DİYANET İŞLERİ
İLKÖĞRETİM VE LİSE ÖĞRENCİLERİ İÇİN UMRE PROGRAMI HAZIRLADI
Diyanet İşleri Başkanlığı, yarıyıl tatilinde
ilköğretim ve lise öğrencileri için 10 günlük “umre” programı hazırladı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş imzasıyla 81 ilin milli eğitim
müdürlüklerine gönderilen 5 Ocak tarihli yazıda, öğrencilerin “bilgi, görgü ve
deneyimlerinin artırılması ve pekiştirilmesine katkıda bulunmak, kutsal
topraklarda bulunan ve İslam tarihi açısından önem arz eden mekanların ziyaret
edilmesini sağlamak amacıyla öğretmenleri nezaretinde öğrenciler için özel umre
turu” planlandığı belirtildi.
‘OKULLAR DİYANET ŞUBESİ DEĞİLDİR’
Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Eğitim
Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, “Okullar Diyanet’in ve Müftülüklerin şubesi
değildir” dedi.
AKP’nin iktidarda olduğu yıllar içinde
muhafazakârlığın adım adım hayatın her alanına nüfuz ettiğini vurgulayan Akyol,
“Eğitimin toplumun geleceği açısından taşıdığı önem, Milli Eğitim Bakanlığını,
bu sürecin merkez üssü haline getirmiştir. Okullardaki uygulamalardan tutalım,
yardımcı kaynaklara kadar her araç, eğitimin dinselleştirilmesi doğrultusunda
kullanılmıştır. AKP, eğitim alanında her gün yeni bir uygulamayı yaşama
geçiriyor” dedi.
İLK VUKUAT DEĞİL
2006 yılında Çaycuma İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü tarafından cami inşaatı için para yardımı toplama yazısı,
Çaycuma’daki tüm okullara gönderilerek duyurusunun yapılması istendiğini
hatırlatan Akyol, “2007 yılında ise hiçbir bilimsel yanı olmayıp tamamen
safsataya dayanan, Kültür Bakanlığının dahi kütüphanelere konması için olumlu
görüş bildirmediği, Harun Yahya’nın ‘Yaradılış Atlası’ adlı kitabı Çaycuma’da
Biyoloji ve Felsefe öğretmenleri ile okullara gönderilmişti. Önceki yıllarda
Valilik ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından verilen izinlerle bir takım dernek
ve çevreler tarafından Çaycuma’da ve birçok il ve ilçede okullar ve öğrenciler
üzerinden organize edilmeye çalışılan ve neredeyse ulusal bir etkinlik düzeyine
çıkarılan “Kutlu Doğum Haftası”, geçtiğimiz yıl yayımlanan MEB genelgesiyle
okullarda kutlanması istendi” dedi.
‘LAİKLİĞİN AÇIK İHLALİDİR’
Kuran kurslarındaki yaş sınırının
kaldırılmasını ve imam hatip okullarının önünü açacak olan zorunlu eğitimin
kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılması çalışmalarına da vurgu
yapan Akyol, son olarak da Diyanet İşleri Başkanlığının ilköğretim ve lise öğrencileri
için “umre” planı yapmasının da bir tesadüf olmadığına dikkat çekti.
Akyol, “Temel ilkesi laiklik olan bir eğitim sisteminde, bir din açısından önemli olan bir etkinliğin, tüm okullara duyurulması ve ilköğretim ve lise idarecilerinden öğretmen, öğrenci ve velilere umreye katılım çağrısı yapıp, katılacakların bildirmesinin istenmesi, laiklik ilkesinin açıkça ihlal edilmesinden başka anlam taşımamaktadır” dedi.
Dini faaliyet yürütmekle görevli Diyanet ve müftülüklerin okulları kendi şubesi gibi görmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Akyol, “Çocukların özellikle ilköğretimde okuyan çocukların henüz soyut kavramları anlama, onları anlamlandırma yetilerinin yeterince gelişmediği düşünüldüğünde, bu tür organizasyonlarda oluşan kitle psikolojisi ileriki yaşlarda çocukların psikolojisi ve davranışları üzerinde olumsuz etkisi olması ihtimali yüksektir. Bu nedenle bu tür organizasyonlara 15 yaşın altında çocukların, aileleri ile birlikte de olsa, katılması pedagojik olarak sakıncalıdır” diye konuştu.
Akyol, “Temel ilkesi laiklik olan bir eğitim sisteminde, bir din açısından önemli olan bir etkinliğin, tüm okullara duyurulması ve ilköğretim ve lise idarecilerinden öğretmen, öğrenci ve velilere umreye katılım çağrısı yapıp, katılacakların bildirmesinin istenmesi, laiklik ilkesinin açıkça ihlal edilmesinden başka anlam taşımamaktadır” dedi.
Dini faaliyet yürütmekle görevli Diyanet ve müftülüklerin okulları kendi şubesi gibi görmesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Akyol, “Çocukların özellikle ilköğretimde okuyan çocukların henüz soyut kavramları anlama, onları anlamlandırma yetilerinin yeterince gelişmediği düşünüldüğünde, bu tür organizasyonlarda oluşan kitle psikolojisi ileriki yaşlarda çocukların psikolojisi ve davranışları üzerinde olumsuz etkisi olması ihtimali yüksektir. Bu nedenle bu tür organizasyonlara 15 yaşın altında çocukların, aileleri ile birlikte de olsa, katılması pedagojik olarak sakıncalıdır” diye konuştu.
Akyol, Eğitim Sen olarak eğitim sisteminin
dinselleştirilmesine sessiz kalmayacaklarını ifade etti.
EĞİTİM SEN GENEL BAŞKANI: KABUL EDİLEMEZ
EĞİTİM Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız ise, bu örneğin siyasal iktidarın Türkiye’deki toplumsal hayatı dinsel olarak şekillendirme adımlarının bir ürünü olarak değerlendirdi. Diyanet İşleri’nin eğitim ve bilim alanına müdahale etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Ünsal, “Eğitim sistemi dinselleştiriliyor. Laik eğitimin karşısında tutum alan bir hareket var. Süratle toplumsal ve eğitim yapısı teokratikleştirilmeye çalışılıyor” dedi.
Evrensel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder