Güncelleme 18:00
Emekli-Sen üyeleri tasfiyeyi protesto etti
Protestolarla geçen genel kurulda bir protestoyu da Emekli-Sen üyeleri gerçekleşti. Emekli-Sen Beyoğlu, Aksaray, Kartal ile Ankara Keçiören şube üyeleri, kürsüye çıkarak sendikada yaşandığını belirttikleri "tasfiye operasyonu" pankart açarak protesto etti. Emekli-Sen üyesi Hasan
Kaşkır yaptığı konuşmada yeni seçilecek DİSK yönetiminin bu konuya duyarlı olmasını istedi. Emekli-Sen üyeleri, "Tasfiye politikalarına
izin vermeyecğiz", "ihanet etme sendikayı bölme" sloganlarıyla yaptıkları eylemi bitirdi.
Eylemin ardından konuşmalar devam etti.
Yerli, yabancı sendika temsilcileri ile siyasi parti temsilcilerinin,
"birleşik mücadele" yönünde yaptıkları konuşmaların ardından kurul
sona erdi. DİSK'in 14. Genel Kurulu yarın devam edecek.
Güncelleme 16:20
Filistinli sendikacı: “Bizi beğenmeyen Gazze
denizinden gitsin”
Filistin Sendikalar Konfederasyonu (PGFTU) Genel Başkanı Shaher Saed, Nazım Hikmet’in, “Sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür” sözünü hatırlatarak işçi sınıfını selamladığını söyledi. “Filistin halkının kadın erkek işçileri mücadelemize devam ediyoruz” diyen Saed, Filistin’in vatan mücadelesinde binlerce kurbanın olduğunu söyledi. Saed, “Beğenmeyen Gazze denizinden gitsin, biz mücadelemize devam edeceğiz” diyerek tamamladığı sözleri salonda büyük alkış aldı.
Alabora: İşçi olmak istiyoruz
Mehmet Ali Alabora, Oyuncular Sendikası’nı kurduklarını vurgulayarak, “Türkiye’de 10 binden fazla oyuncu var. Şaşaalı ekranlarda gördüğünüz isimler 500’ü geçmez. Normal gelir seviyesinin üstünde kazanılmış paralar gösterilse de diğer sektörlerin çok kazananlarıyla karşılaştırırsınız aslında oyuncuların diğer sektörlerin kazananları kadar kazanmadıklarını göreceksiniz” diye konuştu.
Bütün oyuncuların bağlı çalışan, işçi olmaları gerektiğini ifade eden Alabora, “Oyuncular işçi olmalı ve işçi kalması gerekiyor. Serbest çalışan değil bağlı çalışanız. 30 yıldır yanlış uygulandığı için çok azı sigortalı çalışıyor. Her alanda taban ücretleri belirlemek istiyoruz” diyerek sendikal haklarının önlerinin açılması gerektiğini belirtti. Alabora, “ 1 Mayıs’taki sahne organizasyonunu yapmaya talibiz. Kendi emeğimizle 1 Mayıs’a katkı sağlamak istiyoruz” diyerek çağrıda bulundu.
Kıbrıslı sendikacı: Kıbrıs’ı mücadele
birleştirecek
Kıbrıs PEO Sendikası Genel Sekreteri Hristos Tombazos da söz alarak, “Türkiye emekçi ve halkıyla bizi ayıran hiçbir şey yok” diyerek işçi sınıfının verdiği ortak mücadelenin Kıbrıs’ı birleştireceğini söyledi. Tombazos’a DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, barışı simgeleyen zeytin dalı verdi.
Uluslararası alandaki sendika temsilcileri ve
konukların konuşmaları devam ediyor.
Güncelleme 15:10
Aranın ardından Moğollar grubu sahne aldı.
Grup, "Tamirci Çırağı", "Bir şey yapmalı" şarkılarını
seslendirdi. Konserin ardından KESK Genel Başkanı Lami Özgen kürsüye gelerek
söz aldı. Kapitalizmin dünyada kendini yeniden yapılandırdığını ifade eden
Özgen, “Toplumun ezilen kesimleri, sınıfın tüm bileşenlerini kapsayacak şekilde
sermaye sınıfına karşı bütünlüklü olarak mücadele edeceği bir katman çıkarmak
zorundadır” dedi.
“Erdoğan Ortadoğu’ya model olamaz”
Toplumun tüm kesimlerine, emekçilerine karşı baskı, sindirmenin 12 Eylül faşizminden daha ağır olduğunu söyleyen Özgen, Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlüğe değindi. “AKP Ortadoğu’daki sorunlarla içerideki sorunları kapatmaya çalışıyor” diyen Özgen, Uludere katliamını kapatmak için Erdoğan’ın Filistin’i, İsrail’i öne çıkardığını söyleyerek Sivas’ı, 1 Mayıs 1977’yi, Çorum’u, Maraş’ı hatırlattı. “Bu ülkenin devrimcileri Filistin halkının kurtuluşu için onların yanında fiili olarak mücadele verdiğinde ABD’nin yeşil kuşak projesinde yetişen çakma yöneticiler o mücadeleyi yok sayıyordu, devrimcileri terörist ilan ediyordu” diyen Özgen, ne Ortadoğu’da, ne Arap ülkelerinde Erdoğan ve AKP’nin model olamayacağını söyledi.
“AKP, kendi ihtiyacına göre anayasa yapıyor”
“Örgütlenme özgürlüğü, grev ve toplu sözleşme bir bütündür” diyen Özgen, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkını engelleyen yeni yasa uygulamalarına da konuşmasında yer verdi. AKP’nin emek düşmanı politikalarına karşı emekçiler bir arada mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Özgen, “Birleşik emek cephesini yaratarak bu hükümetin politikalarına karşı durmalıyız. Hepimizin boynunun borcudur” diyerek TMK ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini vurguladı. Yeni anayasa tartışmalarına değinen Özgen, “12 Eylül faşist anayasasını değiştireceğim diye toplumun değişik kesimlerine baskı aracı olarak kullanan AKP, kendi ihtiyacına göre bir anayasa yapıyor. Bizim demokratik bir anayasaya ihtiyacımız vardır” dedi. Özgen, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Soğancı: Ya teslim olacağız ya da kazanacağız
Özgen'in ardından TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı söz aldı. "Biz burada dostların arasındayız, güneşin sofrasındayız" diyerek sözlerine başlayan Soğancı, ülkenin mimar ve mühendislerinin işçilerle yollarının nasıl kesiştiğini anlattı. "Masmavi gökyüzünün altında gri bulutlar çok birikti. Bu bulutlar dağılacak. 'Bu abluka dağılacak' diyen işçileri coşkuyla selamlıyorum" diyen Soğancı, sözlerini şöyle tamamladı: "Ya teslim olacağız onlar bu ülkeyi cehenneme çevirecek ya da direne direne kazanacağız. Tam da karanlığa karşı aydınlığı savunma zamanıdır. Irkçı, milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, emperyalizme, gericiliğe, neo-liberalizme karşı mücadele etme zamanıdır."
Bilaloğlu: Türkiye Büyük Sağlık Meclisi'ni
örgütleyeceğiz
TTB Merkez Konsey Başkanı Eriş Bilaloğlu, yaşananların temel nedeninin kapitalizm olduğunu bilenlerin seslenebildiği bir örgüt olduklarını söyleyerek, "İşçi kardeşlerimiz merhaba" sözleriyle konuşmasına başladı. Bilaloğlu, çalışanların güvencesizleştirilmesi, geleceksizleştirilmesi ile ilgili konuşarak, "İşçi kardeşlerimiz ile birlikte üretmek için çabalıyoruz. Yetmiyor, eksikliklerimiz var. Yetmiyorsa daha fazlasını yapacağız. Bu işe yüreğini, aklını koyan herkesle daha fazlası için uğraşacağız" dedi. 11 Mart'ta Türkiye Büyük Sağlık Meclisi toplantısının örgütleneceğini söyleyen Bilaloğlu, "Eşit, özgür ülkeden bahsediyorsak hekimle taşeron işçinin örgütleriyle mücadele vermesini sağlayacağız" dedi. Bilaloğlu, DİSK'in mücadelesini selamlayarak sözlerini tamamladı.
Alper Taş: Hepimize mutluluklar diliyorum
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, DİSK'in daha fazla ideolojik davranması gerektiğini belirterek, "Sınıf mücadelesi bitti diyenler tarihin en ağır sınıf saldırısını yapıyor" dedi. "Onların ideolojisi özel çıkara bizim ideolojimiz paylaşmaya dayalıdır. Onlarda insan, insanın kurdudur bizde insan insanın sığınağıdır" diyen Taş, kapitalizmin insanlığı tükettiğini belirterek 21. yüzyılın emeğin, sosyalizmin olacağını ve 21. yüzyıl sosyalizminin özgürlükçü, enternasyonalist ve feminist olacağını söyledi. Birleşik devrimci bir hareket olması gerektiğini söyleyen Taş, "Kapitalizm insanları umutsuz kılıyor. Ama bu kapitalizmin mutsuzluğu karşısında verilmesi gereken mücadeledir. Mücadele mutlu eder, hepimize mutluluklar diliyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Güncelleme 13:45
Kürkçü: Örgütlü bir karakterle karşılık verelim
Kürkçü: Örgütlü bir karakterle karşılık verelim
Kılıçdaroğlu'nun ardından blok milletvekili Ertuğrul Kürkçü söz aldı. Kürkçü, konuşmasına "Roj baş hevalo" diyerek başladı. İşçilerin örgütlülüğüne ilişkin sözlerine başlayan Kürkçü, "Bu saldırıya eski altın günlere dönerek karşılık veremeyiz. Yeni bir dünya düzeni girişimi vardır, örgütlü bir karakterle karşılık vermemiz gerekir" diyerek işçi hareketine dair konuşmasına devam ediyor.
"Kuru kardeşlik söylemleriyle
olmaz"
"Sendikaların görevi, işçi sınıfı mücadelesini halkların bağrına gömmektir. Tüm işçiler sermayeye karşı birleştirmelidir" diyen Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü: "Kuru kardeşlik söylemleriyle olmaz, tekleştirme amaçlı hakimiyetle olmaz. Barış için mücadele etmek, Kürdün, yoksulun hakkı için mücadele etmekle aynı şeydir. Yanındaki tezgahta çalışan emekçinin diline sahip çıkmakla olur."
"Kürt emekçileri, tekstil atölyelerinde
çalışan başörtülü kızlardır"
Kürkçü, “Kürt emekçileri göçe zorlanmış, lağımları kazan, fındığı toplayan, belediyenin işçileri, temizlik işçileri, tekstil atölyelerinde çalışan başörtülü kızlardır. Sendikalarımız devletten sermayeden yayılan tekçiliğe karşı örgütlendiği bir okul olmak zorundadır. DİSK’in yanındayız birlikte mücadele edeceğiz” diyerek işçi sınıfı mücadelesinin sadece sendikalara bırakılamayacak kadar ciddi bir mücadele olduğunu söyledi. Kürkçü, dünya emekçi halklarını selamlayarak sözlerini sonlandırdı.
Farklı ülkeden 45 sendika temsilci geldi
Kürkçü'nün konuşmasının ardından farklı ülkelerden gelen sendika temsilcilerinin isimleri söylendi. Kongre’de bulunan farklı ülkelerden 45 sendika temsilcisi konuktan bazıları şöyle: "Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Lutterbach, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreter Vekili Patrick Itshbert, Filistin Sendikalar Konfederasyonu (PGFTU) Genel Başkanı Shaher Saed, Kıbrıs Dev-İş Genel Sekreteri Hasan Felek, Kıbrıs PEO Sendikası Genel Sekreteri Hristos Tombazos ve AB Türkiye Karma İstişare Komitesi İşçi Grubu Sözcüsü Annie Van Wezel."
Kurula ara verildi.
Güncelleme 13:00
DİSK Genel Kurulu'na katılan CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söz almasıyla salonda sloganlar ve ıslıklar
yükseldi. Taşeron oldukları için işten atılan ve hala mücadelesini sürdüren
CHP'li Maltepe Belediyesi işçileri, "Taşeron işçisi köle değildir",
"İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız" sloganlarıyla Kılıçdaroğlu'nun
konuşmasına izin vermediler
İşçilere müdahale
Salonda ıslık ve sloganlar devam ederken Kılıçdaroğlu, "Haklısın, kazanacaksınız, endişemiz yok" şeklinde yükselen tepkileri yatıştırma amaçlı sözler sarf etti. Söz almak için çıktığı kürsüde Kılıçdaroğlu'nu konuşturmayan Maltepe işçilerine salonda bulunan güvenlik görevlileri müdahale etmek istedi. İşçilerin açtığı pankarta el koymaya çalışan güvenlik görevlileriyle işçiler arasında itişme yaşandı.
"Grup Yorum ne güzel türkü söyledi,
neden bu gerginlik?"
Divan kürsüsünden de taşeron işçilere yapılan sözlü uyarıların ardından Kılıçdaroğlu söz aldı. Maltepe işçilerinin indirmediği pankartın karşısında konuşan Kılıçdaroğlu, "Grup yorum ne güzel iki türküyle açtı kurulu, neden bu gerginlik? Grup Yorum halktan yana, insanlıktan yana, insan onurundan yana mücadele veren sesiyle, sazıyla müzik aletleriyle güzel bir gruptur. Ama biletlerini satanlara 13 yıl verdiler. Unutmayın bir ülkede uluslararası yazar Auster, 'cahil' diye suçlanırsa Tayyip Erdoğan 'alem' diye yaftalanırsa 13 yıl azdır" dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasına devam etti
"Yapılması gereken şapkamızı önümüze koyup düşüneceğiz ayrılmayacağız bölünmeyeceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, özgürlük, demokrasi, barış için payda oluşturma çağrılarıyla salonda tansiyonu düşürme girişimli ifadeler kullandı. CHP'nin her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sesimizi kesmek istiyorlar. Birinin apoletleri vardı, birinin yok. Üniversitesi, medyası, okumuşu, yazmışı hapiste olan bir düzene demokrasi denemez. CHP olarak biz bedel ödeyeceğiz. Hazırız söz veriyoruz" diye konuştu.
"Taşeron işçisi köle değildir yanlış
slogan"
Konuşmasında ara ara sloganlarla tepkisini gösteren Maltepe işçilerine karşın Kılıçdaroğlu, "Taşeronlaşmaya ilk karşı çıkan, sendikanın hak olduğunu savunan ilk parti kimdi?" deyince işçiler, "Gereğini yapın o zaman" diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Bana geldiniz de ben size sahip çıkmadım mı? Hakkı zedelenen herkese sahip çıkarız. Taşeron işçisi köle değildir yanlış slogan. Taşeronluk köleliktir zate" ifadelerini kullandı.
Maltepe işçileri konuşmayı protesto etti
Demokrasi, anayasa değişikliği, özel yetkili mahkemelere ilişkin konuşması boyunca CHP'nin bedel ödemeye hazır olduğunu söyleyerek salonda bulunan izleyicilerin alkışlarını alan Kılıçdaroğlu, "CHP isterseniz bir telefon, isterseniz nefesiniz kadar yakın olur" diyerek sözlerini bitirdi. İşçiler, "Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz" sloganlarıyla Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını protesto etmeye devam etti.
Güncelleme 11:48
DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, Kemal
Nebioğlu ve DİSK kurucuları adına emek, demokrasi, sınıf mücadelesinde
yitirilen işçi sınıf önderleri ile deprem ve doğal afetlerde kaybedilenler
anısına 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Saygı duruşunun ardından
DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, sahnede söz aldı.
"İşçi sınıfı DİSK'e umutla bakıyor"
Görgün, "Türkiye emekçi halkı ve demokrasi güçleri DİSK'in genel kuruluna her zaman olduğundan daha dikkatli izliyor. Türkiye işçi sınıfı bugün de DİSK'e umutla bakıyor. İşçilerin çıkarlarını her koşulda savunan gerçek bir sınıf örgütü olduğunun bilinciyle DİSK'i bekliyor. Bugünün bizim için ayrı bir anlamı var. Sermayenin, devletin bütün saldırılarına karşı sınıf mücadelesini kararlılıkla sürdüren onurlu bir geçmişi canlarıyla, kanlarıyla yaratan konfederasyon 45. yılı kutlu olsun" şeklinde salonu selamladı. Bilinçli ve kararlı mücadele çizgisiyle nelerin başarılabildiğini ortaya koyduklarını ifade eden Görgün, "1 Mayıs'ta Taksim'de engelleri aşarak 100 binlerce yürekle Taksim'e çıktık. 33 yıl sonra yeniden buluştuk. 1 Mayıs 2010'da tarihi yeniden yazdık. Bu başarıyı emek güçleriyle elde ettik. DİSK olmasaydı bu başarı belki de gerçekleşmeyecekti" dedi.
"Sermayenin köleliğine geçit
vermeyeceğiz"
Torba yasaya karşı mücadeleyi de demokrasi güçleriyle beraber yaptıklarını söyleyen Görgün, "AKP iktidarına geri adım attırabildik. Kuruluş ilkelerimizle sendikal haklar, eğitim hakları, çalışma hakları, iş güvencesi ve insanca yaşamaya yeterli gelir hakkı için mücadele ediyoruz" dedi. "Bizi zor günler bekliyor. Hak ve özgürlüklerimiz açısından tarihsel bir dönemeçten geçiyoruz. Sınıfın hak ve özgürlüklerini gündemine alan sermayenin köleliğine geçit vermeyecek stratejiler oluşturmak zorundayız. Yeni liberal ideolojinin meşrulaştırdığı işçi sınıfına saldırısına insan onuruna yakışır anlayışla çıkabilmeliyiz" diyen Görgün, küresel krizle mücadele için dünyada yeni bir dönemin oluşacağını vurguladı. "DİSK'li olmak mücadeleci ve kararlı olmaktır" diyen Görgün, ayakta kalma becerisine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduklarını belirterek sürüklenecek karanlığa ayak direyecek birleşik gücün işçi sınıfı olduğunu vurguladı.
"AKP, 12 Eylül'ün tamamlayıcısıdır"
Yeni rejimin emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiğini ifade eden Görgün, "Türkiye siyasal, ideolojik ve toplumsal yapısı itibariyle geçmişe göre daha tutucu bir ülke haline geldi. Cemaat örgütlenmesiyle yaygınlaşarak toplumsal yapıya yerleştirilmiştir. AKP'nin 10 yıllık iktidarı 12 Eylül'ün tamamlayıcısı, devamcısı olmuştur" dedi. Üniversitelerin elden geçirilmesi, emniyet teşkilatında yaşanan değişim cemaatin teşşkilat içindeki varlığını gündeme getirdiğini vurgulayan Görgün, "Ergenekon tutuklamaları bu süreçte sürdü. Balyoz davası eşlik etmiş, Devrimci Karargah ve KCK ardını izledi. Kürt siyasetçilere tutuklama dalgası sürüyor. Giderek yayılan küresel kapitalizmle sermayeye vergi afları gibi düzenlemelerle siyasi iktidar bu kırılgan dönemde faturayı emekçi halka kesilmiştir" dedi.
"Yeni anayasa yapılacak iklim yoktur"
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Görgün, "Toplumun farklı kesimlerince ifade edilen özgürlük söylemleri AKP'nin elinin tersiyle itildi. 12 Eylül anayasası yeniden vaftiz edilmiş, yasamayla yürütmeyi elinde bulunduran AKP'ye yargının da kontrol altına alındığı dönemle devam ediyor. DİSK, demokratik anayasa yapılmasında anayasanın içeriğine ilişkin temel prensiplerini ortaya koydu. Demokratik anayasa yapabilmek için bu iklim yoktur. Toplumun baskı altına alındığı yerde demokratik anayasa yapmanın koşulları yaratılmış olmayacak. Bu ortam sağlanmalıdır" diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonu değerlendiren Görgün, "Taşeronlaştırmaya karşı mücadele ettikleri için İzmir halkını cezalandırmak için tutuklandılar. Arkadaşlarımızın yüzü ak, alnı açıktır. Başınızı dik tutmaya devam edin. Sonunuza kadar yanındayız" dedi.
"Tutuklu gazeteciler onurumuzdur"
Tutuklu gazetecilerin ve muhalif basının susturulmaya çalışıldığını vurgulayan Görgün, "Sosyal-İş sendika üyesi olan Ahmet Şık, Nedim Şener duruşmaların ardından serbest bırakılmadı, tutuklulukları hukuksal önlem değil açıkça, zalimce cezalandırmaya dönüştü. Gazetecileri içeri tıkarak muhalefete gözdağı vermek isteyenler, her birimizi tek tek demir parmaklıklar arkasına gönderseniz de susmayacağız, karanlığınıza karşı durmaya devam edeceğiz. Ahmet, Nedim onurumuzdur. Muhalif oldukları için mesleklerini sürdüremeyen gazeteciler DİSK'lilerin onurudur" dedi.
"İşçi sınıfı saldırılara maruz
kalıyor"
Görgün konuşmasında kadın emekçilerinin yaşadıkları sorunlar ile yaşam standartlarının istatistiklere oranla hayli düşmesini de değerlendirdiği konuşmasında işsizlik sıkıntısına da değinerek, "AKP iktidarında sendikal harekete, işçilere, emekçilere karşı düşmanca tavır sergilendi" diyerek TEKEL işçilerinin polis saldırılarına nasıl uğradığını da hatırlatarak işçi sınıfının maruz kaldığı saldırıları vurguladı. "İşçiler örgütsüz, savunmasız bırakıldıkça Avrupa'nın en düşük ücret alan ülkesi yapıldık" diyen Görgün, sendikalı oldukları için işten atılan işçiler, kıdem tazminatının kaldırılması gündemlerine de değinen konuşmasını sürdürdü. Görgün, "Yaşasın işçi sınıfının uluslararası mücadelesi, yaşasın DİSK" diyerek sözlerini tamamladı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu
(DİSK) 14. Genel Kurulu başladı. İstanbul Beşiktaş'ta Mustafa Kemal Kültür
Merkezi'nde düzenlenen kurula siyasi parti yöneticileri, sendika temsilcileri
ve farklı ülkelerden 45 sendika temsilcisi de katıldı. Kurulda DİSK'in 45.
yıldönümü de kutlanıyor.
Konuklar arasında TTB Merkez Konsey Başkanı
Eriş Bilaloğlu, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Genel Başkanı Mehmet
Soğancı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TKP MK üyesi Aydemir Güler, ÖDP
Genel Başkanı Alper Taş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, SDP Genel Başkanı
Rıdvan Turan bulunan isimler arasında yer alıyor.
Taşeron oldukları için işten atılan Maltepe
işçileri de, "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Mustafa Zengin,
işçiler fakir" sloganları atarken, salonda, "İşçilerin birliği
sermayeyi yenecek", "İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız"
sloganlarıyla coşkulu bir kalabalık bulunuyor.
Genel Kurul Grup Yorum'un sahne almasıyla
başladı. Salonda coşkulu kalabalık Grup Yorum'un şarkılarına eşlik etti. İlk
olarak söylenen Enternasyonal Marşı ile salonda saygı duruşu yapıldı. Ardından
Grup Yorum, 1 Mayıs marşını söyleyerek sahneden ayrıldı.
Sahnede DİSK'in tarihsel sürecini anlatan ve
yapılan direnişler, grevleri yansıtan sinevizyon gösterimi yapılıyor.
(soL Haber Merkezi-İstanbul)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder