21 Mart 2012 Çarşamba

Osmaniye Cezaevi'nde bir işkence örgütü: A Takımı

Osmaniye Cezaevi’ne giden ve incelemelerde bulunan CHP heyetinde yer alan Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, mahkumların dile getirdiği tüyler ürpertici şikayetleri “Girişteki aramada makat, oyuk araması var. Bütün mahkumlara makat araması yapılıyor” sözleriyle aktardı.


Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da, mahkumlardan “Dışarıdan gelen ziyaretçiler iç çamaşırlarına varana kadar, pedlerine varana kadar tek tek çıkarılıyor ve inceleniyor. Ve ondan sonra içeri alınıyor” şeklinde bilgi aldıklarını söyledi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Osmaniye Cezaevi’nde dün yaptıkları ziyarete ilişkin izlenimlerini TBMM’de bazı basın mensuplarına anlattı.

Atıcı, Adalet Bakanlığı’ndan, Osmaniye Cezaevi’ne gitmek için ilk başvuruyu 6 Mart tarihinde yaptıklarını belirterek, “19 Mart’ta cezaevine gittiğimizde Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyeleriyle karşılaştık” dedi.

Aytuğ Atıcı, Osmaniye Cezaevi’nin mevcudun bin 222 olduğunu belirterek, “648 hükümlü. 574 tutuklu. 21 tane çocuk, 34 tane kadın, bin 167 erkek” diye konuştu.

“GİRİŞTE MAKAT, OYUK ARAMASI YAPILIYOR”

Aytuğ Atıcı, Osmaniye Cezaevi’ndeki şikayetlerin 2 yıldır devam ettiğine işaret ederek şöyle devam etti:
“Şikayet mektupları imha edilmiş, milletvekillerine yazılan ve ilgililere yazılan mektuplar yerlerine ulaşamamış. Bu yüzden oradaki insanlar açlık grevine başlamışlar. Resmen ölüm orucu. Dün 26. günündeydi. Tutuklu ve hükümlülerin en çok üzerinde durdukları şey; içeri girerken çırılçıplak soyuluyor olmak.”

Veli Ağbaba da, “Girişteki aramada makat, oyuk araması var. Bütün mahkumlara makat araması yapılıyor” dedi.

“KADINSA CİNSEL ORGANINA, ERKEKSE MAKATINA…”


Atıcı da, “X-ray cihazında bir ötme olur ise oyuk araması yapıldığını söylediler. Çırılçıplak soyulduğunda kadınsa cinsel organına, erkekse makatına herhangi bir cisim koyup koyulmadığını anlamak üzere karın içi basıncını artırmak üzere bir çömelme hareketi yaptırıldığını ve bu çömelme hareketi neticesinde içeride bir şey varsa dışarı çıkabileceği ifade edildi. İlk girişte yapılıyor” dedi. Atıcı, şöyle devam etti:
“İkinci konu her gün koğuşta bir yoklama alınıyor. Bu yoklamayı alınırken hücrede tek kişi olsa bile birçok gardiyanla gelip o kişi ayağa kaldırıp sayım vermesi isteniyor. Tek sıra dizilecek, duvar kenarına herkes ayakkabılı olacak, tekmil verir gibi, herkes sırayla kendini saydıracak. 3 kişilik koğuşta 9 kişi kalıyor. Koğuşların durumu rezalet. 8 kişilik koğuşlarda 20 küsur kişi kalıyor. İnsanların neredeyse üst üste yattığını, yemek yerken 5 kişinin yemek yiyip kalkıp ondan sonra diğer 5 kişinin yemek yediğini ifade ettiler.

Disiplin cezaları ‘gözün oynadı’ disiplin cezası noktasına gelmiş. Diyelim görüşe gidecek koğuştan çıkarılıp koridordan geçirilirken daima duvarın dibinden 3-5 tane gardiyanla önüne bakarak veya duvar tarafına bakarak yürütme işkencesi uygulanıyor. Bir tanesi karşıdan gelen arkadaşına ‘merhaba’ dediği için ceza aldığını ifade etti.
Tam bir sindirme operasyonu uygulanıyor. ‘A Takımı’ var, gardiyanlardan oluşan takım kurulmuş. Dışarıdan gelen ziyaretçiler iç çamaşırlarına varana kadar, kapalı görüşte bile pedlerine varana kadar tek tek çıkarılıyor ve inceleniyor. Ve ondan sonra içeri alınıyor. Kitap, dergi alınmıyor. Bir kurul oluşturulmuş. Bu kurul izin vermezse içeri alınmıyor. Yok müstehcen yok siyasi diyorlar, bir kulp buluyorlar.
Hastalar revirden sevk alıyor, 4 aydır hastaneye gönderilmiyor. Bel fıtığı var 4 aydır hastaneye gönderilmiyor. Makatta apse oluşmuş, başında bekleyecek adam olmadığı için hastaneye gönderilmiyor. Acil bir durumdur, o mikrop kana karışsa o kişi ölür.”

“A TAKIMI” VE “ROBOCOP”

Ahmet Toptaş da, hapishanede 1 aile doktoru olduğunu ve 8 – 5 mesaisinde çalıştığını söyledi.

Özgür Özel de, kişilerin çırılçıplak aranmayı reddettiğinde “robocop” dedikleri ekiplerin içeri girdiğini ifade ederek, “Giriyor, canına okuyor, müzik sesi açılıyor. Vücudundaki izlerini gösteren mahkumlar oldu. İzler geçilene kadar doktora götürülmek yerine hücrede tutulmuş. Bu ekibi yine bir yönetmeliğe göre kurduğunu ifade ediyor, mahkumlar onlara ‘A Takımı’ diyor. Kendisi diyor ki biz ona A Takımı demiyoruz ‘robocop’ diyoruz, diyor. Kendisi ‘robocop’lar diyor. Cezaevi Müdürü, eğitimi kendisi veriyormuş. 2 günlük sakala izin vermiyor Müdür Bey” dedi. 

Veli Ağbaba’da, “Bizlere mektup yazmışlar hiçbir mektup bize ulaşmadı. Faks çektik diyorlar bize ulaşmadı” dedi.



Bir Gün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder