25 Şubat 2012 Cumartesi

İTÜ’de İkinci Cumhuriyet’ten çıkış tartışıldı


İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Kulübü’nün düzenlediği Bilim ve Aydınlanma Haftası perşembe günü gerçekleştirilen “İkinci Cumhuriyet’ten Çıkış Var mı?” başlıklı panel ile birlikte sona erdi.

Panelin katılımcıları Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Aydemir Güler, CHP Milletvekili ve Sosyalistlerin Meclisi üyesi İlhan Cihaner ve soL Haber Portalı yazarlarından Asaf Güven Aksel ikinci cumhuriyetten çıkışı tartıştılar.

Kulüp adına yapılan açılış konuşmasında okuyan insanın halka karşı sorumlu olduğu bir kez daha vurgulandı. Karanlıktan her zaman bir çıkışın olduğunu ve bu çıkışı örgütleyenlerin gençler olduğunu tarihten öğrendiklerini dile getiren kulüp üyesi Görkem Yazgaç aydınlanma düşünürü Voltaire’in Kutsal Roma Germen İmparatorluğu için söylediği söze atıfla “AKP’nin ileri demokratik cumhuriyetinin” ne ileri ne demokratik ne de cumhuriyet olduğunu söyledi. Yazgaç, sözlerini bitirirken, eşitlik ve özgürlük içinde yaşayabileceğimiz sosyalist bir cumhuriyet kurmanın emekçilerin, aydınların ve gençlerin sorumluluğu olduğunu belirtti.

Daha sonra ilk sunumu gerçekleştirmek üzere TKP Merkez Komite üyesi Aydemir Güler söz aldı. İkinci cumhuriyet kavramının ilk kullanılmaya başlandığı yıllardaki tartışmalara değinen Güler kavramın kirli tarihine dikkat çekti. Özelleştirme savunuculuğu, emperyalizme bağımlılığın eksik görülmesi ve Türkiye’nin ABD ve AB ile bölgede daha fazla ortak görev alması gerektiği düşüncesi ikinci cumhuriyet kavramının AKP’li yıllarda kirlendikçe üzerimize gelen bir gerçek olduğunu söyledi. Böyle bir tarihsel süreçte 2011 genel seçimlerinin önemli bir moment olduğunu vurgulayan Güler artık Türkiye toplumunun geleceği tartışılırken birinci cumhuriyete dönüş kanallarının kesin olarak kapandığına dikkat çekti. Güler, panelin başlığı olan soruya “Buranın çıkışı ileri doğrudur” yanıtını verdikten sonra insanlığın bugüne kadar biriktirdiklerinin ileri çıkışın sosyalizm olduğunu gösterdiğini söyledi. Güler ikinci cumhuriyetin alternatifinin eskiye dönüşte değil daha ileride yani yeni bir sosyalist cumhuriyette olduğunu belirtti. Her siyasal rejimin bir ittifaklar sistemine dayandığını söyleyen Güler AKP’nin ittifaklar sisteminde erki paylaşan değil, giderek erki tekleştiren totaliter bir yapıda olduğuna dikkat çekti. Güler AKP’nin Tayyip Erdoğan’da cisimleşen erkinin sınırlarının belli olduğunu ve yaşanan gerilimlerin, kendisini var eden sistemin zeminini zedelediğini söyledi. Türkiye’nin toplumsal dinamiklerinin bu modele sığmayacağını belirten Güler yönetim krizinin daha derin temelleri olduğuna dikkat çekti. Güler, ikinci cumhuriyetin birinci cumhuriyete dönüş yollarını tıkadığı ölçüde bizi sosyalizme yaklaştırdığını söyleyerek sözlerini bitirdi.

Daha sonra söz alan İlhan Cihaner, ikinci cumhuriyet kavramının tarihine değindikten sonra, Türkiye’de neden ikinci cumhuriyetten söz edebildiğimize değindi. Özelleştirmeler, taşeronlaştırma, sağılığın ve eğitimin metalaşması, ordunun iktidarla ilişkisini sıkılaştırarak yeni bir pozisyona geçmesi, yargının dönüşümlerle iktidara hizmet eden yeni bir konuma geçmesi, doğrudan hükümetin politikalarını uygulayan hükümet bürokrasisi ve basın özgürlüğünün hiçe sayılması gibi durumların bize ikinci cumhuriyete geçtiğimizi gösterdiğini belirtti. Son dönemde Erdoğan’ın ve AKP kadrolarının dindar ve kindar gençlik söylemlerine dikkat çeken Cihaner panelin başlığındaki soruya “Kuşkusuz çıkış var; fakat buradan sihirli bir çıkış olmayacak; solun eşitlikçi, bağımsızlıkçı damarının yükseltilmesiyle çıkılacak.” diyerek sözlerine son verdi.

İlhan Cihaner’in ardından sözü soL Haber Portalı yazarı Asaf Güven Aksel aldı. Aksel bu noktaya nasıl bu kadar hızlı ve direnişsiz gelindiği konusuna değindi. Birinci cumhuriyeti tarihsel bir bakışla ele alan Aksel sola ve genel olarak topluma yönelik gerçekleştirilen ideolojik müdahaleleri değerlendirdi. Panelin başlığındaki soruya “Alıklaşmış, aklı tutuklanmış bir kesim var. Tüm bunların bileşkesinde bu soru sorulursa çıkış yok derim.” diye yanıt verdikten sonra. İkinci cumhuriyetin bir bina gibi giriş ve çıkışı olmadığını, onun içinde kalarak, çizdiği sınırlarda devinmenin faydasız olduğunu, buradan çıkmamızı sağlayacak herhangi bir kanal olmadığını söyleyen Aksel ancak yapıyı ortadan kaldırarak, yıkarak ikinci cumhuriyetten çıkabileceğimizi söyledi.

Sunumların ardından soru cevap bölümüne geçildi. İzleyicilerden bol miktarda yazılı soru alındı ve sorular konuşmacılar tarafından yanıtlandı.

Bilim ve Aydınlanma Haftası’nın kapanış konuşmasını yapan kulüp üyesi Aysima Karçaaltıncaba AKP’nin ikinci cumhuriyetinin gençlikle uyuşamadığına dikkat çekerek “gençlik bize nasıl ayakbağı olmaz” düşüncesiyle ilericiliğin ve solun değerlerine saldırıldığının ve biat eden, ses çıkarmayan dindar bir nesil ile topluma karşı hiçbir sorumluluk hissetmeyen bireyci-kariyerist nesiller yetiştirilmek istendiğini belirtti. Aydınlanma Haftası’nın bu noktada nasıl önemli bir yere oturduğu anlatıldıktan sonra haftaya katılan, emek harcayan herkese teşekkür edildi. İTÜ Sosyal Araştırmalar Kulübü bilimin ve aydınlanmanın sesini saldırılara karşı her geçen gün daha fazla yükselteceğini vurguladı.


(soL - Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder