Orman ve Su İşleri Bakanı ile DSİ, Adana Kozan’da Sabancı Holding’e bağlı Enerjisa’nın yaptığı barajda meydana gelen patlamanın sorumlusunu buldu: Suyun özelleştirilmesine karşı çıktığı için Danıştay’da dava açan TMMOB ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası.
Cuma günü Adana’nın Kozan ilçesindeki baraj
inşaatında gerçekleşen patlamada şu ana kadar 3 işçinin cesedi bulundu. 7 işçi
ise halen kayıp. Enerji sektöründeki özelleştirmeler sonrasında, özel sektör
tarafından yürütülen santral ve baraj inşaatlarında son yıllarda çok sayıda
benzer olay meydana geldi. Adana’da yaşanan olayın ardından basına demeç veren
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da Gökdere Köprü Barajı’nın bir özel
sektör firması tarafından yapıldığını ve bu tür firmaların denetlenmesi
gerektiğini söyledi.
Eroğlu’nun basına yaptığı açıklamalarda
özelleştirme politikalarının vahim sonuçlarına hiç değinmeyerek, kamunun
işlevini “denetim”le sınırlandırması bir yana, bu işlevin dahi yerine
getirilmemiş olmasının suçunu Danıştay’a ve emek örgütlerine atması dikkat
çekti. Eroğlu, Kozan’da gerçekleşen olaydan sonra şöyle konuştu:
“Biz bu konuda dedik ki; bu inşaatların DSİ
bir denetlemelik hazırlayarak denetlemesi veya mühendislik, müşavirlik
firmaları tarafına denettirmesi lazım. Çünkü geçtiğimiz yıllarda da
Kahramanmaraş’ta yanlış bir vananın kullanılması neticesinde vananın
patlamasıyla 2 işçi hayatını kaybetti. O da özel sektördü. Biz bunların mutlaka
denetlenmesi şart dedik ama hangi gerekçe ile bilmiyorum bu düzenlemeyi
Danıştay iptal etti. Dolayısıyla bu su yapılarının denetlenmesi şart diye
düşünüyorum. Allah’a şükür DSİ’de şimdiye kadar böyle bir kaza olmadı. Çünkü
çok sıkı denetleniyor. Kontrol mühendisi var, müşavirler var, bölge müdürlüğü,
genel müdürlük var, yani üçlü bir denetim mekanizması çalışıyor. Ama bu tür
kazalar da olabiliyor, geçmiş olsun.”
Eroğlu sözlerini “Bizim düşüncemiz şuydu; HES,
baraj, gölet ya da sulama tesis yapan firma bir mühendislik mimarlık denetim
şirketi ile çalışsın, o da biz denetleyelim diye bir çalışma yapmıştık. Ama
maalesef bir dernek itiraz etti, İdare Mahkemesine dava açtı, Danıştay’da
görüldü ve yönetmelik iptal edildi” diye sürdürdü.
DSİ de Bakan’ın izinden gitti
Dün konuyla ilgili kuruma yöneltilen eleştirilere yanıt veren bir açıklama yapan Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü de Bakan Veysel Eroğlu’nun izinden giderek, denetim görevinin yerine getirilmemesini Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği’nin yürürlüğünün durdurulmasına bağladı.
Açıklamada 1954 yılından beri 706 baraj inşa
eden DSİ’nin yaptığı inşaatlarda buna benzer bir kazanın gerçekleşmediği
belirtildikten sonra, şu ifadelere yer verildi:
“2003
yılında ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar ve su potansiyelimiz
dikkate alınarak Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği yürürlüğe sokulmuş ve
hidroelektrik enerji projelerinde özel sektörün önü açılmıştır. Böylelikle özel
sektör firmaları hidroelektrik santraller inşa etmeye başlamış ve bunun
sonucunda inşa edilen su yapılarının denetlenmesi zorunluluğu ortaya
çıkmıştır.”
Aslında DSİ yaptığı açıklamayla sorunun
kaynağına işaret etmiş oldu: Barajlar kamu tarafından yapıldığında, yani kâr
hırsıyla hareket eden deneyimsiz firmalara yetki verilmediğinde 24 Şubat’taki
gibi kazalar gerçekleşmiyor. Ancak DSİ açıklamasında itiraf edilen bu gerçeğin
üzerinden atlanarak, 2003’te başlatılan özelleştirme uygulamasının
karmaşıklaştırdığı denetim gereksinimiyle ilgili bir yönetmelik hazırlandığı,
ancak TMMOB ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası’nın başvurusu
sonucunda Danıştay’ın yönetmeliğin yürütmesini durdurduğu belirtiliyor:
“Bunun
üzerine 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
hakkında Kanun'un 2. maddesiyle 6111 Sayılı Kanunla 4628 Sayılı Kanun'un Geçici
14. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (f) bendine istinaden ve Danıştay'ın ara
kararları göz önünde bulundurularak ilgili bakanlıklarla EPDK'nın görüşleri alınarak
hazırlanan yeni 'Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği', 13.05.2011
tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir."
"Ancak
bu yönetmeliğin yürütmesini durdurulması ve iptali talebiyle Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği, Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği Derneği ve
Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri sendikası tarafından Danıştay'a açılan
davalar neticesinde yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu ara kararlar 09.01.2012 ve 12.01.2012 tarihlerinde Genel
Müdürlüğümüze tebliğ edilmiştir.”
Yönetmeliğe neden itiraz edildiğine ve
Danıştay’ın yürütmeyi neden durdurduğuna değinilmeyen açıklamada, Enerjisa
tarafından yürütülen köprü barajı inşaatının da herhangi bir şekilde
denetlenmediği şu sözlerle söyleniyor:
“Enerjisa
Enerji Üretim A.Ş. projenin denetimi için 13.05.2011 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik uyarınca 'Su Yapı' Su Yapıları Denetim
Hizmetleri Ltd. Şti. ile anlaşma imzalamıştır. Fakat yukarıda belirtildiği üzere
anılan yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ara karar, 09.01.2012
tarihinde Genel Müdürlüğümüze tebliğ edilmiştir.”
“HES
projelerinin ve inşaatlarının devam etmesine rağmen yürütmenin durdurulması
kararlarıyla HES'lerin inşaatları Su Yapıları Denetim firmalarınca
denetlenememektedir. Köprü Barajı ve HES de meydana gelen elim kaza HES
inşaatlarının Su Yapıları Denetim firmaları tarafından denetlenmesinin ne kadar
önemli olduğunun açık göstergesidir.”
TMMOB ve sendika neden yürütmeyi durdurma
istedi?
Bakan Veysel Eroğlu’nun “bir dernek” diye nitelediği Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası’nın “Su Yapıları Denetim Hizmetleri Yönetmeliği”ne yönelik itirazlarının kaynağında ise, Anayasa’ya göre tüm barajların denetimiyle sorumlu olan DSİ’nin söz konusu yönetmelikle denetim görevini de özelleştirmeye çalışmış olması…
TMMOB bu nedenle çıkarılan yönetmeliğin
dayanağı olan, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Su Kullanım Hakkı
Anlaşması’nın geçici 14. Maddesinin 1. Fıkrasının (f) bendinin Anayasa’ya
aykırı olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne taşınması istemiyle Danıştay’a
başvurmuştu. Söz konusu maddede “elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak
olan üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel
kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının inceleme ve
denetimi, masrafları ilgililerine ait olmak üzere DSİ tarafından yapılır veya
gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılması sağlanır.
Denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, ilgili
bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir” deniliyor.
Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri
Sendikası ise Bakan Veysel Eroğlu’nun konuyla ilgili sözleri üzerine bir basın
açıklaması yayımlayarak, bahsi geçen yönetmeliğin Anayasa’ya aykırılığını şu
şekilde dile getirdi:
“(…)
HES inşaatlarını gerçekleştiren firmaların bu konudaki bilgi ve deneyim
eksikliklerine rağmen, bu inşaatların denetiminin DSİ tarafından yapılmasıyla
ilgili düzenleme yapılmayarak, bu inşaatların tamamen şirketlerin
inisiyatifinde denetimsiz ve başıboş sürdürülmesinin önü açılmıştır.”
“Şöyle
ki; 6200 sayılı Yasa’nın 2. maddesinde, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün
görev ve yetkileri sayılmıştır. Buna göre, Anayasa’nın 168. Maddesi kapsamında
bulunan tüm suların ve bu su kaynakları üzerinde kurulacak yapıların kendi
görev alanına giren sorumluluğu ile kamu adına yapılacak gözetim ve denetim
görevi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Dolayısıyla DSİ Genel
Müdürlüğü’nün barajları denetlemesi kuruluş yasasından kaynaklı asli görevidir.
Sayın Eroğlu’nun yıllarca yönettiği kurumun asli görevinden bihaber olması en hafif
tabiriyle şaşırtıcıdır. Veysel EROĞLU’nun iddia ettiği gibi Danıştay’ın iptal
ettiği Denetim Yönetmeliği ise; “Su Yapıları Denetim Hizmetleri
Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelik ile DSİ Genel Müdürlüğünün asli görevi olan su
yapılarının denetimi özel sektöre devredilmeye çalışılmış, Danıştay 10. Dairesi
sendikamız Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikasının açtığı dava
üzerine bu yönetmeliği yürütmesini durdurmuştur. Danıştay kararının
gerekçesinde Bakan Veysel EROĞLU’nun iddia ettiğinin aksine denetimin özel
sektöre yaptırılamayacağı, bizzat DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılması
gerektiği belirtilmiştir.”
“Görüldüğü
üzere, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel EROĞLU yıllarca başında bulunduğu ve
halen bakanlığına bağlı olan DSİ Genel Müdürlüğü’nün denetim yapmasının 6200
sayılı kuruluş kanunundan doğan bir yükümlülük olduğunu kamuoyundan gizlemekte,
Danıştay 10. Dairesi’nin hukuka uygun kararlarını bahane ederek sorumluluktan
kurtulmaya çalışmakta ve kamuoyunu ciddi biçimde yanıltmaktadır.”
Bakan koltuğuna oturmadan önce DSİ Genel
Müdürü olan Veysel Eroğlu ve bakanlığına bağlı DSİ ise açıklamalarında
özelleştirmelerin yarattığı felaketle değil, Danıştay’ın ve emek örgütlerinin
bu felakete karşı çıkmasıyla ilgilendiklerini ortaya koydular. Bakan Eroğlu basına
verdiği demeçlerde 12 Eylül referandumuyla yapılan Anayasa değişikliği
nedeniyle yargının yerindelik denetimi yapamayacağını hatırlatarak, yaşanan
olaylardan adeta Danıştay’ı ve Danıştay’a başvuran örgütleri sorumlu tutmuştu.
(soL-Haber Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder