2 Mart 2012 Cuma

Adalet Bakanı, çocuklar adli suçluların yanına konulurken neredeydi?


Pozantı cezaevinde “taş atan" çocuklar, tecavüz, taciz ve işkenceye maruz kalıp, adli tutukluların yanına konulurken, sessiz kalan Adalet Bakanı, olaylar ortaya çıktıktan sonra çocukları başka cezaevine aktaracağını açıklarken, çözümü ise çocukların tek kişilik odalara hapsedilmesinde buldu.

Pozantı Cezaevi'nde taş atan çocuklara uygulanan vahşetle ilgili konuşan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Pozantı'daki çocukların Ankara Sincan'a nakledileceğini söyledi. 4 personel hakkında idari tedbir başlatıldığını vurgulayan Ergin, ihtiyaç duyulması halinde başka tedbirlerin de gündeme geleceğini söyledi.


“Cezaevlerinde 2 bin 309 çocuk var”

Türkiye’de cezaevlerinde bin 903'ü tutuklu, 406'sı hükümlü olmak üzere toplam 2 bin 309 çocuk bulunurken, Pozantı cezaevinde çocukların yaşadığı vahşet geçtiğimiz hafta ülke gündemine gelmişti.


Olayla ilgili Adalet Bakanlığı hakkında birçok suç duyurusunda bulunulurken, çocukların başvuru yaptığı İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği, yaptıkları açıklamada olayların bir numaralı sorumlusunun Adalet Bakanı Sadullah Ergin olduğunu vurgulamıştı.

Olayın ortaya çıkmasının üzerinden neredeyse bir hafta geçtikten sonra basının karşısına geçip açıklamalarda bulunan Sadullah Ergin, bütün bir cezaevinde yaşanan, üstelik cezaevi yönetiminin doğrudan sorumlu olduğu olayla ilgili sadece 4 kişi hakkında işlem başlattığını duyurdu.


“Çocuklar tek kişilik odaya geçecek”

Ergin, çocuk cezaevlerinde yeni bir düzenlemeye gidildiğini, çocukların tek kişilik odalarda kalmaya başladığını ifade etti. Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri'de çocuk infaz kurumu bulunduğunu, Diyarbakır'da da inşaatının devam ettiğini anlatan Ergin, çocuk eğitim evlerinin de bulunduğunu, bunların ailelerin de geldiğinde kalabileceği tesisler olduğunu kaydetti.



“Bakanlık bir şeyler yapıyor”

Adli ve idari soruşturmanın başlatıldığını ve halen devam ettiğini dile getiren Ergin, bakanlığın bir şey yapmadığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını ileri sürdü.


Şu anda Pozantı'da üç cezaevi denetim elemanının psikologlar eşliğinde çocuklarla mülakatlar yaptığını anlatan Adalet Bakanı, adı geçen veya geçmeyenlerle de görüşüldüğünü söyledi. Bu konuda hiçbir karanlık nokta ve sorunun kalmayacağına dikkat çeken Ergin, Pozantı'daki çocukların Ankara Sincan'a nakil işlemlerinin başlatıldığını açıkladı. 4 personel hakkında idari tedbir başlatıldığını ifade eden Ergin, ihtiyaç duyulması halinde başka tedbirlerin de gündeme geleceğini kaydetti.


“Vahşetin sorumlusu Adalet Bakanı”

Adana’da yaşanan vahşetin ardından açıklama yapan ÇHD Adana Şube Başkanı Avukat Taylan Özgür Eker, Adalet Bakanlığı’nın, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru çocuklarla, uyuşturucu, cinayet, taciz gibi suçlardan tutuklu olanları aynı koğuşlarda kalmaya zorladığını vurguladı. Eker, bu nedenle yaşanan işkence, dayak, taciz, tecavüz gibi olaylara zemin hazırlandığını dile getirdi.


TMK mağduru çocukların adli suçlardan tutuklu olanlarla aynı koğuşlarda tutulması uygulamasının yasaya aykırı olduğunu belirten Eker, yasaya aykırı uygulamalarda ısrar etmesi nedeniyle uygulamanın sorumlusunun Adalet Bakanlığı olduğunu söyledi.

Tüm tepkilere ve eleştirilere rağmen toplumsal olaylara katılan çocukların cezaevlerinde tutulmaya devam ettiğine dikkat çeken Eker, “Yaşanan işkence, taciz ve tecavüz olayları hepimizin vicdanını yaralamaktadır. Yaşanan son olay sonrası bizler, çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz yeterince yerine getirememiş olmanın vicdani sorumluluğunu yaşıyoruz” dedi.


Çocuklar tecavüzü anlatmıştı

Pozantı’da yaşananların ardından konuşan çocuklar vahşetin boyutunu gözler önüne sermişti. İşte Fırat Haber Ajansı’na konuşan çocukların yaşadıkları;



“Koğuş ağası onu tuvalete götürdü…”

(…17 yaşında): “Koğuşumda ırza geçmeden gelen üç çocuk vardı. Daha sonra o çocuklar tahliye oldular. Sonra biz gardiyanlardan onların suçunun fiili pota olduğunu öğrendik. Koğuş ağası önce onu bir güzel dövdü. Sonra gel benle dedi, tuvalete götürdü… Onun bağırmaları duyuluyordu. Irzcılar, filipçiler sevilmez cezaevinde… Sonra bütün koğuş ağanın yaptığını yaptı… Cezasını verdik…”



“3 gün hep ağladım”

(…yaş 16): “Müşahedede üç gün kaldım. Üç gün de ağladım. Allah’ım hayal olsa, rüya olsa dedim… Hiçbir şey hissedemiyordum, adliyeden Elmadağ’a kadar diğer arkadaşımla ile birlikte ağladık. Çok duygu yoğunluğu yaşadık. Önce bizi müşahedeye aldılar. Oraya ilk girdiğimizde de ağlamaya devam ettik. Allah’tan… Onunla (arkadaşı) birlikteydim. Yoksa orada yalnız kalmaya dayanamazdım. Hep annemlerin arkamızdan ağlaması gözümün önüne geliyordu…”





(soL - Haber Merkezi)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder