CHP'den Tanrıkulu, Adalet Bakanlığı'na 1,5 yıl önce ulaşan ve Pozantı'daki gerçekliği ortaya koyan raporun ardından, neden bir adım atılmadığını ve olayların neden önlenmediğini sordu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis'e verdiği önergede, "Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin, Pozantı M Tipi Çocuk Cezaevi'ndeki
tecavüz olayının ortaya çıkmasından 1,5 yıl önce konuyu Adalet Bakanlığı'na bir
raporla iletmesi, bakanlığın konudan uzun süredir haberdar olduğu anlamına
gelir" dedi.
Tanrıkulu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in
yanıtlaması sitemiyle verdiği soru önergesinde, "Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Adli Olguları Değerlendirme Kurulu'nun, cezaevlerindeki çocuk
mahkumlarla ilgili olarak 12 Kasım 2010'da Adalet Bakanlığı'na bir rapor
sunduğu" haberinin ardından, "Bu konuda bir adım atıldı mı?"
diye sordu.
Üniversitenin raporunda, Adana'daki Pozantı Cezaevi'nde
taciz, tecavüz ve istismar vakalarının arttığına dikkat çekiliyordu. 10 Mart'ta
Akşam gazetesinde yayınlanan raporun ardından açıklama yapan Bakanlık, raporun
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'ne 13 Aralık 2010'da ulaştığını kabul
etmişti.
Adalet Bakanlığı, yaptığı resmi açıklamada, raporun 7
Ocak 2011'de Cumhuriyet başsavcılıklarına dağıtıldığını ifade etmişti.
"Genel Müdürlük, raporun ulaşmasından 25 gün sonra
başsavcılıklara ilettiği rapordaki önerilere dikkat edilmesi ve gerekli
tedbirlerin alınmasını talep etti."
Üniversite raporunda, tutuklu ve hükümlü çocukların cinsel istismarının önlenmesine yönelik şöyle öneriler bulunuyordu:
Üniversite raporunda, tutuklu ve hükümlü çocukların cinsel istismarının önlenmesine yönelik şöyle öneriler bulunuyordu:
* Cinsel istismar suçundan hükümlü ergenler aynı
fiziksel şartlarda-ortamlarda bulunmalı.
* Özellikle şiddet eğilimli ve yıkıcı davranım
bozuklukları olan ergenlerin ruhsal takip ve tedavileri düzenli şekilde
sağlanmalı.
* Cezaevi görevlileri iletişim becerileri ve cinsel
istismar konularında düzenli olarak eğitilmeli.
* Cezaevi psikologları hükümlü ergenlerle daha sık
iletişim kurmalı.
* Cezaevlerinde ortak kullanım alanları, koridor,
tuvalet-banyo girişi ve lavabo bölümleri düzenli olarak izlenmeli.
* Özellikle istismar suçundan dolayı cezaevine ilk
girildiği günlerde "Cinsel saldırı" riski daha büyük olduğundan buna
yönelik önlemler alınmalı.
"Önlem
almak için şikayet olması mı gerekir?"
Tanrıkulu, verdiği önergede, "Bu konuda herhangi
bir adım atıldı mı? Öneriler dikkate alınmamışsa, sebebi nedir? Dikkate
alınmışsa, Pozantı'da yaşanan taciz ve tecavüz olayları neden önlenmedi?"
diye sordu. Önergedeki sorular özetle şöyle:
* Çocuk mahkûmlar arasındaki tecavüz vakalarının
artışına dikkat çekilen ve altında dört profesörün de imzasının bulunduğu
rapor, Pozantı'da yaşananların Adalet Bakanlığı tarafından yaklaşık 1,5 yıl
önce haberdar olduğu anlamına gelmez mi?
* Çocuk mahkûmlar arasındaki tecavüz vakalarının cezaevi
yönetimlerine bildirilmediği iddia ediliyor. Tecavüz vakalarının önlenmesi
için, bu konuda şikâyet bildirilmesi gerekir mi? Cezaevlerinde, tecavüzü
önlemek için gerekli tedbirleri almayı düşünüyor musunuz?
"Çocuklar
nasıl rehabilite edilecek?"
* Son bir yılda cezaevlerinde kaç tecavüz vakası
yaşandı?
* Cezaevlerinde yaşanan taciz, tecavüz veya işkence
olayları hakkında şu ana kadar hangi kurumlardan ne tür raporlar aldınız? Bu
raporlardan hangilerini dikkate aldınız ve bu bağlamda ne tür uygulamalar
gerçekleştirdiniz?
* Pozantı'dan Sincan'a nakledilen tecavüz mağduru
çocukların rehabilitasyonu konusunda ne tür işlemler yapmayı düşünüyorsunuz?
BİA Haber Merkezi - Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder