‘ÖRGÜT YÖNETECİLİĞİ’ İDDİASIYLA YARGILANACAK GAZETECİLERİN MESLEKTAŞLARI TEPKİLİ
‘KCK’ adı altında gazetecilere yönelik operasyon sonrası hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede gazeteciler “örgüt yöneticiliği” ile suçlanıyor. 36’sı tutuklu 44 gazeteci hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede adı geçen 12 gazeteci “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla yargılanacak.
Gazetecilerin ilk duruşması, 10-14 Eylülde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’ndaki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Mahkeme, tutuklu gazetecilerin avukatlarının yaptığı tahliye talebini ise “kuvvetli suç şüphesi” ve “dosyadaki delil durumunu” gerekçe göstererek reddetti. Gazetecilerin ‘örgüt yöneticiliği’ iddiasıyla yargılanmasını gazetemize değerlendiren TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, TMK durduğu müddetçe daha çok gazetecinin terörist damgası yiyeceğini söyledi. Gazeteci Nazım Alpman, yaşananların demokrasiyle uzak yakın alakası olmadığını belirtti. Yıllardır gazetecilerin en örgütsüz kesim olması nedeniyle kendimizi ve gazetecileri boşa eleştirmişiz diyen Gazeteci Celal Başlangıç “Meğerse en örgütlü güç gazetecilermiş.” Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, iddianamenin kendileri açısından yok hükmünde olduğunu çünkü özel yetkili mahkemelerin darbe ve OHAL dönemlerine ait olduğunu ve evrensel hukuk çerçevesinde olmadığını belirtti.
BAKANIN SÖZLERİ...
Gazetecilerin ‘örgüt yöneticiliği’ ile suçlanmasını gazetemize değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Türkiye’de Terörle Mücadele Kanunu durduğu müddetçe bu tür iddianamelerle karşılaşacağımızı belirterek “Bu kanunun terör tanımı, İçişleri Bakanının yaptığı konuşmalarda söylediği gibi tuvalde, şiirde, köşe yazısında terör aranacaksa bu iddianamelerle biz daha çok karşılaşırız. Daha çok gazeteci terörist damgası alır” dedi.
Türkiye’nin bu utançtan kurtulabilmesinin tek yolu bu kanunun ortadan kaldırılması olduğunu söyleyen İpekçi “Utancın tek sorumlusu siyasi iktidardır. Biz cezaevindeki tüm meslektaşlarımızın gazeteci olduğuna tanığız ve onların gazetecilik faaliyetlerinin terör faaliyeti olarak yorumlanmasını reddediyoruz.”
DEMOKRASİ BUNUN NERESİNDE?
Gazeteci Nazım Alpman, çağdaş bir ülkede gazetecilerin mesleklerini yaptıkları için gözaltına alınıp tutuklanmalarının örneği olmadığını belirtti. Uzun yıllar Paris’te yaşayan gazeteci abimiz Hıfzı Topuz’a “Sen hiç gazetecilerin tutuklandığını gördün mü” diye sorduğunu ‘Hiç bilmiyorum görmedim’ cevabını aldığını söyleyen Alpman “Türkiye’de siyasi iktidarlar değişiyor ancak iktidarların güçlerini pekiştirme yöntemleri değişmiyor. Bunun da demokrasiyle uzak yakın hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Yarının Demokrat Partinin iktidara gelmesinin yıldönümü olan 14 Mayıs olduğunu hatırlatan Alpman, “DP de tek parti rejiminden sonra demokrasi rüzgarlarıyla iktidara gelmişti. Ama DP tek parti dönemini aratan bir 10 yıl yaşatmıştı. Tıpkı AKP’nin bugün yaptığı gibi” diye konuştu.
MEĞERSE EN ÖRGÜTLÜ GÜÇ GAZETECİLERMİŞ
Özellikle KCK operasyonlarıyla sadece gazetecilerin değil sivil demokratik siyasetin içinde olan belediye başkanı, parti başkan ve yöneticilerinin içinde bulunduğu çok sayıda kişinin tutuklandığını ya da ceza aldığını ifade eden Gazeteci Celal Başlangıç “Şu anda neredeyse 10 bin kişi KCK operasyonları nedeniyle cezaevinde” dedi. Puşi takmak terör suçu oluyorsa, bu ülkede kimliği inkar edilen, dili yasaklananlardan yana gazetecilik yapmak ta terörist muamelesi görülmesine neden olabiliyor diyen Başlangıç “2005 yılında yapılan değişikle TCK’ye getirilen bir düzenleme var. Bunu genelkurmay istemişti. AKP, CHP ve MHP de onayladı. Artık insanlar değmediği, dokunmadığı adını bile bilmediği örgütün yöneticisi olabiliyor. Biz gazetecileri, kendimizi örgütsüzüz diye suçlar, eleştirirdik. Cezaevleri ve gazeteciler hakkında hazırlanan iddianameler gösteriyor ki Türkiye’de en örgütlü güç gazetecilermiş.”
Vural Nasuhbeyoğlu /
Gökhan Çetin
EVRENSEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder