Geçtiğimiz
hafta yayımlanan Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korumasına Dair Kanun
Tasarısı’yla ilgili bugün Bakan Fatma Şahin ve kadın örgütleri bir araya
geliyor. TKP’li Kadınlar ise “kadına yönelik şiddete neden olanlar, şiddeti
durduramaz” diyor.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Şahin 4320 sayılı Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten
Korunmasına Dair Kanun Tasarısı hakkında görüşmek üzere kadın örgütleriyle
bugün bir toplantı yapacak. Geçtiğimiz hafta son hali verilen kanun tasarısının
yakında meclis gündemine geleceği ve 8 Mart’ta yasalaşmasının hedeflendiği
belirtiliyor.
Tasarının son
halinde “amaç ve kapsam” bölümündeki “birlikte yaşama” ifadesinin kaldırılması
yoğun tartışmalara neden olmuştu. Tasarı bu şekilde yasalaşacak olursa yasa
sadece resmi nikahlı, evliler, boşananlar ve nişanlıları kapsayacak ve birlikte
yaşayan kişiler koruma kapsamına alınmayacak.
Feministler
ve kadın örgütlerinin açıklaması
Dün Fatma Şahin tarafından kanun tasarısını görüşmek üzere davet edildiklerini
duyuran feminist hareket ve kadın örgütlerinin temsilcilerinden oluşan Şiddete
Son Platformu bir açıklama yayımlayarak, daha önce platform tarafından bir
taslak hazırlanarak bakanlığa sunulduğunu, ancak bu taslağın
değerlendirilmediğini söyledi.
Açıklamada “4320
sayılı “Ailenin” Korunmasına Dair Kanunda değişiklik yapılmasının gündemde
olduğu üstelik yeni düzenlemenin kadın örgütleriyle birlikte yapılacağının
duyurulması, kadına yönelik erkek şiddetinin rakamlara sığmadığı şu günlerde,
hükümet tarafından nihayet adım atılacağına dair bir umudun doğmasına neden
olmuştu. Bu nedenle kadın örgütleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çağrılarına
olumlu cevaplar verdi, toplantılara katıldı. Görüş, öneri ve taleplerini
ısrarla iletti. Ne var ki geldiğimiz nokta ancak hayal kırıklığı olarak
tanımlanabilir. Görüşmelerdeki olumlu havanın aksine her görüşme sonrası taslak
kadınların aleyhine kimi ekleme-çıkarmalarla yeniden düzenlendi. Son taslak
Kadının statüsü genel müdürlüğü tarafından 05.01.2012 tarihinde yayınladı.
Şaşırarak ve öfkelenerek gördük ki; taslak bu zamana kadar yapılan önerilerin
birçoğunu dikkate almadığı gibi, daha önce var olmayan pek çok sorunu da
içeriyor ve bu haliyle kabul edilemez” denildi.
Bu saptamalara
karşın açıklamayı yapan örgütler bugün Fatma Şahin’le yeniden görüşeceklerini
duyurdular. Dün TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda yapılan basın toplantısında
konuşan kadın örgütleri temsilcileri, Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten
Korunmasına Dair Kanun Tasarısı’nın “amaç ve kapsam” bölümünden çıkarılan,
“yakın ilişki içerisinde yaşayan” ifadesinin yerine, CEDAW Sözleşmesi’nde yer
alan “Medeni durumlarına bakılmaksızın tüm kadınlar” ifadesinin kullanılmasını
isteyeceklerini söyledi. Toplantıda ayrıca tasarının lezbiyenler, biseksüel ve
transseksüel kadınlar ile seks işçisi kadınları da kapsaması gerektiğini
belirtileceklerini ifade eden kadın örgütleri, tasarının “gerekçeler” kısmında
Türkiye’nin kadına şiddetle ilgili olarak imzaladığı tüm uluslararası
sözleşmelere atıfta bulunulması talep edileceklerini de ekledi.
TKP’li
Kadınlar: Kadına yönelik şiddete neden olanlar, şiddeti durduramaz!
Türkiye Komünist Partili Kadınlar ise bugün konuyla ilgili bir açıklama
yayımlayarak kadın örgütlerini tasarının hazırlanması sürecinde görüş
bildirmemeye ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı protesto etmeye
çağırdı.
TKP’li
kadınların açıklaması şu şekilde:
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kamuoyunda kadına yönelik
şiddeti önleme yasası olarak bilinen “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten
Korunmasına Dair Kanun Tasarısı’nın” son hali, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
tarafından geçen gün yayınlandı. Tasarının oluşturulma sürecinde pek çok kadın
örgütü, emniyet ve patron örgütleri ile de görüşen Bakan Fatma Şahin, yeni bir
çağrı yaparak, daha önce görüştüğü örgütleri 12 Ocak 2012 tarihinde, taslak
üzerinde görüşmek üzere toplantıya çağırdı.
Ülkemizde kadına
yönelik geliştirilen politikaları ve bu politikalara meşruluk sağlayan
eylemleri kaygıyla izliyoruz.
Kadına yönelik
şiddeti önleme konusunda “samimi” olan kurum ve kurum temsilcilerinin
Bakanlığın çağrısına yanıt vermesi, Bakan Fatma Şahin’i ve bu alanda burjuva
politikalarını daha da güçlendirmiştir. Fatma Şahin, kadın kimliğini
zayıflatan, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin artışına neden olan
politikalara sahip, siyasi iktidarın bakanıdır. Şiddeti önleyecek herhangi bir
adım atmasını beklemek, boş hayalcilikten öteye geçmeyecektir. Zaten en son
düzenlenen toplantının hemen ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Bakanlık
bir protokol imzalamış ve kadının esaretini ve sömürüsünü derinleştirmek için
kolları sıvamıştır. Muhafazakarlığın yükseldiği, her yaş ve cinsiyetten insan
ilişkilerinin dini referanslarla sürekli hizaya sokulmaya çalışıldığı bir
toplumsal yapının içine sürüklendiğimiz açıktır. Bakan Şahin, 17 yaşında bir
çocuğun evlenebileceğini, doğum yapabileceğini ifade edebilmektedir.
Bakanlık, kadına
yönelik şiddeti önlemek dahil, sözü edilen her siyasi gelişmeyi yeni rejimin
kadın profilini yaratmaya hizmet edecek şekilde kullanmaktadır. Burjuva
ideolojisinin ve muhafazakârlığın bir yansıması olarak, II. Cumhuriyet kadını
“fedakâr anne, uysal eş, sigortasız ve güvencesiz işçi” olarak kodlamakta ve
bunu toplumun her mekanizmasında sağlamlaştırmaya çalışmaktadır. Kadına yönelik
planlı bir ideolojik manipülasyonun olduğu böylesi bir durumda, AKP’yle
pazarlığa girilmesini reddediyor, yüzyıllardır verilen emekçi mücadelelerini
hatırlatma ihtiyacı duyuyor ve AKP zihniyetiyle hesaplaşılması gerektiğini bir
kez daha söylüyoruz.
Bugün, II.
Cumhuriyet’in kadınlara kazandırmaya çalıştığı yeni kimliği kabul etmeyenlerin
yapacağı yegane eylem, bu anlayışla mücadele etmek, bu kimliğin karşısında
başka bir kimlik oluşturmak ve kadınların kurtuluşunu sağlayacak rejimi,
sosyalizmi kurmak üzere mücadele etmek olmalıdır. Hem AKP’nin niyetini hem
rejimin niteliğini göz önünde bulundurarak, kadın ve feminist örgütleri,
söylemlerinde hiçbir inandırıcılığı bulunmayan bu tasarının hazırlanma
sürecinde görüş bildirmemeye, gerici olduğu kadar piyasacı politikalara sahip
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı protesto etmeye çağırıyoruz.
(soL-Haber
Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder