15 Ocak 2012 Pazar

Elektrik kesintisinin nedeni ne?


Dün tüm Marmara Bölgesi'nde hayatı kitleyen elektrik kesintisi özelleştirilen elektrik üretim ve dağıtımının denetim ve kontrolünün nasıl yapıldığını akla getirdi. Daha pahalıya satın aldığımız elektrik daha pahalıya mı mal oluyor?


Dün Marmara Bölgesi'nin neredeyse tamamını içine alan elektrik kesintisiyle Türkiye'nin en kalabalık ve en yoğun endüstrileşmiş bölgesi saatlerce çaresiz kaldı.

Teknik aksaklığın, 2000 yılında teslim edilen ENKA'nın da içinde bulunduğu dörtlü şirket grubu tarafından yapılan Bursa Doğalgaz Ateşlemeli Kombine Çevrim Enerji Santrali'nde oluştuğu açıklandı.

Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi'nden (TEİAŞ) yapılan açıklamada elektrik kesintisinin sebebi şöyle açıklandı: ''Saat 13.42’de olumsuz hava koşulları nedeniyle Bursa Doğalgaz Santralı'nda Adapazarı Hattına ait gerilim trafosunun patlaması sonucunda meydana gelen teçhizat arızaları Adapazarı’ndan İstanbul’a kadarki iletim tesislerinde arızalar olmuştur, bunun sonucunca Adapazarı’dan Babaeski’ye kadar olan elektrik sisteminde kesintiler oluşmuştur. Saat 14:15’den itibaren peyderpey sistem toparlanmaya başlanmış olup saat 16:15 itibarı ile sistemin yüzde 80’lik bölümüne elektrik verilmiştir. Geri kalan bölümü için çalışmalar kısa sürede tamamlanacaktır."

Bursa'daki santral iki güç bloğundan oluşmaktadır. Her biri iki yanmalı türbin/jeneratör, iki ısı geri kazanımlı buhar jeneratörü, bir buhar türbini/jeneratörü ve 135 m. doğal çekişli kuru soğutma kulesine sahip bir kapalı soğutma suyu sisteminden oluşan sete sahiptir. Kombine çevrim enerji santralinin toplam net çıkışı olan 1.409 MW, her biri 239 MW nominal kapasiteli dört gaz türbini/jeneratörü ve 237,5 MW nominal kapasiteli iki buhar türbini/jeneratöründen oluşmakta. Santralin yıllık elektrik üretim kapasitesi 10 milyar kws.


Elektrik özelleştirmeleri ne getirdi?

Dünyada gelişmekte olan ülkelerde 1990'lı yıllarda başlayan elektrik özelleştirmeleri, daha genel ifadeyle enerji üretimi ve dağıtımının sermayeye devlet eli ile verilmesi, kontrolün kaldırılması ve bir kâr alanı haline getirilmesi Türkiye'yi de içine aldı.


Elektrik dağıtım kurumlarının özelleştirilmeleri ederlerinin altında, apar topar yapılarak yandaş şirketlere peşkeş çekildi. Özelleştirmedeki ihale süreçleri de usulsüzlüklerle doluydu. Tüm halkın sahibi olduğu elektrik dağıtım ve üretimi yapan enerji KİT’leri, mevcut sorunlarına yapısal çözümler getirilmek yerine “nasıl olsa özelleştirilecek” denilerek yıllarca “öldürülmeyip süründürülmek” istendi.

Elektrikte özelleştirmeler diğer alanlarda da olduğu gibi bu kurumlarda da çalışanlar açısından işten çıkartmalar ve iş güvencesini yitirme, sendikasızlaştırma sonuçlarını doğurdu.

Türkiye'de elektriğin özelleştirilmesi ile elektrik pahalandı. 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan otomatik fiyatlandırma mekanizması devreye sokuldu. Özelleştirmeci anlayış yıllardır, önce bölgesel fiyatlandırma, sonra otomatik fiyatlandırma ve en son maliyet esaslı fiyatlandırma adı altında elektriği piyasalaştırmış ve böylece fiyat artışlarına zemin hazırlamıştı. Halkımız elektriğe daha fazla para ödemekte, gelirinin daha büyük bir kısmını elektrik harcaması için kullanmaktadır.

Enerjinin üretiminin ve dağıtımının özelleştirilmesi denetim sorununu da beraberinde getirdi. Denetimi yapacak devlet şirketleri veya uluslararası kurumlar enerji lobilerinin etkisinde. Denetimsizlik sonucu, daha doğrusu kâr amaçlı, 'benden sonrası tufan' anlayışı çevre ve güvenlik gibi konuların gözardı edilmesine neden oldu. Bu anlamda, Bursa'daki Bursa Doğalgaz Kombine Çevrim Enerji Santrali’ndeki arıza periyodik kontrollerinin ve bakımının yapılmaması, ihmal edilmesi, bu işler için ayrılan personel ve kaynağın yetersizliği gibi nedenlere rahatlıkla bağlanabilir.

Halbuki elektrik özelleştirmelerinin bir nedeni de özel sektörün devletten daha fazla yatırım yapacağı idi.


O zaman EPDK'nın işi ne?

Türkiye'de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) görevi “Elektrik, doğal gaz, petrol ve LPG'nin; yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanması amaçlanmaktadır.” şeklinde belirtilmekte. Ancak EPDK Başkanı Hasan Köktaş'ın özgeçmişi bize düzenleme ve denetimin ne kadar bağımsız olabileceği konusunda düşündürtüyor:


“2003 yılından beri tam zamanlı olarak T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyordu. Bu süre içinde ERDEMİR Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, TÜPRAŞ  Yönetim Kurulu Başkan ve Başkan Vekilliği görevlerini uzun süre yürüttü. İdaredeki görevi boyunca TÜPRAŞ, ERDEMİR, Halkbank, Esgaz, Bursagaz, Limanlar, maden şirketleri, gibi Ülkemizin en büyük şirketlerinin özelleştirilmesi ve halka arz edilmesi çalışmalarında bulundu.”


Elektrik özelleştirilmeleri elektriği pahalandırdı

Tıpkı Türkiye gibi diğer ülkelerde de özelleştirilme halktan gelen bir talep olmaması bir yana, özelleştirmenin halka yansıyan olumsuz etkileri protestolara neden oldu. Özelleştirilme yapılan diğer ülkelerde de elektriğin maliyeti üretiminin maliyeti değil tüketimine ne kadar gereksinildiği hesabı üzerinden yapıldı. Bu da elektrik fiyatlarının artması sonucunu doğurdu. Arjantin, Hindistan ve Endonezya'da halk elektrik özelleştirmesi sonrasında isyan ederken, Peru, Ekvator ve Paraguay'da halkın protestoları özelleştirme tekliflerini durdurdu.


Brezilya'da elektrik sistemi 1995'de özelleştirildi. Amerikalı enerji devi Enron'un da dahil olduğu karmaşık bir şirket ağı, elektrik sistemini satın aldı. Sonuçta halk fahiş elektrik fiyatları ile başbaşa kalırken, yabancı güçler kâr etmeye devam etti ve yeni yatırımlardan da kaçındı.

Dünya Bankası'nın yaptığı bir araştırmaya göre 18 ülkedeki 61 elektrik özelleştirilmesi sonucunda kârlılık yüzde 45 artmış. Araştırma, bu kâr artışının fiyat şişirme ile oluştuğunu, özel mülkiyette artan üretkenlik, yönetim becerisi ve operasyonların verimliliğinin sonucunda olmadığını ortaya koymuş.

(soL - Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder