9 Mayıs 2012 Çarşamba

Çayda radyasyon, suda arsenik, sütte de hastalık yok


1986; Çernobil. 2008; Ankara, İzmir, Aksaray. 2011; Kütahya. Ve 2012… Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, "Okul Sütü Programı" çerçevesinde dağıtılan sütlerde, hastalık yapıcı mikroorganizmalara rastlanmadığını açıkladı.

Binlerce öğrencinin zehirlendiği okul sütü programına ilişkin tanıdık bir açıklama geldi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, "Okul Sütü Programı" çerçevesinde dağıtılan sütlerde, hastalık yapıcı mikroorganizmalara rastlanmadığını açıkladı. Bakanlık, mevcut veriler ışığında, uygulamanın kesintiye uğratılmasını veya durdurulmasını gerektirecek bir durum tespit edilmediğini bildirdi.

Bakanlık tarafından iki kurul oluşturulduğu belirtilen açıklamada, "Ancak okul sütü programının tüm aşamalarının dikkatlice ve titizlikle ileri incelemelerine devam edilecektir. Sonuç olarak; Türkiye'de süt tüketiminin sınırlı olduğu göz önüne alındığında, okul sütü programı sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde ve beslenme ile ilişkili muhtemel sağlık sorunlarının azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Mevcut veriler ışığında, uygulamanın kesintiye uğratılmasını veya durdurulmasını gerektirecek bir durum tespit edilmemiştir" denildi.

Bakanlığın açıklaması yakın tarihteki bazı olayları hatırlattı. İşte onlardan birkaç tanesi.


26 NİSAN 1986

26 Nisan 1986’da Çernobil’de nükleer faciasının ardından radyasyon bulutunun etkisine giren devletlerin yöneticileri sessiz kalmayı tercih etti. Türkiye’de ise bazı gazeteler, “Türkiye’de radyasyon yok” manşetleriyle çıktı. Dönemin Sanayi Bakanı Cahit Aral, çayın yıkanınca ve demlenince radyasyon etkisini kaybettiğini belirten bilimselikten uzak bir açıklama yaptı. Aynı Bakan, kameraların karşısına geçerek çay da içti. Bakan, Çernobil faciasının üzerinden on yıl geçtikten sonra kendisiyle röportaj yapan bir gazetecinin sorusu üzerine; "evet, çayda radrasyon oranı tehlikeli boyutlardaydı", itirafında bulundu. "Niye insanları yanlış bilgilendirdiniz ve gözlerinin içine baka baka çayınızı yudumladınız", sorusuna verdiği cevap özrü kabahatinden daha büyük dedirten cinsten: "Ne yani, gerçeği açıklasaydık da, kamuoyunda infiale mi yol açsaydık".  Bakan, 1 Kasım 2011 kalp yetmezliğinden yaşamını yitirdi.


14 HAZİRAN 2008

2008 yılında Ankara'ya Kesikköprü Barajından verilen Kızılırmak suyunda "arsenik" bulunduğu ortaya çıktı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kameralar önünde musluktan doldurduğu suyu içerek "Bizim suyumuz temizdir. Bizim suyumuz içilebilir. Şerefimle teminat veriyorum ki ben her gece, her gün musluk suyu içiyorum. En kirli su bile arıtılabilir. Bunu bilmeyen cahildir" dedi.



RAPOR SAHTE ÇIKMIŞTI

Gökçek, sudaki arsenik oranının mevsimlere göre değişiklik gösterdiğini ve Ankara'da ki içme suyundaki arsenik oranının dünya standartlarının altında olduğunu savunmuştu. Ancak, Belediye tarafından ODTÜ’ye yaptırıldığı iddia edilen raporun sahte olduğu ortaya çıkmıştı.

Aynı dönemde İzmir’de de, Büyükşehir Belediyesi, Karşıyaka ve Bornova bölgelerinden alınan ve analizi yapılan su numunelerindeki arsenik oranını açıklamaması kriz yaratmıştı. Oranların saklanması ve bu bölgelere su verilen bazı Menemen su kuyularının kapatılması üzerine İzmirliler Valilik ve Büyükşehir Belediyesi'nden kamuoyuna tüm bilgilerin ve önlemlerin açıklamasını istemişti.


24 MAYIS 2008

Ankara’daki arsenik krizinden önce Aksarayın da sularının arsenikli olduğu gündeme geldi.Aksaray Belediye Başkanı Nevzat Palta 10 binlerce kişiyi hastanelik eden virüsün şebeke suyundan kaynaklanmadığını defalarca açıkladı. Yardımcısı Sadi Özdil, suyun temiz olduğunu kanıtlamak için basını çağırıp bardak bardak su içti. Sağlık Bakanlığı insanları hasta eden virüsün şebeke suyundan kaynaklandığını açıklarken, Eylül ayında Aksaray Üniversitesi’nin hazırladığı raporda suların arsenikli olduğu ortaya çıktı.


9 MAYIS 2011

Kütahya’da Eti Gümüş şirketine gümüş üretim tesislerinde kullanılan siyanürlü suyun depolandığı 3 kademeli barajın bir seti çöktü.Çevre Mühendisleri Odası, siyanürün yer altı sularına karışıp karışmadığını tespit etmek amacıyla bölgedeki içme suyundan alınan numune sonuçlarını açıkladı. Siyanür sızıntısı, 4,5 kilometre ötedeki Köprüören Köyü'nün su kaynaklarına ulaştığı ortaya çıktı. Eti Gümüş yetkililerinden gelen açıklamada ise, “İnsan sağlığı için risk yok” ifadelerine yer verildi.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Bazıları numune alıyor, çıkıyor, bangır bangır televizyonda beyanatlar veriyor. Yok 'siyanür karıştı', yok 'felaket olacak' falan. Bunların aslı astarı yok. Şu anda hiçbir tehlike yok” dedi. Faciadan bir ay sonra, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Hınç Yılmaz, Eti Gümüş A.Ş'de çalışan 97 işçide sınır değerin üzerinde arsenik tespit edildiğini açıkladı.




EmekDünyasi.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder