Yeni
Yargı paketi, çevre tahribatında AKP'yi engelsiz kılıyor. Zaten kural tanımaya
pek niyetli olmayan AKP, yeni yargı paketiyle hem "yürütmeyi
durdurma" kararlarının etrafından dolaşıyor hem de Danıştay'ı iyice işe
yaramaz kılıyor.
Yargı Hizmetlerini etkinleştireceği ve yargılama sürecini hızlandıracağı iddia edilen yeni yargı paketinden "çevreye etkin, hızlı, engelsiz yıkım" çıktı.
Radikal Gazetesi'nden Enis Tayman'ın haberine göre, yeni yargı paketinde yer alan ve 2 maddede değişiklik öngören maddeler AKP'yi, özellikle doğayı uğrattığı yıkımda neredeyse engelsiz kılıyor.
Durdurma kararı çıkana kadar zaten katliam gerçekleşmiş olacak
Hafta başında Adalet Bakanlığı tarafından Başbakanlık’a gönderilen İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, "Yürütmeyi Durdurma" konusunu düzenleyen 27. maddede bir değişiklik öngörüyor. Bu değişiklikle idari davalarda mahkemelerce yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için "davalı idarenin savunmasının beklenmesi" kuralı getiriliyor.
Değişiklik öngörüsüne göre, HES projelerinde emsallerine rastladığımız, inşaat başlamadan yürütmenin durdurulması kararlarına son veriliyor. Mahkemelerin işleyişi dikkate alındığında davalı idarenin savunmasının beklenmesi halinde en erken 6 ay ile 1 yıldan önce yürütmeyi durdurma kararı alma olanağı kalmıyor. Bu da bir HES şirketinin inşaata başlayıp bitirmesi için yeterli süreyi kazanması anlamına geliyor. Yani, inşaatla ilgili, mahkemeye savunma verilene kadar, zaten inşaatın kendisi bitmiş olacak.
Çevreci avukatlar Mehmet Horuş ve Emre Baturay Altınok’a göre idari yürütmeyi durdurma kararları, özellikle çevre davaları için çok önemli. Çünkü HES ya da maden işletmelerinin çevreye zarar vermelerinin mümkün olduğu durumlarda pek çok uygulamanın önü iptal davası açılır açılmaz verilen yürütmeyi durdurma kararları sayesinde kesilmiş oluyor.
Bilim insanları rahatsız
Orman Bakanlığı raporuna göre halen Türkiye’de 156 HES faaliyette, 250 HES inşa halinde. Çevrecilere göre tasarı yasalaşırsa, HES inşaatlarına 6 ay-1 yıl boyunca bölgede dilediğini yapma hakkı verilmiş olacak. İÜ Orman Fakültesi Çevre ve Orman Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Aydın’a göre, tasarı yasalaşırsa, çevre denetiminde yargının etkisi "yok olacak." Yürütmeyi durdurma müessesesinin anayasanın 125/1.maddesi ile düzenlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, “Demokratik hukuk devletinde, iptal davalarını işlevselleştiren "yürütmenin durdurulması" müessesesidir. Zira hukuka aykırı bir işlemin iptalinin uzun zamana yayılması halinde işlem gerçekleştirilmiş ve telafisi imkânsız zararlar doğmuş olabilecektir. Bu da yargı denetiminin anlamını kaybetmesine yol
açacaktır” dedi. Aydın, yürütmeyi durdurma talep edilen bir yargılamada kararın ortalama 4 ayda (132 gün) verildiğini, yasa tasarısı ile bu sürenin 2 katına kadar uzayabileceğini savundu.
Kim danışır Danıştay'a
AKP, 12 Eylül referandumunda kabul edilen değişikliklerle zaten etkisi altına aldığı Danıştay'ı yargı paketiyle etkisiz de kılıyor.
Avukat Emre Baturay Altınok aynı yasa paketinde Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde de değişikliğe gidildiğini belirtiyor. Altınok’a göre burada da çevre davaları açısından bir sıkıntı var: "Mahkeme 24. maddedeki değişiklikle ‘Bakanlıkların düzenleyici işlemlerle ilgili davalarını idare mahkemeleri görsün’ diyorlar. Özellikle imar planları, mesela 3. Köprü’de bakanlık, imar planı yapacak. Buna itiraz için eskiden Danıştay’a dava açılırken artık bu yapılamayacak. Uzman yargıçlar değil idare mahkemelerinde görevli 3 hâkim buna karar verecek. Dolayısıyla hukuki denetim 2 madde ile yumuşatılıyor. Kısacası çevrenin katili bu 2 maddedir”
(SoL-Haber Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder