TÖB-DER’in itirazı da reddedildi. Mahkeme gerekçe olarak da, hukuki varlığı mahkeme kararıyla sonlandırılmış bir derneğin kesinleşmiş mahkeme kararını yok sayarak, yeniden faaliyete geçirilmesinin hukuken olanaklı olmadığını ileri sürdü.

KİM NE DEDİ?

‘12 Eylül ruhu sürüyor’

Ankara valiliğinin vermiş olduğu red kararının ardından kararı BirGün’e değerlendiren TÖB-DER Genel Sekreter Yardımcısı Seyfettin Bican böyle bir kararı beklediklerini söyledi. Her ne kadar 12 Eylül askeri darbesini gerçekleştiren paşalar hakkında yargılama süreci başlamış olsa da 12 Eylül ruhunun hala varlığını koruduğunu ifade eden Bican, “Bu kararda tek olumlu taraf mahkemenin TÖB DER Yönetim Kurulu üyelerinin usulen kabul edilmesi oldu. çünkü daha önceden yönetim kurulu üyeleri bile tanınmıyordu. Bir üst mahkemeye başvuruda bulunup kararı temyiz edeceğiz. Valilikte yönetim kurulu üyeleri kabul edildiği için karara itiraz edecektir. İç hukuk yolları tükenirse eğer AİHM’e başvurmayı düşünüyoruz” dedi.

‘BU ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

Eğitim Sen avukatlarından Mehmet Tiryaki ise, "Karar hem beklediğimiz hem de beklemediğimiz bir karar” dedi. Tiryaki, “Derneğin kapatıldığı döneme ilişkin hukuksal koşullar şu anda sürmüyor. 12 Eylül’ü yapan askeri yönetimin yargılamasının önündeki engeller kaldırıldı. TÖB DER’in  kapatılmasının,  yöneticilerinin  yargılanmasının gerekçesi olan yasaların tamamı yürürlükten kaldırıldı. Sonuçta ortada bir tüzel kişilik var, o tüzel kişilik kaldıkları yerden faaliyetlerine devam etmek istiyor. Tüzel kişiliği yönetenlerin iradesi söz konusu. Aynı tüzükle sadece yasalara uygun hale getirilerek yeniden çalışmaya devam etmek istiyorlar. Örgütlenme özgürlüğü hem ulusal hem de uluslararası mevzuata güvence altına alınmış durumda. Reddedilmesi örgütlenme özgürlüğünün ihlali anlamına gelir” diye konuştu.

Tiryaki şunları söyledi: “Zaten dernek faaliyetlerine başladı bir yer açtı. Yöneticiler bir araya geliyor etkinlikler yapılıyor. Dernek açmak için  bir izne gerek yok. Dernek var,  faaliyetini yürüyor, tüzel kişiliği devam ediyor. Bizim istediğimiz Valiliğin ve İçişler Bakanlığı’nın bu tüzel kişiliğin varlığını kabul etmesi.”



ELÇİN YILDIRAL - BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder