12 Ocak 2012 Perşembe

Fatma Şahin kadın örgütleriyle ne görüşecek?


Geçtiğimiz hafta yayımlanan Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korumasına Dair Kanun Tasarısı’yla ilgili bugün Bakan Fatma Şahin ve kadın örgütleri bir araya geliyor. TKP’li Kadınlar ise “kadına yönelik şiddete neden olanlar, şiddeti durduramaz” diyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin 4320 sayılı Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında görüşmek üzere kadın örgütleriyle bugün bir toplantı yapacak. Geçtiğimiz hafta son hali verilen kanun tasarısının yakında meclis gündemine geleceği ve 8 Mart’ta yasalaşmasının hedeflendiği belirtiliyor.

Tasarının son halinde “amaç ve kapsam” bölümündeki “birlikte yaşama” ifadesinin kaldırılması yoğun tartışmalara neden olmuştu. Tasarı bu şekilde yasalaşacak olursa yasa sadece resmi nikahlı, evliler, boşananlar ve nişanlıları kapsayacak ve birlikte yaşayan kişiler koruma kapsamına alınmayacak.

Feministler ve kadın örgütlerinin açıklaması
Dün Fatma Şahin tarafından kanun tasarısını görüşmek üzere davet edildiklerini duyuran feminist hareket ve kadın örgütlerinin temsilcilerinden oluşan Şiddete Son Platformu bir açıklama yayımlayarak, daha önce platform tarafından bir taslak hazırlanarak bakanlığa sunulduğunu, ancak bu taslağın değerlendirilmediğini söyledi.

Açıklamada “4320 sayılı “Ailenin” Korunmasına Dair Kanunda değişiklik yapılmasının gündemde olduğu üstelik yeni düzenlemenin kadın örgütleriyle birlikte yapılacağının duyurulması, kadına yönelik erkek şiddetinin rakamlara sığmadığı şu günlerde, hükümet tarafından nihayet adım atılacağına dair bir umudun doğmasına neden olmuştu. Bu nedenle kadın örgütleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çağrılarına olumlu cevaplar verdi, toplantılara katıldı. Görüş, öneri ve taleplerini ısrarla iletti. Ne var ki geldiğimiz nokta ancak hayal kırıklığı olarak tanımlanabilir. Görüşmelerdeki olumlu havanın aksine her görüşme sonrası taslak kadınların aleyhine kimi ekleme-çıkarmalarla yeniden düzenlendi. Son taslak Kadının statüsü genel müdürlüğü tarafından 05.01.2012 tarihinde yayınladı. Şaşırarak ve öfkelenerek gördük ki; taslak bu zamana kadar yapılan önerilerin birçoğunu dikkate almadığı gibi, daha önce var olmayan pek çok sorunu da içeriyor ve bu haliyle kabul edilemez” denildi.

Bu saptamalara karşın açıklamayı yapan örgütler bugün Fatma Şahin’le yeniden görüşeceklerini duyurdular. Dün TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda yapılan basın toplantısında konuşan kadın örgütleri temsilcileri, Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı’nın “amaç ve kapsam” bölümünden çıkarılan, “yakın ilişki içerisinde yaşayan” ifadesinin yerine, CEDAW Sözleşmesi’nde yer alan “Medeni durumlarına bakılmaksızın tüm kadınlar” ifadesinin kullanılmasını isteyeceklerini söyledi. Toplantıda ayrıca tasarının lezbiyenler, biseksüel ve transseksüel kadınlar ile seks işçisi kadınları da kapsaması gerektiğini belirtileceklerini ifade eden kadın örgütleri, tasarının “gerekçeler” kısmında Türkiye’nin kadına şiddetle ilgili olarak imzaladığı tüm uluslararası sözleşmelere atıfta bulunulması talep edileceklerini de ekledi.

TKP’li Kadınlar: Kadına yönelik şiddete neden olanlar, şiddeti durduramaz!
Türkiye Komünist Partili Kadınlar ise bugün konuyla ilgili bir açıklama yayımlayarak kadın örgütlerini tasarının hazırlanması sürecinde görüş bildirmemeye ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı protesto etmeye çağırdı.

TKP’li kadınların açıklaması şu şekilde:

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kamuoyunda kadına yönelik şiddeti önleme yasası olarak bilinen “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı’nın” son hali, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından geçen gün yayınlandı. Tasarının oluşturulma sürecinde pek çok kadın örgütü, emniyet ve patron örgütleri ile de görüşen Bakan Fatma Şahin, yeni bir çağrı yaparak, daha önce görüştüğü örgütleri 12 Ocak 2012 tarihinde, taslak üzerinde görüşmek üzere toplantıya çağırdı.

Ülkemizde kadına yönelik geliştirilen politikaları ve bu politikalara meşruluk sağlayan eylemleri kaygıyla izliyoruz.

Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda “samimi” olan kurum ve kurum temsilcilerinin Bakanlığın çağrısına yanıt vermesi, Bakan Fatma Şahin’i ve bu alanda burjuva politikalarını daha da güçlendirmiştir. Fatma Şahin, kadın kimliğini zayıflatan, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin artışına neden olan politikalara sahip, siyasi iktidarın bakanıdır. Şiddeti önleyecek herhangi bir adım atmasını beklemek, boş hayalcilikten öteye geçmeyecektir. Zaten en son düzenlenen toplantının hemen ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Bakanlık bir protokol imzalamış ve kadının esaretini ve sömürüsünü derinleştirmek için kolları sıvamıştır. Muhafazakarlığın yükseldiği, her yaş ve cinsiyetten insan ilişkilerinin dini referanslarla sürekli hizaya sokulmaya çalışıldığı bir toplumsal yapının içine sürüklendiğimiz açıktır. Bakan Şahin, 17 yaşında bir çocuğun evlenebileceğini, doğum yapabileceğini ifade edebilmektedir.

Bakanlık, kadına yönelik şiddeti önlemek dahil, sözü edilen her siyasi gelişmeyi yeni rejimin kadın profilini yaratmaya hizmet edecek şekilde kullanmaktadır. Burjuva ideolojisinin ve muhafazakârlığın bir yansıması olarak, II. Cumhuriyet kadını “fedakâr anne, uysal eş, sigortasız ve güvencesiz işçi” olarak kodlamakta ve bunu toplumun her mekanizmasında sağlamlaştırmaya çalışmaktadır. Kadına yönelik planlı bir ideolojik manipülasyonun olduğu böylesi bir durumda, AKP’yle pazarlığa girilmesini reddediyor, yüzyıllardır verilen emekçi mücadelelerini hatırlatma ihtiyacı duyuyor ve AKP zihniyetiyle hesaplaşılması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz.

Bugün, II. Cumhuriyet’in kadınlara kazandırmaya çalıştığı yeni kimliği kabul etmeyenlerin yapacağı yegane eylem, bu anlayışla mücadele etmek, bu kimliğin karşısında başka bir kimlik oluşturmak ve kadınların kurtuluşunu sağlayacak rejimi, sosyalizmi kurmak üzere mücadele etmek olmalıdır. Hem AKP’nin niyetini hem rejimin niteliğini göz önünde bulundurarak, kadın ve feminist örgütleri, söylemlerinde hiçbir inandırıcılığı bulunmayan bu tasarının hazırlanma sürecinde görüş bildirmemeye, gerici olduğu kadar piyasacı politikalara sahip Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı protesto etmeye çağırıyoruz.

(soL-Haber Merkezi)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder