Sağlık
Bakanı Recep Akdağ, bir gazeteye verdiği röportajda, önümüzdeki dönem
hedeflerinden bahsetti. Akdağ'ın tasarıları gerçekleşirse, sağlık sistemindeki
yıkım daha da derinleşecek, hasta-doktor ilişkileri iyiden iyiye ticari bir
ilişkiye indirgenmiş olacak.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Akşam Gazetesi'nden Özlem Akarsu Çelik'in sorularını yanıtladı. "Sağlıkta Dönüşüm Projesi" kapsamında önümüzdeki döneme dair hedeflerinden bahseden Akdağ, Türk Tabipleri Birliği(TTB) ve sola saldırmaktan da geri durmadı.
Sağlıkta da "Gizli tanık" dönemi mi?
Recep Akdağ, bugün ülkenin 80 ilinde uygulanmakta olan "Alo 182" telefonla randevu sisteminin, yakında İstanbul'da da hayata geçirileceğini ve bundan sonraki aşamanın, hastaları arayıp "Doktorunuzdan memnun kaldınız mı?" diye sormak olduğunu belirtti.
Hasta-Doktor ilişkisini, basit piyasa ilişkisine indirgeyen performansa dayalı ücretlendirme sisteminin "8 yıldır tıkır tıkır işlediğini" idda eden Recep Akdağ, "'Hastasını titizlikle muayene eden hekim günde 20-30 kişiye bakarken daha çok para kazanmak isteyen 100 kişiye bakıyor. Hangisinin teşhis ve tedavide başarılı olduğu nasıl anlaşılacak?" sorusuna, "Bunun denetimi, hastaya hekim seçme hakkının verilmesiyle olur. Vatandaş her hususta kendisiyle ilgili seçimi yapabiliyor da hekimi neden seçemeyecekmiş? Başta buna da karşı çıkmışlardı ama yaptık. Şimdi de hizmet kalitesini randevu sisteminden takip edeceğiz. Hastaların bir kısmını arayıp 'Doktorunuzdan memnun kaldınız mı?' diye soracağız. Sonucu doktorun geliriyle karşılaştıracağız" cevabını veriyor.
Recep Akdağ, "Bakımın kalitesini, vatandaşın memnuniyeti ile birlikte bir hekimin ferdi olarak yaklaşımını ölçme fırsatı yakalayacağız. 300 bin kişi hastaneye telefon randevusuyla gitti diyelim, 15 bin kişiye geri dönüp aldığı hizmetten memnun kalıp kalmadığını soracağız" diyor. Yani Sağlık Bakanlığı, herhangi bir doktorun tedavi ettiği hastalar arasında kendi seçtiklerini arayacak ve o kişilerin, hangi bilimsel kıstaslara dayalı olduğu belirsiz olan değerlendirmeleri ile doktorun sahip olduğu geliri karşılaştıracak. Bu karşılaştırmalar sonucu hekimlere uygulanacak yaptırımlar merak ediliyor, ancak şu an için görülen, yargıda uygulamaya konulan "gizli tanık" uygulamasına benzer bir uygulamanın sağlık sisteminde de planlandığı ve bu uygulamanın başta AKP karşıtı hekimler olmak üzere tüm hekimler üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanacağı...
Akdağ'ın TTB ve sol düşmanlığı sınır tanımıyor
Özlem Akarsu Çelik'in, "Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile niye anlaşamıyorsunuz" sorusu üzerine Recep Akdağın, TTB'ye ve sola yönelik nefreti de bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. TTB'yi bir meslek örgütü olarak tanımadığını belirten Akdağ, "TTB, ideolojik bir örgüt gibi davranıyor" diyor. Akdağ'ın TTB'yi karalamaya dönük sarf ettiği sözlerden biri de TTB'nin çağrısını yaptığı eylemelere sol örgütlerin de katılıyor olması! Recep Akdağ, "Toplantılarında, gösterilerinde, her türlü sol fraksiyon, bölücü fraksiyon kendini gösteriyor. Maalesef TTB keskin bir fanatik ideolojik örgüt"
Recep Akdağ, gazetecinin "Sola neden bu kadar tepkilisiniz" sorusu üzerine ise, marksizm bilgisini döktürüyor: "Bunların tek derdi proleterya diktatörlüğü!" TTB'nin dergisi Toplum ve Hekim'in Eylül 2006 sayısında Prof. Onur Hamzaoğlu'nun "Sağlık Tek Başına Sınıf Mücadelesinin Bir Aracı Olabilir mi?" başlıklı makalesini gösteren Recep Akdağ, "Bu arkadaşların tek derdi proleterya diktatörlüğü. Biz iyileştirmelere karşıyız çünkü öyle olursa sosyalizm gelmez diyorlar bu yazılarda. Madem öyle, bir parti kurun ya da böyle partiler var gidin üye olun" şeklinde konuşuyor.
Muhabirin, "Sayın Bakan, konuyu değiştirelim isterseniz" demesine rağmen, kendini tutamayan Recep Akdağ, "Yok yok, değiştirmeyelim" diyor ve devam ediyor. Sanki özel hastaneler başka bir iktidar döneminde bu kadar desteklenmiş ve yaygınlaşmış gibi, özel hastanelerde çalışan hekimleri "Sevsinler sizin sosyalizminizi" diyerek aşağılayan Recep Akdağ, bir de sosyal adaletçi olduğunu iddia ediyor, "Geçenlerde baktım gazetede bir kalp hastası ve hoca ile ilgili haberler... Bir üniversitemizden üç arkadaşı çağırdım, 4 saat konuştuk. Biri dedi ki, neoliberal politikalar falan... Bizi böyle suçlayamazsınız, hakkınız yok. Biz sosyal adaletçi bir politika izliyoruz... Bunu söyleyen hocamızın da dışarıyla ilişkisi var. Muayenehanesi olan ya da özel hastanede çalışan bir hekimin bizi neoliberal politikalar uygulamakla suçlaması ya da sosyalizmden bahsetmesi abesle iştigaldir. Önce muayenehaneni kapat gel, öyle tartışalım. Hem vatandaştan ameliyat için 5 bin lira para alacaksın hem de sosyalist olacaksın. Sevsinler sizin sosyalizminizi"
Biz bize benzeriz
Recep Akdağ, sağlık sisteminde uygulanan modelin hangi ülkeden alındığına yönelik bir soruya da "Bu özgün bir Türk modelidir" cevabını veriyor. Uyguladıkları politikaların dünyanın dört bir tarafında takip edildiğini iddia eden Recep Akdağ, 19 Mayıs törenleri ve 28 Şubat ile ilgili de açıklamalarda bulunuyor.
(soL- Haber Merkezi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder