13 Mart’taki duruşmada mahkeme, “İnsanlık suçu” demezse yıllardır süren dava düşecek...
Bundan 19 yıl önce
Sivas’ta ülke tarihine kara bir leke olarak geçecek bir katliam yaşandı. Aralarında
yazar Aziz Nesin’in de bulunduğu onlarca yazar, şair ve sanatçı, Pir Sultan
Abdal Şenlikleri’ne katılmak için kente gitti.
3 Temmuz günü kentin
çeşitli bölgelerinde toplanan binlerce kişi, protesto için bir araya geldi.Sloganlarla
etkinliklere katılanların kaldığı Madımak Oteli’ne yürüyen öfkeli kalabalık,
taşladıkları oteli daha sonra ateşe verdi. Onlarca kişi, güvenlik güçlerinin
engel olmadığı protestocuların yaktığı otelde sıkışıp kaldı. Saatler geçmesine
rağmen, kalabalığa müdahale edil(e)miyor, oteldekiler bir türlü
kurtarıl(a)mıyordu.
Madımak’ı
saran alevler, aralarında halk ozanları Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen ve Hasret
Gültekin, şairler Metin Altıok ve Behçet Aysan, yazar Asım Bezirci ile
karikatürist Asaf Koçak’ın da yer aldığı 35 kişinin yaşamını yitirmesine neden
oldu. Olaylara katılan iki gösterici de yaktıkları ateşin kurbanı oldu. Aralarında
yazar Aziz Nesin ve sanatçı Arif Sağ’ın da bulunduğu 51 kişi ise katliamdan sağ
olarak kurtulmayı başardı. Yaralanan Aziz Nesin’e yönelik linç girişimi de son
anda engellendi.
ZAMANAŞIMI RİSKİ
Olayların ardından 1993 yılında dava açıldı. 19 yıldır bir türlü bitirilemeyen Sivas katliamı davasında kritik bir aşamaya gelindi. Zira, Ankara 11. Ceza Mahkemesi’nde 13 Mart’ta görülecek duruşmada, dosya zamanaşımı nedeniyle bir daha açılmamak üzere kapanabilir.
Katliamın
gerçekleşmesinin ardından kaçan 15 sanık, halen kırmızı bültenle aranıyor. Bir
önceki duruşmada Savcı Hakan Yüksel, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye
teşebbüse iştirak”le suçlanan firari sanıklar için zamanaşımı süresinin 15 yıl
olduğunu savunmuştu. Bu sürenin de 2008 yılında dolduğunu söyleyen Savcı,
davanın düşürülmesini istemişti.
'İNSANLIK SUÇU'
Talebe tepki gösteren mağdur avukatları, Sivas katliamının “insanlık suçu” olduğunu belirterek, davanın zamanaşımı kapsamına girmediğini söylüyorlar. Eğer mahkeme, 35 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı “insanlık suçu” olarak nitelendirmezse dava 19 yıl sonra kapanacak. Bu arada, CHP ve BDP’nin davanın zamanaşımına uğramasını önlemek için verdiği önergeler de TBMM’de reddedildi.
SKANDAL
ÜSTÜNE SKANDAL
Sivas katliamının üzerinden geçen yıllar boyunca “bu kadarı da olmaz” dedirten birçok olay yaşandı. Ölenlerin yakınlarının acısı, her gün bir yenisi eklenen skandallarla daha da arttı.
İNSANLARIN
YAKILDIĞI YERDE KEBAP YEDİLER
Sivas
katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli’nin alt katına bir kebapçı
açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği bu
mekânda kebap yemeyi sürdürdü. Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına
gelindiğinde ancak duyuldu. Ve yıllar sonra kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli
kamulaştırıldı.
KURBAN
İLE KATLİAMCI YANYANA
Tüm
taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak’ta
tartışma yaratan bir olay daha yaşandı. “Anı köşesi” adı verilen panoya
katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı. Bu
karar, katliamda ölenlerin ailelerinin yüreklerini bir kez daha yaktı.
SİVAS’TAN AYRILMAMIŞ BİLE
Dava bir yandan sürerken, firari sanıklar hakkında da ilginç gelişmeler yaşandı.
Yargılandığı sırada firar eden 9 sanık içinde yer alan Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak’la ilgili çarpıcı bir gerçek yıllar sonra gün yüzüne çıktı. Her yerde aranan katliamın kilit ismi Cafer Erçakmak’ın uzun yıllar kentte yaşadığı, geçen sene ölümünün ardından gizlice gömülmesiyle ortaya çıktı.
GÖRÜLMEMİŞ DNA TESTİ!
Cafer Erçakmak’la ilgili bir skandal da kimlik tespiti sırasında geldi. Adli Tıp, Erçakmak’tan alınan DNA örneklerini, kan bağı bulunmayan eşiyle karşılaştırdı. Daha sonra yapılan testlerde ölen kişinin yüzde 99.99 ihtimalle Cafer Erçakmak olduğu kaydedildi.
HER ŞEY RESMİ
Katliam sanığı İhsan Çakmak’ın ise firari olarak arandığı yıllarda evlendiği, askerlik yaptığı, ehliyet aldığı ve çocuğunu da nüfusuna kaydettirdiği belirlendi.
MADIMAK’I YAKIP, DÜĞÜN YAPMIŞ
Bir diğer sanık Yılmaz Bağ’ın da katliamdan sadece iki hafta sonra, Kangal ilçesinde düğün yaparak evlendiği tespit edildi.
SOLUĞU ALMANYA’DA ALDILAR
1994 yılında tutuksuz yargılanmak için serbest bırakılan sanıklardan birçoğu ortadan kayboldu.Yıllarca her yerde aranan bu sanıklardan 9’unun, 1993 yılında 5 Türk’ün yakıldığı Solingen faciasının meydana geldiği Almanya’ya kaçması dikkat çekti. Alman makamları, Türkiye’nin iade talebini “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”nı gerekçe göstererek reddetti.
Almanya Büyükelçiliği’yle bir kez daha temasa
geçildi. Avukat Şanal Saruhan, Alman yetkililerin konuyu bir kez daha
değerlendireceklerini söylediğini aktardı. Avukat Saruhan, “Ceza yasamızda
sadece örgütlü suçlarda ağırlaştırılmış hapis cezası alanların ömür boyu
cezaevinde kaldığını söyledik. Davanın bu kapsama girmediğini kendilerine ifade
ettik. İnceleyeceklerini belirttiler” dedi.
AVRUPA'DA GEZERKEN
Almanya, katliam sanıklarını Türkiye'ye vermezken, bir diğer sanık Vahit Kaynar da geçen yılın Eylül ayında Avrupa’da yakalandı. Almanya-Polonya sınırında yakayı ele veren Kaynar, Ankara’nın talebine rağmen iade edilmedi.
DAVA SÜRECİ
Sivas katliamı davası, 21 Ekim 1993’te başladı. 125 sanık, Ankara 1 Nolu DGM’de ilk kez hakim karşısına çıktı. Davada ilk karar da 26 Aralık 1994’te çıktı. 85 sanık 2-15 yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı, diğer sanıklar ise beraat etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1997 yılında müdahil avukatlarının temyiz ettiği davayı bozdu. Yeniden yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verildi.
Ancak
bu karar, bir yıl sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yeniden bozuldu.
Sanık sayısı da 125’ten 33’e indi. 2000 yılında kararını açıklayan Ankara 1
Nolu DGM, 33 sanık için “idam” dedi. 9 sanık 7 yıl 6’şar ay, 4 sanık 20’şer
yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı. 33 sanık hakkında verilen
idam kararı ise 2002 yılında müebbet hapis cezasına çevrildi. Katliamla ilgili
davada şimdi tüm gözler, 13 Mart'ta Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yapılacak duruşmaya çevrildi.
Demokrat Haber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder