Türkiye’nin NATO’ya girişinin 60. yılı dolayısıyla Uluslararası İlişkiler Derneği’nin düzenleyeceği konferanslara karşı Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü ile İstanbul Üniversitesi Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Kulübü yanıt verdi: “Üniversiteler kanlı operasyona göz yummayacak."
Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği (UİK)’nin “Türkiye’nin NATO’ya girişinin 60. yılını kutlamak” amacıyla Türkiye-NATO ilişkilerini tartışacağı konferanslar düzenlemesine Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Kulübü (BÜSUİK) ve İstanbul Üniversitesi Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Kulübü ortak açıklamayla tepki gösterdi.
“Üniversite kanlı oyunlara alet edilmek isteniyor”
İki kulubün ortak açıklamasında, “UİK’in yönetim kurulunun akademisyenlerden oluşuyor olması ve sözü geçen konferanslarının her birinin ayrı bir Anadolu üniversitesinde yapılmasına karar verilmesi, ayrıca derneğin hedef kitle olarak üniversite öğrencilerini seçmiş olması üniversitelerin bölgemizde yürütülen kanlı oyunlara alet olmasına göz yummamakta kararlı olan biz üniversite öğrencilerini açıklama yapmaya itmiştir” denildi.
Emperyalizm ileri karakolundan taşeronluğa geçiş
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla beraber bölgeyi kan gölüne çeviren bir örgüte Türkiye’nin üye olmasının kutlanacak bir tarafı olmadığının belirtildiği açıklamada, Demokrat Parti döneminde Kore’ye gönderilen askerlerin kanı ile NATO’ya üye olunduğu hatırlatıldı.
NATO üyeliğinin Türkiye’nin kendisini emperyalistlerin safında konumlandırdığının tescillenmesi anlamı geldiğinin vurgulandığı açıklamada şöyle denildi: “Türkiye Soğuk Savaş boyunca Sovyetler Birliği’ne karşı emperyalizmin ileri karakolu vazifesini görmüştür. Bugün gelinen noktada ise ileri karakolluk görevi bitmiş, ülkemiz AKP iktidarı eliyle emperyalizmin taşeronluğuna soyunmuştur.”
“Üniversite gençliği savaşa ikna edilmek isteniyor”
Bu “kutlamanın” özellikle bugünlerde yapılıyor oluşunun manidar olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Suriye’ye saldırmanın yolunun arandığı, Türkiye’nin saldırıda başrol oynamasına karar verildiği bir dönemde üniversite gençliğinin savaşa ikna edilmeye çalışılacağı söylendi.
“Savaş çığırtkanlığına hayır diyoruz”
Yıllardır piyasalaşmanın teslim aldığı üniversitelerin bu kez de emperyalist oyunlara alet edilmek istendiğine vurgu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Bizler üniversitelerin önemli bir bileşeni olarak “okuyan insan emekçi halkına karşı sorumludur.” diyoruz ve bu sorumluluğun emperyalizme, savaş çığırtkanlığına ve haklarımızı esir alan kapitalizme hayır demek olduğunu biliyoruz. Üniversitelerde yıllardır süren piyasalaşma ve gericileşme sürecinin bu noktaya gelmiş olmasından dolayı endişe duyuyor ve öfkeleniyoruz. Bu etkinliği gerçekleştiren kuruluşun akademisyenler tarafından yönetiliyor olmasından ise utanç duyuyoruz.”
(soL - Haber Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder