Hava kirliliği ile uğraşan kente yeni bir fabrika geliyor…
Karabük adını
yıllardır ağır sanayi ve demir-çelik fabrikalarıyla duyururdu. Hava kirliliği
de her zaman sorun olmuştur. 1937’den
bugüne ülkeye sağladığı katkılar ve yarattığı istihdam sonucu fabrikaların
yarattığı kirliliğe bir şekilde göz yumulan, görmezlikten gelinen Karabük daha
büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Şimdi
de MARZİNC adıyla Baca Tozu ve Tufal Geri Kazanım Tesisi Karabük'e kurulmaya
başlandı.
Tehlikenin önemli bir boyutu kurulacak tesisin bürokrasi ve sermayeden destek alması. Belediye Başkanının tesisin dolaylı ortağı durumunda olduğu iddia ediliyor. Valilik ve Ticaret odası şirketi kırmızı halılarla karşılıyor.
Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde de iki yıl önce, Marmara Geri Kazanım Sanayi (Marzinc) tarafından kurulması düşünülen "Baca Tozu ve Tufal Geri Dönüşüm Tesisi"ne köylüler tepki gösterip mitingler düzenlemişti.
Çevreye duyarlı Karabüklü bir vatandaş
Demokrat Haber’e yaşananları anlattı:
"Bu tesis 2007 yılından beri kendisine
kurulacak yer aramakta. Aliağa, Marmara Ereğli, Dilovası, Kaynarca ve son
olarak da Bursa Mustafakemalpaşa’dan İdare mahkemesinin kararı ile yapımı
durdurulmuştur. Şirketin hakim ortaklarının geçmişe dayanan Karabük hukukları
var. Karabük Valisi, Karabük Belediye Başkanı, Ticaret ve Sanayi Odası ve
Organize Sanayi Bölgesi Mütevelli Heyetinin davetiyle Karabük’e gelen şirket
daha önce yaşadığı tecrübelere dayanarak her şeyi kitabına uydurmuş. Hatta ÇED
(Çevre Etki Değerlendirme) Raporunu gündemde fazla tartıştırmadan kabul
ettirdi. İlgili sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin duyarsızlıkları ya da
yetersiz bilgilendirilmeleri sonucunda rapora yapılması gereken hukuki itiraz süreçleri
kaçırıldı. Sadece tesis inşaatının yanında bulunan bir gıda tesisinin açmış
olduğu dava devam etmekte.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken yerel basının
büyük bir kısmı olaya duyarsız kaldı hatta ‘yatırımlar engelleniyor’ diye çevre
bilinci oluşturmaya çalışanları suçladılar. Tabiî ki bu tür yorumlara şirket
yöneticilerinin düzenlediği kahvaltılı toplantılar etkili olmuştur.
Belediye Başkanı tesisi eleştiren Ziraat Odası Başkanına sert bir çıkışla “Herkes her konuda ahkam kesmesin, gitsin domates yetiştirsin.” demiştir. Karabük Valisi “ Devletin kurumlarına güvenmek gerek” diyerek bürokratik tavır almıştır.
Şimdiki durum ise; oluşturulmaya çalışılan
Çevre Platformu bir türlü organize olamamakta. Bunun çeşitli nedenleri var
elbette ama en önemli etken sivil toplum örgütü yöneticilerinin birçoğunun bu
şirketle, dolaylı ortak belediye başkanı ve devleti karşısına almak
istememeleri. Hukuki süreçle beraber tesisisin inşası devam etmekte en geç
eylül 2012’de faaliyete geçmesi planlanmakta. İsteğimiz sesimizin tüm ülkede
yankılanması, hukuki süreçte konuya duyarlı ve tecrübeli hukukçuların
yardımıdır.
Karşımızda 66 milyon dolarlık yatırım yapan devasa bir güç var. Sermaye gücü ile birçok sorunu aşmaya devam etmektedir. Karabük nüfus yapısı gereği kozmopolit bir yapıda. Çevre bilinci oluşturmak için de akademik anlamda yardıma ihtiyacımız var. Geç kalmış bir çığlık olabilir ama hala umut var."
Demokrat Haber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder