Ücret
ve tazminatlarını alabilmek için haftalardır direnen Hey Tekstil işçilerine,
Kocaeli'de kurulu Ford Otosan fabrikasında çalışan kadın işçilerden destek
geldi. Türk Metal Sendikası Gölcük Şubesi, kadın üyeleri ile birlikte
direnişteki işçilere karanfil ve kumanya getirdi. Ziyarete Türk Metal İstanbul
Şubesi'nin örgütlü olduğu Delphi fabrikasının temsilcileri de eşlik etti.
8 Mart’a az bir süre kala gerçekleşen ziyaret
anlamlıydı. Birbirlerinden çok farklı koşullarda çalışan ve yaşayan kadın
işçiler için karşılıklı olarak çıkarılan derslerle dolu bir buluşma yaşandı.
Hey Tekstil'in kadın işçileri fabrikada yaşadıkları sorunları anlatırken, Ford
Otosan'ın kadın işçileri gözlerindeki korku ve şaşkınlığı gizleyemedi. Bugüne
kadar Hey Tekstil ile ilgili haberleri “üzüntüyle” izleyen Ford işçileri,
bizzat gelip dinledikleri karşısında “korkunç şeyler bunlar”, “nutkum tutuldu”,
“kanım çekildi” ifadelerini kullandı.
SİZ KADINSINIZ BİZİ EN İYİ SİZ ANLARSINIZ
SİZ KADINSINIZ BİZİ EN İYİ SİZ ANLARSINIZ
Hey Tekstil işçisi Melek Sönmez, haftalarca
izinsiz çalışmak zorunda bırakıldıklarını, çocuklarıyla ilgilenmek, evlerini
temizlemek için istedikleri haftada bir gün iznin bile kendilerine çok
görüldüğünü anlattı. Sönmez, “İçerdeki tacizleri anlatmakla bitmez. Sizler de
kadınsınız, bizi en iyi siz anlarsınız. Evlerimiz dağıldı bu fabrikalar
yüzünden. Burada üç arkadaşımız boşandı, kötü çalışma koşulları nedeniyle.
Günde 24 saat çalıştık. Betonların üzerine kartonlar serip bir iki saat
uyuyarak çalışmak zorunda bırakıldık. Fabrikadaki güvenlikçilerin sürekli göz
hapsinde kaldık. Hamile arkadaşlarımız işten atıldı, süt izni verilmedi” dedi.
Üç ay boyunca ücret alamayınca yemekhanede toplandıklarını ve bu nedenle işten
atıldıklarını hatırlatan Sönmez, başlattıkları direnişi ücretlerini ve
tazminatlarını almadan bitirmeyeceklerini söyledi.
İKİ KİŞİLİK YİYORSUN İKİ KİŞİLİK ÇALIŞ
“Ben hamile olduğumu öğrendiğimde daha çok iş
istediler. ‘İki kişisin daha çok yiyorsun, daha çok çalış, hem karnındaki
çalışsın hem sen çalış’ diyorlardı” diyerek arkadaşının anlattıklarını
doğruladı Hey Tekstil'den Önem Çetin. Rahatsızlanarak hastaneye gittiğinde
yorgunluk ve stresten mide kanaması geçirdiğinin ortaya çıktığını aktaran
Çetin, “Biz 80 kişi toplu olarak Çalışma Bölge Müdürlüğüne gittik, sorunlarımız
anlattık. Sendikaya nasıl üye olacağımızı sorduk. Sendikaya üye olursanız
başka yerde işe almazlar dediler. Çoğunluğu da sağlayamadığımız için üye
olamadık” diye anlattı.
'NUTKUM TUTULDU'
Delphi İşyeri Temsilcisi Göknur Yılmaz,
sendikalı olarak çalıştıkları için Hey Tekstil işçilerinin yaşadığı hiçbir
sorunu yaşamadıklarını söyledi. Fabrikada kreşleri olduğunu, süt izinleri
olduğunu aktaran Yılmaz, “Şimdi sizin anlattıklarınızı dinleyince çok üzüldük”
dedi. “Arkadaşları nutkum tutularak dinledim. Gerçekten çok zor şeyler yaşamışlar.
Ben de şimdi bir kez daha diyorum ki rahatlıkla çalışmamı sendikaya borçluyum”
diyen Delhpi'nin bir diğer İşyeri Temsilcisi Yeşim Eren, 17 yıldır aynı
fabrikada çalışabiliyor olmasının sebebini sendikalı olmasına bağladı.
SENDİKALI OLMANIN ÖNEMİNİ ANLADIK
Ford işçisi Sevcan Kaya da “Bu arkadaşlarımın
durumunu gazeteden, televizyonlardan görsem aaa zor durumdalarmış diyebilirdim,
ama gelip böyle birebir temas kurunca gerçekleri çok daha net görüyorsun ve
yaşadıklarını hissedebiliyoruz. 12 yıldır sendikalı olarak çalışıyorum.
Buradaki kadın işçi arkadaşlarımızın yaşadığı sorunları hiç görmedik” diye
konuştu.
Türk Metal Gölcük Şube Yöneticisi Semra
Sözsoy da gelirken bu kadarını beklemediğini belirtti: “Televizyonda
gördüğümüzde ah vah diyordum ama gerçek çok daha farklıymış. Kadınlar
anlattıkça sendikalı olmanın ne kadar önemli olduğunu görüyorum. Ben de süt
annesiyim mesela, 10 dakika molamıza 10 dakika daha ekleyip süt sağabiliyoruz.
Kimse bir şey demiyor. Burada kapılar kilitleniyormuş…”
Kadın işçiler olarak bir sorun yaşadıkları
zaman önce kendi aralarında konuştuklarını, sonra işyeri temsilcisine
söylediklerini aktaran Sözsoy, birlik olmanın önemine dikkat çekti. Sendikalı
çalıştıkları için örgütsüz yerlerde neler yaşandığını bilmediklerini, Kocaeli'ye
dönünce Hey Tekstil'de yaşananları herkese anlatacaklarını dile getirdi.
KEŞKE DAHA ÖNCE GELSEYDİNİZ
Bu sırada söz alan Hey Tekstil işçisi İpek
Yavuz Yılmaz, “Keşke sizler daha önce gelseydiniz. Sendikalı olmanın
avantajlarını bize anlatsaydınız da bunları yaşamak zorunda kalmasaydık.
Örgütlenebilseydik, bir sendikaya üye olabilseydik. Üye olmak isteyen
arkadaşları peyderpey çıkarttılar. Biz de pek önemsemedik sendikanın ne demek
olduğunu bilmediğimiz için. Sizden dinleyince ne kadar önemli bir şey olduğunu
anladık” dedi.
8 MART VESİLE OLSUN
“Umuyoruz ki birileri sesimizi duyar,
buradaki arkadaşlar en azından ücretlerini, tazminatlarını alabilirler. Bizim
ülkemizde her şey para, çalışıyorsan, paran varsa yaşabiliyorsun, insan
muamelesi görüyorsun. Paran yoksa hiçbir şeyin yok! Arkadaşların durumu
gerçekten çok kötü. Üç aydır para alamamak, eve ekmek götürememek, hele
çocuklarına param yok demek kadar kötü bir şey yoktur herhalde” diyen Ford
işçisi Sevim Sözen, Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart'ın Hey Tekstil
işçilerinin haklarının verilmesine vesile olmasını istedi. Sözen, “Patronunuz
bir kadın, sizlerin üzerinden TBMM'den ödül almış bir insan, bunların bir kadın
tarafından yapılıyor olması çok acı” diye konuştu.
'KANIM ÇEKİLDİ'
Duydukları karşısında “kanının çekildiğini”
söyleyerek üzüntüsünü ifade eden Ford işçisi Aslı Han Sağlar “Evinden, eşinden,
çocuğundan çaldığın zamanla insana saygı gösterilmeyen bir yerde bu kadar emek
harcamak çok zor. Ben bunu yapamazdım herhalde” dedi. Nece Çelik ise daha önce
örgütsüz bir işyerinde çalıştığını, fakat böyle ağır olaylara şahit olmadığını
anlattı. Gamze Ceyhan “Gece vardiyasından çıktığımda hamile olduğumu öğrendim.
Akşam tekrar vardiyaya gittiğimde bana araba verdiler ve geri gönderdiler. Gündüz
vardiyasına döndüm. Bantlarda çalıştırmıyorlar, evrak işleriyle uğraşıyorum.
Doğuma kadar böyle olacak. Çocuğum bir yaşına gelene kadar yine gündüz
vardiyasında çalışacağım” diye konuştu. Çiğdem Gürel de sendikalı olmanın çok
önemli olduğunu, birlikte hareket edebildiklerini söyledi.
Tuğba Bak'ın ziyaretin kendisine
hissettirdikleriyle ilgili yaptığı benzetme çarpıcıydı: “Ben bu durumu depreme
benzetiyorum. Adana'da Erzincan'da deprem oldu biz hep üzüldük, elimizden
geleni yapmaya çalıştık. Ama ne zaman Marmara'da deprem oldu biz o zaman olanı
biteni anladık. Burada da böyle oldu. Haberlerde izlerken bu kadar sıcak
hissetmedim ama şimdi daha iyi anlıyorum neler yaşadıklarını. Burası ilk
direniş ziyaretim, keşke biz birbirimizin arkasında dursak ama güvenmiyoruz. En
büyük hatamız bu.”
İBRETLİK BİR DURUM
TEKSİF Örgütlenme Dairesi Müdürü Asalettin
Aslanoğlu: Hey Tekstil’de yaşadığımız Türkiye ve dünya açısından ibretlik
bir durum. Türkiye’de patronlar işçileri sendikayla bağ kurmasın diye işten
atmakla tehdit etmektedir. Bu da işçileri sendikadan uzak tutmaktadır. Hey
Tekstil işçileri de aynı süreci yaşadı. Ama sonuç ortada. İşten atılma
korkusunun faydası olmadı. Sendikaların işçilere kızması küsmesi olmaz.
Sendikacılar yardıma ihtiyacı olan işçilere koşulsuz yardım etmelidir. Bizim
Hey Tekstil işçilerine bakışımız böyledir. Öncelikle direniştekilerin
birilerini yanlarında görmesi önemlidir. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu işin
basit kısmı. Aynı zamanda TEKSİF olarak işçilerin ürettiği markaların
tanınmışlık gücünü kullanıyoruz. Hey Tekstil’in üyesi olduğu FLA ile bağlantı
kurduk. Aynı zamanda halen Hey Tekstil’den alım yapan müşterileriyle bağlantı
kuruyoruz. İşçi alacaklarının ödenmesi konusunda bir plan talep ettik. Bu
sorunun çözümü, beyaz ve mavi yakalı işçi ayrımı olmadan tüm alacaklı işçilerin
haklarını alabilmesi için planımızı paylaştık. Bunun için görüşmeler yapmaya
devam edeceğiz. Bu direnişin sonuna kadar takipçisi olacağız.
NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ
Türk Metal Sendikası Gölcük Şube Başkanı
Yücel Yücel: Kış günü Hey tekstil patronunun sıcak mekanınında oturmak yerine
işçilerin bu soğukta bekleyişini görmesini bekliyoruz. Bu mücadeleyi de birlik
olarak başarabilirsiniz. Biz Türk Metal olarak yanınızdayız gereken neyse biz
de onu yapacağız.
Türk Metal Sendikası İstanbul Şube Başkanı
Tufan Şimşek: Buradaki arkadaşların durumu son derece üzücü. Biz destek için
geldik. Yaşadıkları durumu bir sendikacı olarak çok iyi biliyoruz. Birlik
beraberliğin ne kadar önemli olduğunu bu olay başlarına geldiği zaman daha iyi
anlamış olmalılar. Çolukları çocukları neler yaşıyor onları dışarıdaki insanlar
anlayamazlar. Biz sendika olarak sonuna kadar bu işçilerin arkasındayız.
Sendikam adına ne gerekiyorsa yapacağıma söz veriyorum. Hangi iş kolu olursa
olsun hepimiz emekçiyiz. Emekçinin halinden emekçi anlar. Villalarda oturup,
şömine başlarında şarap içen patronlar anlamaz.
BU YAŞANANLAR POLİTİK BİLİNCİNİZİ UYANDIRMALI
Direnişteki Hey Tekstil işçileriyle buluşan
Prof. Dr. İzzettin Önder temsili olarak işçilere ders verdi; “Bu yaşadıklarınız
bir politik bilinci uyandırmalı. Bu politik bilincin iki önemli aleti vardır
bunlardan birisi içinde yaşadığımız ortamda hangi siyasi düşünce iktidardaysa
sandık başında hesabını sormaktır. Bugün geçmişte yaşadığımız hataların
vebalini çekiyoruz. Şimdi örgütlenme zamanıdır. Örgütlü olmayan herkes ezilmeye
mahkumdur. Çünkü büyük güçler var karşımızda. Örgütlenmek sendikalarda olmalı.
Sendikalarda örgütlenmekte yetmiyor, onları ele geçirmek de önemlidir. Çünkü
sendikalar da siyasetin bir parçasıdır.
Size canlı bir örnek vermek istiyorum.
Sağlıkçılar yürüyüş yapıyor Aksaray’da. Ben de tramvaydayım birisi trafiği
tıkıyorlar diye söylendi. Eyleme katılmak üzere travmayda olanlar müdahale
etti. Biraz ağız tartışması yaptılar. Trafiği tıkıyorlar diyen adam bir şey
söyledi; ‘Ben günde kaç saat çalışıyorum (Ünlü bir tekstil fabrikasında), gece
de başka bir yerde çalıyorum.’ Bunu samimiyetle söyledi ama bir şeyin
bilincinde değildi. Makul saatte çalışırken kazandığı para ile evini
geçindiremiyordu ama patron onun üzerinden ikinci fabrikayı açıyordu. Bunun
bilincinde değil.”
EVRENSEL - İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder