3 Şubat 2012 Cuma

'Dindarlık ölçme cihazı varsa çıkar da görelim’


CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Başbakan Erdoğan’ın dindar gençlik açıklamalarının ardından yaptığı açıklamada, "Dindarlık ölçme cihazın varsa çıkar da görelim. Ölçme cihazını kabul etmeyen çocuklarımıza ne yapacaksın Başbakan? Yoksa karşılarına 10 bin kişilik kara gömleklilerini mi salacaksın" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, parlamento, demokrasi adına çok karanlık günler yaşadıklarını dile getirirken, dindar gençlik açıklamalarına ise, “dindarlık ölçme cihazın varsa görelim” dedi.

“Asker sivil darbeci fark etmiyor”

Türkiye’nin darbelerden çok çektiğini belirten Tarhan, askeri ya da sivil çok fark etmediğini, darbecilerin uygulamalarının devam ettiğini dile getirdi.


Darbecilerin, "medya ve sivil toplumu kontrolü altına aldığını, sendikaları lağvettiğini, cinayetlere göz yuman derin devlet polislerini terfi ettirdiğini, yasama, yürütme, yargıyı birleştirerek tek elden yönettiğini, meclisi doğrudan ya da bu hafta yapmaya başladıkları gibi dolaylı olarak tasfiye, baypas ettiğini" söyleyen Tarhan, içtüzük tartışmalarının meclisin fesh edilmesi anlamına geldiğini dile getirdi.


“Darbecilerin adı bazen cunta bazen Başbakan olur”

Darbecilerin adlarının bazen cunta, bazen başbakan olduğunu belirten Tarhan, “bazen yaptıklarının önüne millet ya da din sözcüğünü koyarlar, her şeyi meşrulaştıracağını sanırlar. Despot sistemlerini bunlarla özdeşleştirip, dokunulmaz kılmaya çalışırlar. Dini de milleti de istismar ederler" dedi.


Tarhan Deniz Feneri yolsuzluğunun üzerini örten hükümetin “yolsuzluğunun üzerini ben kapattım diyemediği için millet adına el koyduk” dediğini belirtti. Tarhan, ardından kendisinin "bir radikal olmadığı" mesajı vermek istercesine “Mussolini de işlediği sayısız cinayetin, halk adına işlendiğini söylüyordu. Stalin’in Gulag Takımadaları’ndaki sayısız ‘cinayeti’ Sovyet halkı adına işlediğini hatırlayın" diye ekledi.

"Sen kimsin Başbakan?"

Türk yargısına ve hukuk devrimine her türlü biçim ve kılıkta gerici, kıyıcı faşist zihniyetle saldırıldığını vurgulayan Tarhan, bunun bazen cunta, bazen başbakan kılığında olabileceğini söyledi. Tarhan, bu tehlikeyle karşılaşacaklarını, Gençliğe Hitabe’nin kendilerine söylediğini söyledi.


Tarhan şöyle konuştu, “Nesiller üstüne tahakküme meraklı bu Başbakan’a sormak istiyorum, sen kimsin Başbakan? Anne- babalarının bile inancında, kimliğinde, düşüncelerinde yetkisi sınırlı olan çocuklarımız üzerinde senin ne hakkın olabilir? Bizim adımıza, nesiller üzerinde nasıl hak iddia edebilirsin, sen kimsin Başbakan? Senin isteklerin, bizim ve çocuklarımızın istekleri değilse ne olacak Başbakan?”

“Kara Gömleklilerini mi salacaksın?”

“Dindarlık ölçme cihazın varsa çıkar da görelim Başbakan” diyen Tarhan, Varsayalım ölçtün, senin ölçme cihazını kabul etmeyen çocuklarımıza ne yapacaksın Başbakan? Yoksa karşılarına 5’er 10’ar bin kişilik kara gömleklilerini mi salacaksın, söyle de öğrenelim. Yoksa ‘camiler miğfer minareler süngü’ derken aslında metafor yapmıyor muydun Başbakan? Yoksa anlattığın kadar mağdur ya da masum değil miydin? Evvelce işlediğin bir nefret suçunu işleme kararlılığın hiç azalmadı mı Başbakan? Yetmez ama evetçiler, siz bu Başbakan ile hala mutabık mısınız? Başbakan’ın son söyledikleri bir cinayettir. Üstelik bunları bir promtere yazılı metinden, hece hece, sindirerek okuması, taammüden cinayettir" diye konuştu.


(SoL-Haber Merkezi)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder