“Eğitimde gericiliğe, piyasacılığa ve
eşitsizliğe karşı” şiarıyla yola çıkan Devrimci Eğitim Şurası Türkiye
toplantısı gerçekleştirildi.
Devrimci Eğitim Şurası (DEŞ) Türkiye
toplantısı saat 10.00’da paralel oturumlar halinde düzenlenen ve dört farklı
konuda gerçekleştirilen çalışma gruplarının çalışması ile başladı.
Eğitimin Örgütlenmesindeki Değişim:
Piyasalaşma, Özelleştirme ve Eşitsizlik; Eğitimin İçeriğindeki Dönüşüm; Eğitim
Emekçilerinin Durumu: Güvencesizlik ve Geleceksizlik ve Devrimci Eğitim İçin Öneriler
başlıklarında gerçekleşen oturumlarda, başlıklarla ilgili tebliğler
değerlendirildi. Bu toplantılarda, DEŞ Yürütme Kurulu tarafından, oturumlarda
tartışılmak üzere oluşturulan karar önerileri ve gerekçeleri de ele alındı.
Saat 13.00’te Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde
öğrenci, öğretmen ve velilerin katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye
toplantısının açılış konuşmasını Prof Dr. Rıfat Okçabol yaptı. Okçabol,
konuşmasında DEŞ’in önemine vurgu yaparak Türikiye’deki eğitim sisteminin nasıl
gericileştiği ile ilgili örnekler verdi. Eğitim sisteminin sorgulamayan, biat
eden nesiller yetiştirmek üzere kurgulandığını ifade eden Okçabol, tarihsel
sürece değinerek 4+4+4 yasası olarak bilinen ve Cumhurbaşkanı tarafından
onaylanan yasanın gerici ve özgür düşünceyi yok edecek olmasına dikkat çekti.
Karar önerileri ve katkılar
Okçabol’un konuşmasının ardından, sabah gerçekleşen oturumlarda tartışılan
karar önerileri gerekçeleri ile birlikte toplantının tüm katılımcılarına ilan
edildi. Karar önerileri ile ilgili tartışmalarda çok sayıda kişi söz aldı.
Katılımcılar eğitim üzerine çeşitli konularda
söz alarak görüş ve önerilerini dile getirdi.
Konuşmalarda Türkiye’de eğitimin öğrencileri
rekabete sürükleyen elemeye dayalı bir sistem olması sebebiyle fırsat
eşitliğinin ortadan kalktığına dikkat çekilerek, bireyin yeteneklerini ön plana
çıkaran ve kişinin kendini gerçekleştirmesine olanak sağlayan bir eğitim
sistemi için mücadele edilmesi gerektiği ifade edildi.
Eğitimde bilimsellik ilkesinin vazgeçilmez
ilkelerden olduğu vurgulanarak, aynı ölçüde eğitim felsefesinin de masaya
yatırılması gerektiği belirtildi. Eğitimde cinsiyetçiliğe son vermek ve
özellikle kadın velilerle temas kurmak için yepyeni bir dil ve iletişim yolu
bulunması gerektiği söylendi.
Nitelikli eğitim için her branşta alternatif
ders kitapları yazılması konuşmacıların önerileri arasında yer aldı. Özellikle
fen bilimleri derslerinde okutulan kitaplarda evrim teorisi anlatımına yer
verilmesi, evrimin inkar edilemez bir bilimsel gerçek olduğunun vurgulanması gerektiği
ve 4+4+4 yasası ile seçmeli ders haline getirilen dil derslerinin anadilde
eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına geldiği ifade edildi.
Milli Eğitim Bakanlığı içerisindeki
kadrolaşma ve Eğitim Fakültelerinde yaşanan dönüşüme dikkat çekildi. Eğitim
emekçilerinin örgütlenmesi konusunda özellikle sınıf temelli bir sendikal
anlayış benimsenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Sendikalardaki kafa
karışıklığının eğitim konusundaki yasal düzenlemelere karşı yürütülen
mücadeleyi etkilemesine izin verilmemesi gerektiği belirtildi.
Dinci gerici anlayışın zorunlu din dersleri
ile Alevi yurttaşlar üzerinde baskı kurduğu ifade edildi. Laiklik ilkesinin
tanımlanması ve eğitimin laik bir çerçevede yürütülmesi için çaba sarf edilmesi
gerektiği belirtildi. Değerler eğitimi ile ilgili bir kitap çalışması yapılması
önerildi.
Okullarda okul aile birliklerinin işlevini
yitirerek yalnızca mali kaynak sağlama birimleri olarak görev yaptığına dikkat
çekilerek, öğretmen-öğrenci-veli birlikleri kurulması yönünde adım atılması gerektiği
ifade edildi.
Karar önerileri ile ilgili görüş ve öneriler,
Şura Yürütme Kurulu tarafından değerlendirildi. Toplantı sonunda son şeklini
alan karar önerileri tüm salona duyuruldu. Alkışlar eşliğinde kabul edilen
karar önerilerinin, ilerici, aydın eğitim emekçilerinin önünde birer mücadele
başlığı olarak yer alması gerektiği vurgulandı.
Devrimci Eğitim Şurası uzun bir hazırlık
döneminin ardından gerçekleştirdiği geniş katılımlı toplantı ile
şekillendirdiği kararlar doğrultusunda çalışmalarına devam edeceğini
duyururken, “Halkımıza Çağrı” başlıklı bir çağrı metni de yayınladı.
Devrimci Eğitim Şurası toplantının ardından
aldığı şu kararları kamuoyuna duyurdu:
"Eğitim emekçileri, öğrenciler,
akademisyenler ve veliler 4+4+4 yasası gibi gericilik ve piyasacılık temelinde
yaşanan dönüşümün temelinde yer alan 18. Milli Eğitim Şurası’nı gayri meşru
ilan etmektedir.
Karar 1:
Eğitim temel haktır ve bütün aşamalarında, herkes için eşit ve parasız
olmalıdır.
Eğitimin niteliği, insanı her yönüyle geliştirerek özgürleştiren ve bunu
hedeflerken toplumsal yararı ve insanlığın ilerici birikimini gözeten temeller
üzerine kurulmalıdır. Kâr yerine toplumsal yararı, her türden eşitsizlik ve
rekabet yerine eşitliği temel almalı, özel okullardan dershanelere bütün özel
öğretim kurumları kapatılmalıdır.
Karar 2:
Eğitim alanında yaygınlaşan piyasalaşma ve gericileşme süreci, sınıfsal
eşitsizliklerin yanında, cinsiyet ve etnik temelli eşitsizlikleri de
derinleştirmektedir. Bu eşitsizliklere karşı mücadele edilmelidir. Kız
çocuklarının eğitim sürecinden erken kopmasına neden olan yasalar
kaldırılmalıdır. Diğer hakların da farkına varılmasının ve edinilmesinin temeli
olan anadilinde eğitim hakkı, kabul edilmeli ve uygulanmalıdır. Devrimci ve
ilerici eğitim emekçileri, bu eşitsizliklerin sonucunda eğitim süreçlerinin
dışında kalan çocukların haklarının takipçişi olacaktır.
Karar 3:
Eğitim insanın yetenek ve yaratıcı gücünü ortaya çıkaran, geliştiren bilimsel
içerikli bir etkinlik olmalıdır. Bu ise, amacı aydınlanma olan bir eğitim
sistemi ve anlayışı ile mümkündür.
Eğitimin amacı aydınlanma olmalıdır. Dinî kuralların etkisinin genişlediği ve
derinleştiği gerici müfredatlar kullanılmamalı, reddedilmelidir. Zorunlu din
kültürü ve ahlak bilgisi dersleri ve 4+4+4 olarak bilinen yasayla eğitim
siteminde yer edinecek gerici içerikli seçmeli dersler, okul programlarından
kaldırılmalıdır.
Bilimsel, laik alternatif müfredatlar ve ders kitapları hazırlanmalı ve
kullanılmalıdır.
Karar 4:
Eğitim emekçileri kadrolu ve güvenceli çalışmalıdır. Öğretmenlerin ders
ücretli, vekil gibi iş güvencesinden yoksun bir biçimde istihdam edilmelerinin
önüne geçilmeli, tüm eğitim emekçileri kamusal güvenceye sahip ve kadrolu
olarak istihdam edilmelidir. Güvenceli çalışmaya karşı her türlü saldırı
reddedilmelidir.
Karar 5:
Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin örgütlenmesinde ve haklarının elde
edilmesinde önem taşıyan Eğitim-Sen, sınıf siyasetine yakınlaştırılmalı,
güçlendirilmeli ve kitlelere güven veren bir sendika haline gelmelidir.
Eğitim-Sen tüm eğitim emekçilerinin örgütlendiği bir adres haline dönüşmelidir.
Bu içerikte, Eğitim-Sen’de bir yenilenme hedeflenmelidir.
Karar 6:
Devrimci öğretmenler, öğrencileri arasında rekabeti değil dayanışmayı teşkil
etmek, hurafeleri değil bilimsel olguları öğretmek için çalışır. Öğrencilerinde
eşitliği ve özgürlüğün, kolektif mücadelenin anlamını, öğrenme ve araştırmanın
zevkini yerleştirmeye çalışır.
Karar 7:
Engelli öğrencilerin eğitimi piyasaya terk edilemez. Engelli öğrencilerin
eğitimi için gerekli personel yetiştirilip uygun koşullar yaratılmalı, sadece
yasal düzenlemelerden ve ayrıca piyasadan çözüm beklenmemelidir.
Karar 8:
Evrim olgusal bir gerçektir, evrim kuramı bilimin temel kuramlarından biridir.
Evrim kuramını anlatmak, bilimsel eğitimin önemli bir parçasıdır.Fen
öğretiminde insan merkezli, insanı canlı yaşamının dışında ele alan- bakış
açısı terk edilmelidir. Evrim kuramı karşıtlığıyla okullarda, kentlerde
mücadele edilmeli; bu karşıtlık aracılığıyla toplumsal yaşamın din üzerinden
daha fazla belirlenmesine izin verilmemelidir.
Karar 9:
Mesleki ve teknik eğitim, AKP iktidarının elinde, okulları ve çocuklarımızı
küçük yaşta patronların eline teslim etmek üzerinden yeniden
yapılandırılmaktadır. Çocuklarımızın sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda,
mesleki ve teknik eğitim, beceri eğitimi gibi adlarla çocuk işçiliğe
yönlendirilmesi kabul edilemez. Mesleki ve teknik eğitim, beceri eğitimi gibi
adlarla çocuklarımızın küçük yaşta yoğun sömürü ortamı içerisine sokulması,
işçileştirilmesi durdurulmalıdır. Mesleki ve teknik eğitim, toplumun
ihtiyaçları ekseninde, bilimsel ve pedagojik ilkeler ışığında yeniden
yapılandırılmalıdır.
Karar 10:
Okullarda öğrencileri bulunan velilerimiz AKP’nin dayattığı gerici ve piyasacı
politikaların reddedilmesi mücadelesinde öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz
kadar önemli birer öznedirler. Önümüzdeki dönemde eğitim alanına gerici ve
piyasacı müdahalelerin daha da derinleştirilmesi amaçlanırken, velilerimiz
kendi örgütlenme araçlarını yarataratak öğretmenleri ve öğrencileri ile
birlikte bu sürecin karşısına güçlü bir şekilde dikilmelidir. Velilerimiz
Devrimci Eğitim Şurası’nın ardından hızla veli komitelerini oluşturmalı, gerici
ve piyasacı eğitime karşı mücadelenin önemli bir parçası haline gelmelidir.
Karar 11:
İkinci Cumhuriyet ve eğitim politikalarına, Sosyalist Cumhuriyet’le son
verilecektir. Sosyalist Cumhuriyet, üretim araçlarını kamulaştıracak, merkezi
planlama ile bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldıracak, toplumsal cinsiyet
eşitsizliklerine son verecektir. Sosyalist Cumhuriyet’te eğitim, bilimi,
insanlığın ilerici birikimini temel alacaktır. Eğitim emekçileri güvenceli ve
kurallı çalışma koşullarına kavuşacaktır. Anadilinde eğitim, eğitimin doğal ve
ayrılmaz bir parçası olacaktır."
(soL - Haber Merkezi)