AKP hükümetinin, şiddet kullanımının en önemli
enstrümanlarından biri olduğu anlaşılan bir Kürt politikası yürüttüğüne ilişkin
bir işaret daha geçtiğimiz günlerde verildi. Önce Başbakan Erdoğan'ın gündeme
getirdiği, ardından da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in
ayrıntılarını açıkladığı "sivil şehitlik" yasa tasarısı, devletin
Kürt sorununa yönelik şiddete dayalı bakış açısını özetlediği kadar, milliyetçi
tepkilere yol açmasının da gösterdiği üzere, Kürt sorunu başlığında toplumda
daha fazla düşmanlık üretme niyeti de taşıyor.
AKP iktidarının tüccar zihniyeti, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı kanalıyla "sosyal düzenleme" kılıfı
altında dağıtılmaya başlanacak "kan parası"nı devlet terörü ve
cinayetlerini "bağışlatıcı" bir yenilik olarak sunarken, AKP'nin Kürt
sorununda şiddeti daha da mı artıracağı, bölgede pek çok sivil ölüme neden
olabilecek gelişmelerin mi yaşanacağı soruları ise orta yerde duruyor.
"Sivil şehitlik" yasa tasarısı ne
getiriyor
Geçiğimiz hafta yapılan AKP Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, hükümetin, şehit yakınlarını ve gazileri ilgilendiren bazı yasalarda değişiklik hazırlığında olduğunu ve konunun gündemin ilk sırasına yerleşmesine neden olan adımı açıkladı. Şehitlik ve gazilik kapsamının genişletileceğini söyleyen Erdoğan, "terör olaylarında hayatını kaybeden siviller de şehit sayılacak. Bu kişiler de kanun kapsamına dahil edilecek. Tazminatın yanında aylık da bağlanacak" diye konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı
olarak şehit aileleri ve gazilerle ilgili bir daire başkanlığı kurulduğunu ve
Bakanlığa yönetmelik yapma yetkisi verildiğini açıklayan Erdoğan'ın ardından
dün de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir açıklama yaptı. Şahin,
"sivil şehitlik" kavramına açıklık getirdi. NTV'ye konuşan Şahin,
yasanın Nisan ayı sonunda çıkarılacağını belirtti.
Düzenlemenin geçmişe dönük olarak
uygulanacağını, 1987'den sonraki olaylarda mağdur olanları kapsayacağını, fakat
"sivil şehit" yakınlarına ve yararlananlara geçmişe dönük maaş
ödenmeyeceğini söyleyen Şahin, yeni düzenlemeden yararlanmak isteyen ailelerin
valiliklere başvurması gerektiğini belirterek, "komisyon olayları
değerlendirecek ve terör mağduru olunup olunmadığını karara bağlayacak"
dedi.
Şahin, yasa hazırlığının en can alıcı kısmını
da açıkladı:
Uludere'deki hava operasyonunda hayatını
kaybeden 34 kişi sivil şehittir... Hırant Dink'in ailesi 5233 sayılı yasadan
istifade etmek için başvuru yaparsa, sivil şehitlikten doğan haklarını
alabilirler.
Devlet terörünün itirafı
Fatma Şahin'in bu açıklaması, aslında devlet terörünün itirafı anlamına geliyor. AKP hükümeti yeni yasa hazırlığıyla, AKP iktidarı döneminin siyasi cinayetlerinden birine kurban giden Hırant Dink'i ve Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Roboski'de TSK'nın bombalayarak öldürdüğü çoğu çocuk yaştaki 34 Kürt'ü, yani devletin bizzat kendisinin öldürdüklerini "terörle mücadele"de ölmüş sayacak.
1993 Sivas Katliamı'na ilişkin davanın
zamanaşımına uğratılmasının yoğun tepkilere yol açtığı bir dönemde gündeme
getirilen "sivil şehitlik" düzenlemesine ilişkin olarak, Sivas'ta
katledilen Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan şöyle diyor:
"Sivas katliamında yakınlarını
yitirenleri bu kapsamın içine almayacaklarını düşünüyorum. Çünkü hükümetin
tavrı belli bu konuda. Davanın zaman aşımıyla düşmesinin ardından 'hayırlı
oldu' diyen bir başbakandan bahsediyoruz... Biraz, 'katilleri bulmayalım, böyle
insanlar çıkabilir, örgütlü yapıyı açığa çıkartmayalım ama üç kuruş maaş
bağlansın. Katilleri bulunur, bulunmaz kimin umurunda' anlayışı var sanki. Dink
ailesi ne yapar bilemiyorum ama Ramazan Akyürek'i yargı önüne çıkarmayan devlet
şehitlik parası verse ne olur, vermese ne olur..."
Sivas Katliamı Davası'nı zamanaşımına uğratan
ve en son Newroz saldırılarında görüldüğü üzere insan öldürmeyi siyasetin
işlevsel, etkili bir enstrümanı olarak benimsediğini bir kez daha gösteren AKP
iktidarının, tüm bu açılardan bakıldığında kontrgerilla geleneklerini
özümsediği ve tekeline aldığı rahatlıkla söylenebiliyor.
Kürt sorununu "dinselleşme" ile
çözmek mümkün mü?
"Sivil şehitlik" yasa tasarısının tartışmalı bir başka yönünü de, yine AKP hükümetinin Kürt sorununa bakışının temel taşlarından biri olan "dinselleşme" oluşturuyor. AKP'nin, Kürt ulusal hareketine biçim vermeye, mevcut Kürt siyasetini küçültmeye ve masadaki yerini devletin Kürtleri ile paylaşmaya ikna etmeye yönelik olarak şiddetin dışında devreye soktuğu önemli başlıklardan birini de "dinselleştirme"nin oluşturduğu biliniyor. Düzenlemeyle Kürt halkının kayıplarına da "şehit" payesi verilerek, ölümlerin üzerinden rant elde etmeye çalışıyor.
"Sivil şehit" düzenlemesinin
1987'den sonra terör olaylarında yaşamını yitirenleri kapsayacak olması
nedeniyle faili meçhul cinayetler ile katliamlarda yaşamını yitirenlerin
yakınlarının da bu kapsama dahil olup olmayacağı tartışılırken, öldürülen
aydınlardan Turan Dursun'un oğlu Abit Dursun ise, bu konuya dair görüşünü şöyle
dile getiriyor:
Neden 'şehitlik' kavramı kullanılıyor? Terör
mağdurlarına bir destek verilecekse dini bir profili olmayan bir yaklaşım
olabilir diye düşünüyorum.
(soL-Haber Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder