Gökhan
Çetinsaya’nın Yüksek Öğretim Disiplin Yönetmeliği ile ilgili açıklamasında
“Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, 1985 yılında çıkmış ve
günümüze kadar yönetmelikte herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Yönetmelik,
o dönemin izlerini taşımaktadır. Öğretim Üyesi Disiplin Yönetmeliği’nde de
benzer yaklaşımları görmekteyiz… 21. yüzyıl gerçekleriyle uyumlu, şeffaf,
akademik özgürlük ve kaliteyi esas alan bir yaklaşımla yeni bir yönetmelik
çalışması içerisinde olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu süreçte, hiç kuşkusuz
bütün paydaşlarımızın katkı ve desteklerine açığız” dedi.
Disiplin yönetmeliği kimden yana?
Disiplin yönetmeliği kimden yana?
Üniversitelerde öğrencileri ve akademisyenleri baskı altına alma aracı haline gelen Yüksek Öğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği ile son yıllarda AKP’li rektörler yüzlerce öğrenciyi ve akademisyeni cezalandırdı. Özellikle İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Dumlupınar Üniversitesi, KTÜ vb. birçok üniversite yönetimi darbenin izlerini taşıyan bu yönetmeliği kullanarak öğrencileri ve akademisyenleri cezalandıran üniversitelerin başında geliyor.
Açılan birçok soruşturma polisin, savcıların okul yönetimlerine hazırlayıp verdikleri fezlekelere dayanarak, yargı süreçleri tamamlanmadan üniversitelilerin disiplin kurulları tarafından sonuçlandırıldı. Özellikle İÜ gibi okullarda yıllardır yüzlerce öğrenci üniversiteden ceza aldıkları gerekçesi ile kapı önünde çadır açıp demokrasi nöbeti tuttular. Üniversiteliler o zaman da disiplin yönetmeliğinin darbenin ürünü olduğu, eğitim haklarının ellerinden alındığını dile getirmişlerdi. Öğrenciler bugün de benzer cezalara maruz kalıyorlar. Sene başında İÜ’de 6 Mayıs 2010 tarihinde Avcılar kampüsünde Deniz’leri andıkları için 6 Öğrenci Kolektifleri üyesi 1 yıl uzaklaştırma cezası almıştı.
Nasıl bir yönetmelik, nasıl bir yönetim?
Üniversiteliler uzun yıllardır disiplin yönetmeliğinin anti demokratik olduğu
ve değiştirilmesi gerektiğini dile getiriyorlardı. Üniversitelilerin bir diğer
talebi disiplin yönetmeliği ile mağdur edilen öğrencilerin mağduriyetinin
giderilmesi ve hazırlanmasında üniversitelilerin söz sahibi olmadığı bir
disiplin yönetmeliğinin meşruluğunun tartışılması. Üniversiteliler bunun için
yönetmeliğin demokratik hakları ve özgürlükleri sınırlayıcı olmaması
gerektiğinin taraftarı olduklarını belirtiyorlar. Ancak çok daha kritik bir
talep daha yıllardır öğrencilerin dilinde: Üniversiteliler üzerindeki baskı
aracı YÖK kalkmadan üniversiteler demokratik olamaz. YÖK üzerinde ya da
disiplin yönetmeliğinde yapılan değişiklikler YÖK'ü veya AKP'yi demokratik
yapmaz.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta da, AKP’li YÖK’ün disiplin yönetmeliğinin anti demokratikliğine değinirken atanan AKP’li rektörlerin öğrenciler üzerinde disiplin yönetmeliğini ve soruşturmaları bir numaralı baskı aracı olarak kullanmaları. AKP’nin çiçeği burnunda “profesyonel” YÖK Başkanı Çetinsaya’nın ne tür bir değişiklikten bahsettiği ve üniversiteler üzerindeki baskının yönetmelik değişikliği ile ne tür bir "değişime uğrayacağı" merak konusu.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta da, AKP’li YÖK’ün disiplin yönetmeliğinin anti demokratikliğine değinirken atanan AKP’li rektörlerin öğrenciler üzerinde disiplin yönetmeliğini ve soruşturmaları bir numaralı baskı aracı olarak kullanmaları. AKP’nin çiçeği burnunda “profesyonel” YÖK Başkanı Çetinsaya’nın ne tür bir değişiklikten bahsettiği ve üniversiteler üzerindeki baskının yönetmelik değişikliği ile ne tür bir "değişime uğrayacağı" merak konusu.
Kaynak: Kolektifler.net
Sendika.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder