OdaTV davasında tahliye yok

 

Gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 11'i tutuklu 13 sanığın yargılandığı Oda TV davasının 10. duruşmasında tüm sanıkların tutukluluklarının devamına karar verilirken, bir sonraki duruşma 12 Mart saat 10:00'a bırakıldı.

 
DURUŞMA SALONUNDA İMZA GÜNÜ

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ara sırasında izleyiciler, Şık ve Şener'e kitap uzatarak imza isteğinde bulundu. Moralleri yüksek olduğu gözlenen Şık ve Şener,  izleyicilerin bu isteklerini geri çevirmedi.
 

BİLİRKİŞİ LİSTESİ ULAŞTI

TÜBİTAK bilirkişi listesi mahkemeye ulaştı. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, tutuklu sanık Doğan Yurdakul'un Adli Tıp Kurumu'ndan sağlık durumuna ilişkin raporun geldiğini, raporda Yurdakul'un anjiyo olması ve bazı tahliller yaptırması gerektiği ve hastaneye yatırılabileceğinin bildirildiğini açıkladı.

Ayrıca, davanın bel kemiği niteliğinde olan evrakın virüsle geldiği iddiasının çok önemli olduğunu belirten Ekinci, bu konunun araştırılması için TUBİTAK'ın 5 kişilik bilirkişi listesini gönderdiğini de açıkladı.

'KOMPLO VARSA SONUNA KADAR GİDECEĞİZ'

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Yalçın Küçük, 23 Ocak'taki duruşmada Nedim Şener ve Hanefi Avcı'nın kendisi hakkında ağır suçlamalarda bulunduğunu öne sürdü.Tutuklu sanıklardan Hanefi Avcı da söz alarak virüslü olduğu iddia edilen belgelerle ilgili mahkemeden gerekenin yapılmasını istedi. Başkan Ekinci ise, iddia edildiği gibi görevi kötüye kullanma ve komplo varsa biz sonuna kadar gideceğiz. İlgili dosyaları sizin aldığınız raporlarla birlikte TÜBİTAK'a göndereceğiz. Gelen rapora göre kararımızı vereceğiz" diye konuştu.

‘DARBECİ DEĞİLİM SADECE GAZETECİYİM’

Davanın tutuklu sanığı Müyesser Yıldız söz isteyerek Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Oda TV davasından bir gün önce tutuklu gazetecilerle ilgili yaptığı açıklamayı eleştirdi.
Yıldız, heyete Başbakan’ın açıklamalarının ardından ne hissettiklerini ve etkilenip etkilenmediklerini sordu. Yıldız “Bu açıklamayı nasıl değerlendirmeliyiz. Yargıya müdahale mi? Adil Yargılamayı etkilemek mi? Mahkemeye bir talimat mı? Acaba sayın savcı veya savcılar sayın Başbakan hakkında bir fezleke düzenleyebilecek mi? İzninizle sayın başbakana ‘one minute’ demek istiyorum. Tecavüzcü değilim. Polis-asker katili değilim.  Terörist- darbeci değilim. Sadece ve sadece gazeteciyim. Sayın Başbakan’a sormak lazım kendisi bu davanın gerçek savcısı mıdır? Öyleyse buraya gelip iddialarını ispatlamakla mükelleftir” şeklinde sürdürdü. Yıldız, Başbakan’ın davaya müdahil edilmesini de talep etti. Yıldız konuşmasını mahkemeden üyesi oldukları iddia edilen örgütün numarasını ve adresinin verilmesini isteyerek, “Mektupla üyelik başvurusu yapıp, parlamento muhabirleri derneğinden sonra buraya da üye olacağım. Böylece hem terörist gazeteci suçlamasını hak edeceğim, hem de yattığıma değsin. Zira olmayan bir örgüt yüzünden bunca aydır yatmak ciddi şekilde onuruma dokunuyor” dedi. Bu konuşmanın ardından ise duruşmaya kısa bir ara verildi. 

İKLİM AYFER KALELİ İÇİN SALON BOŞALTILDI 

 
Duruşmada, tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli savunmasının alınması için kürsüye alındı. Mahkeme Başkanı Ekinci, Kaleli’nin avukatı ve kendi gözlemlerinde sanığın ilaç kullandığı, gergin olduğu sürekli ağladığını tespit ettiklerini belirtti. Ardından da CMK 200 maddesi gereğince diğer sanıkların duruşmadan çıkarılacağını anlattı. Alınan kararla da tutuklu ve tutuksuz sanıklar duruşma salonundan çıkarıldı.
 

‘BANA VEBALI GİBİ DAVRANIYORLAR’

Savunmasında Deniz Baykal’la ilgili iddialara da yanıt veren Kaleli, ‘’Deniz Baykal’la ilgili iddiaları ortaya atan ben değilim. Ben kimsenin özel hayatının gizliliği ilkesini ihlal etmedim. Örgüt talimatlarıyla siyasi parti temsilcileri ile de irtibata geçmiş değilim’’ diye konuştu.

Davanın başından bu yana duruşmalara katıldığını belirten Kaleli, ‘’Ben bu davanın sanığıysam ve örgütün üyesiysem, bu nasıl bir örgüttür ki herkes bana vebalı gibi davranıyor. Kimse bana selam bile vermiyor’’ diyerek  kendini savundu.

ALİ CEMAL KARABUDAK

BİRGÜN