Asker firarisi olduğu gerekçesiyle cezaevine götürülürken kaçma girişiminde bulunan Demirkaya, ayağı kaydığı söylenen bir polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Mehmet Tursun, polisin pek çok olayda aynı şeyi söylediğini belirtti.
Mahir Zorbey Demirkaya, asker firarisi olduğu gerekçesiyle
hakkında kesinleşen 10 aylık hapis cezasını yatmak üzere cezaevine
götürülürken, kaçma girişiminde bulununca polis memuru M.S tarafından dü (4
Mart) kafasından vurularak öldürüldü.
Uluslararası Baran Tursun Vakfı'nın kurucusu olan ve oğlu Baran
Tursun 25 Kasım 2007'de polis kurşunuyla ölen Mehmet Tursun, kendi
oğlunun ölümünde de Çağdaş Gemik'in ölümünde de, Turan Özdemir'in
ölümünde de polislerin hep aynı savunmayı yaptıklarını ve mahkemelerin de bu
ifadeye itibar ettiğini söyledi.
Polisin
ayağı kaymış
Aydın'da "Yaşı küçük çocuğu alıkoyduğu"
iddiasıyla gözaltına alınan ve gözaltında asker kaçağı olduğu gerekçesiyle
hakkında kesinleşmiş 10 ay ceza olduğu anlaşılan 21 yaşındaki Demirkaya,
adliyeye götürüldü.
Buradan 10 aylık cezayı çekmek üzere cezaevine
götürüleceği sırada annesini gören ve sarılmak istediğini söyleyen
Demirkaya'nın kelepçeleri açıldı. Annesine sarıldıktan sonra kaçmaya başlayan
Demirkaya, polis memuru M.S tarafından başından vuruldu.
Milliyet gazetesinin haberine göre, "dur"
ihtarında bulunan ve havaya ateş eden İnfaz Büro Amirliği'nde görevli
polislerden M.S'nin ayağı kaydı ve kurşun Demirkaya'nın başına isabet etti.
Aydın Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Demirkaya hayatını
kaybederken, polis memuru M.S. gözaltına alındı.
Ayak
kayınca, kurşun hep kafaya isabet ediyor!
Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, bu gibi olaylarda
polislerin hep aynı savunmayı yaptığını ve mahkemelerin de buna inandığını
söyledi.
"Baran da aynı, Çağdaş Gemik de aynı Turan Özdemir
de aynı. Hepsinin kaçarken polis tarafından yanlışlıkla vurulduğu iddia
ediliyor. Hepsinde polislerin ayağı kaydı deniyor."
"Ama nedense ayağı kayan polislerin kurşunları hep
bu çocukların kafasına isabet ediyor. Koluna, bacağına veya çevrede başka bir
şeye isabet etmiyor; polisin ayağı kayınca kurşun tam kafadan vuruyor."
24
karakol, 24 ölüm, 24 bozuk kamera
Mehmet Tursun, sadece sokaklarda değil, karakollarda da
çok sayıda şüpheli ölüm olduğunu ifade ederek vakıf olarak Meclis İnsan Hakları
İnceleme Komisyonu'na başvurduklarını söyledi.
2007'de değişen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'na
dikkat çeken Tursun, bu tarihten itibaren 24 karakolda 24 ölüm olayının
gerçekleştiğini söyledi.
Bu karakolların hiçbirinde kameraların çalışmadığını ve
kayıt olmadığını vurgulayan Tursun, bu iddiaları gayri ahlaki buluyor.
"Bu karakolların da hiçbirinde güvenlik kameraları
çalışmıyor. Bir, iki tanesinde kameralar bozuk olsa ve kayıt alınamamış olsa
anlayacağım ama 24 karakol, 24 ölüm ve hiçbirinde kameralar çalışmıyor."
"Kameralar çalışmayınca, geriye sadece tanık
ifadeleri kalıyor. Tanık olarak ifade verenler de yine polis. Polisler de bir
şey bilmediklerini söylüyorlar ve mahkemeler de polislerin söylediklerine
genellikle itibar ediyorlar ve takipsizlik kararı veriliyor."
"Mesela Abdurrahman Süzen karakolda üç kurşunla
öldürüldü. Karakoldaki polislerin hepsi 'duymadım, görmedim' diyince Süzen'in
davası takipsizlikle sonuçlandı."
"Komisyondan milletvekilleriyle görüşmelerimiz devam
ediyor. 24 ölüm hakkında İçişleri Bakanı'nın cevaplaması istemiyle soru
önergesi verilmesini istiyoruz."
Ekin KARACA
BİA Haber Merkezi – Aydın / İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder