İnsanları yaşamlarında karşılarına çıkan problemleri çözerken hakları ve hak arama yöntemlerine dair bilgilendirecek ve bu yolla hak temelli toplumsal, kalıcı çözümler üretilmesini sağlayacak bir sistem yaratmayı amaçlayan Hümanist Grup'tan Seda Akço Bilen derneğin hedeflerini bianet'e anlattı.
Kişi ve kuruluşlara hakları ve hak arama
yöntemleri ile ilgili yönlendirme ve bilgilendirme hizmetleri vermeyi ve bu
yönde toplumsal bir örgütlenmeyi amaçlayan genç bir kuruluş Hümanist
Grup ya da tam adıyla söylersek Hak Temelli Politikalar için
Hümanist Grup Derneği.
Hak odaklı bir bakış açısıyla harekete geçen
derneğin başkanı Seda Akço Bilen'le Hümanist Grup'un hedeflerini ve
bu hedeflerin toplumsal yaşama katkısını konuştuk.
Risk oluşturabilecek ya da dezavantaj oluşturabilecek
hallerin çözümüne ilişkin herkesin hakları olduğunu anlatan Akço, insanların bu
haklarını bilmesinin önemini vurguladı. Bu haklara dayalı olarak çözüm talep
etmelerinin kendi sorunlarını çözerken kalıcı toplumsal adımlar atılmasını
sağlayacağını anlattı.
Derneğin kurulmasını
tetikleyen, sizi harekete geçiren nedir?
İnsanlar hayatlarında karşılaşabilecekleri
problemlerin çözümüyle ilgili belli haklara sahipler. Eğer bu haklarına dayalı
olarak çözüm talep ederlerse kendi haklarını çözmekle kalmayacak toplumun
dönüşümüne de hizmet etmiş olacaklar.
Bu yüzden insanları hakları ve
yararlanabilecekleri hizmetler konusunda bilgilendirirsek bu hak temelli çözüm
talebini ve hak temelli çözüm olanaklarını arttırabiliriz. Bu tür sorunlara
kalıcı çözümler bulunmasına katkı sağlamış oluruz diye düşünüyoruz.
Bir bilgilendirme sisteminden
mi bahsediyorsunuz?
Bir yandan bilgilendirme gibi bir hedef varken
bir yandan da bu sırada tespit ettiğimiz problemlerle ilgili savunu yapma gibi
bir hedefimiz de var. İki yönlü hedef var.
Dünyada örneği var mı?
İnsanları hakları ve yararlanabilecekleri
hizmetlerden bilgilendirme faaliyetinin dünyada örnekleri var. Biz bu modelin
Türkiye'de uygulanabilirliğini sorguluyoruz şu anda. Geçtiğimiz günlerde sivil
toplum kuruluşları, danışma hizmeti veren bürolarda çalışan kamu çalışanları,
akademisyenler toplandı. Böyle bir hizmetin kapsamı ne olmalıdır sorusunu
tartıştık.
Türkiye'de hangi konularda bilgilendirme
yapılıyor diye bir envanter taslağı oluşturduk. Bunu da katılımcılarla değerlendirdik,
oldukça detaylı bir envantere dönüşüyor şu anda. Bundan sonraki adımda bir web
sitesi, telefon hattı ve sivil toplum kuruluşları ve kamuyla işbirliği yaparak
oluşturulacak bürolar vasıtasıyla bu bilgilendirme çalışmasını Türkiye'de
yapabilir hale gelmeyi arzu ediyoruz.
Bu bilgilendirmenin kapsamı
belli mi?
Sosyal risk, dezavantaj oluşturan durum
dedikçe, herkes yoksulluk gibi, şiddet mağduru olma gibi konuları düşünüyor.
Dolayısıyla bilgilendirme deyince buna dair bir bilgilendirme akla geliyor.
Yoksulluğa ilişkin olarak sosyal yardım nereden alınır ya da şiddete ilişkin
olarak nereye başvuracağım, nereden koruma isteyeceğim gibi konular... Halbuki
biz, bunların olmasını engellemek üzere insanların kendi olanaklarını
kullanabilmesini istiyoruz.
Olduktan sonra ne yapacağı önemli elbette ama
asıl olmasını engellemek önemli. Onun için daha geniş bir alandan bakmaya
ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Mesela aile içi ilişkide bir problem
yaşandığında bu problemi yaşayan kişinin şiddet görmeden önce kendine çözüm
olanakları bakabilmesi, alternatifini arayabiliyor olması lazım.
Çok geniş bir alandan söz
ediyorsunuz...
Bir insanın hayatını ilgilendiren bütün
alanlara dair derli toplu yararlanabileceği toplumsal kaynaklar hakkında bilgi
sahibi olması diye bir perspektif var.
Adli sistem, eğitim sistemi, sosyal hizmet,
günlük yaşama ilişkin her şeyi kapsayan bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu
gördük. Ama tabii çok detaylı bir şey çıkıyor karşımıza. Böyle olmadan da hak
temelli yaklaşıma uygun bir şey çıkmıyor.
Öteki türlü, insanların başına bir şey
geldikten sonra çözüm arıyor olmalarına yönelik bir şey de insan haklarının
korunmasına çok uyumlu değil. O yüzden meseleyi insanın başına bir şey gelmeden
çözecek bir şekilde destek olmayı sağlayacak bir yerden görmek gerekiyor.
Aslında, daha sosyal hizmet yaklaşımlı bir şey, onun için bu kadar kapsamlı.
"Katılabileceğim kültürel faaliyetler
nelerdir, psikolojik danışmanlık nereden alınabilir" gibi sorulardan
başlayıp kişi şiddete maruz kalıyorsa ve korunma ihtiyacı varsa hangi
hizmetlerden yararlanılabilir, bunlar nerelerden alınabilir gibi sorulara yanıt
veren bir sistem.
Çok daha dar da olsa benzer
hizmetler yerel yönetimler tarafından da verilmiyor mu?
Ama bir fark var. Bizim meselemiz sadece sarı
sayfalar gibi bir şey oluşturmak değil, bu hizmet nerede vardır sorusunun
yanıtını vermek değil. Bu hizmetlerden herkesin eşit biçimde yararlanabiliyor
olması, kaliteli biçimde bu hizmeti alabiliyor olması, insan onuruna uygun
biçimde alıyor olabilmesi önemli.
Onun için haklar konusunda da bilgi veren ve
istenilen nitelikte bir hizmete ulaşılamıyorsa hangi hak arama yollarına
müracaat edilebileceğini ve o konuda yardım alınabilecek yerleri de gösteren
bir yanı olacak. O konunun hangi hakkı ilgilendirdiğini de göstererek buradan
yararlanacak kişiyi o hakkı arayacak bir yola sokmak önemli.
Bu sistemi organize ederken
hangi kurumlarla işbirliği gerekecek?
İlk ihtiyaç envanterinin hazırlanmasını
Kalkınma Bakanlığı'na bağlı İstanbul Kalkınma Ajansı destekledi. Bunu anlamlı
buluyorum. Dünyadaki örneklerinde de bu tip çalışmaları hep kalkınma
bakanlıkları destekliyor.
Bahsettiğimiz bütün toplumun hizmetine
sunulması gereken bir şey. O yüzden yürütmenin bunu sahipleniyor olması,
merkezi veya yerel düzeyde önemli. Fakat bir yandan da bağımsız bir idaresinin
olması lazım ki amacına uygun biçimde sürdürülsün. Onun için hizmeti
yapılandırırken Kalkınma Ajansı'nın vermiş olduğu desteğin sürmesinin yararlı
olacağı kanaatindeyim. Ama bir yandan sivil fonların da çalışmaya destek
veriyor olması gerekiyor ki iki yönü de olan bir hizmet biçiminde sürebilsin.
Kamu hizmetleriyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla çok iyi organize edilmiş
sınırsız bir işbirliği ağına ihtiyaç var.
Hümanist Grup hakkında daha fazla bilgi için tıklayınız.
Yüce
YÖNEY
BİA Haber Merkezi - İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder