11 Nisan 2012 Çarşamba

'Uludere'de talimatı veren de belli vuran da'


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, dün yapmaları gereken grup toplantısını tutuklu milletvekili Mehmet Haberal'ın annesi Medine Haberal'ın cenaze töreni nedeniyle grup toplantılarını erteleyerek, bugün yaptıklarını belirtti.

Silivri Cezaevi'ne değinen Kılıçdaroğlu, "Silivri Toplama kampı 21. yy Türkiye'sindeki Nazi toplama kampıdır. Sahte delillerle yargılanıyorlar, avukatlara belge verilmiyor, savunma yapıyorlar yaptıkları savunmadan dolayı mahkum oluyorlar. Adaletin 'A'sı bile yok. Artık adalet arayan vatandaş ya AKP'li milletvekillerine başvuruyor" diye kaydetti. Deniz Feneri davasına değinen Kılıçdaroğlu, "Böyle bir rezalet 88 yıllık Cumhuriyet tarihinde görülmemiştir. Yüzyılın soygunu diyor Almanlar, asıl failler Türkiye'de deniyor ama asıl failler Recep Tayyip Erdoğan'ın koltuklarının altında. Asıl failler için istenen cezadan daha fazlası soruşturmayı başlatan savcılar için isteniyor. Onlar sadece haram lokma yiyenlerden hesap sormak istediler. Vay sen misin hesap sormak isteyen" dedi.


'Biber gazı hükümeti Başbakan'ı duysun'

Meral Okay'ın vefatının ardından bazı yayın organlarında yazılanları eleştiren Kılıçdaroğlu, "Siz neyin kinini güdüyorsunuz. Bu nasıl bir insanlıktır. Bizim inancımızın özünde sevgi ve geçmişe rahmet vardır" dedi. Kılıçdaroğlu, siyasette ahlaksızlığın ahlakın önüne geçtiğini vurgulayarak, siyasetçinin görevinin halkı ayırmak değil bir araya getirerek onun sorunlarını çözmek olduğunun altını çizdi. Kılıçdaroğlu, İsmet İnönü'nün toplattığı kitaptan örnekler vererek, "Biber gazı hükümetinin başbakanı duysun. Sen kendi üstadın Erbakan'a sözünü tuttun mu? Bu kitapta bıyıksızlar ölünce imansız olurlar yazıyor. Erkekler ipek giyip yatarsa imansız ölürler diyorlar. İşte yasaklanan kitap budur. İnönü Kuran-ı Kerim'de tahrifat yapan kitabı toplatmıştır. Sen bunu okumuyorsun, konuşuyorsun. Sen ancak eline verilen metni okuyorsun. İnsan bir sorar İsmet İnönü bunu niye yasaklamış diye. Senin yüreğinde İnönü'ye karşı kin var" dedi. "Erdoğan milletin yüzüne nasıl bakacak merak ediyorum" diye Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarına bir şey diyemeyeceğini, çünkü konuşma metni yazacak adam bulamayacağını söyledi.

'Uludere'de talimatı veren de belli vuran da'


Uludere katliamında hayatını kaybedenlerin yakınlarının TBMM'ye geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Talimatı veren belli hükümet. Sınır ötesi harekata o karar veriyor. Vuran belli. Sorduk bu istihbarat nerden geldi. Yanıt yok. Geçen gün bir rapor açıklandı, diyorlar yerli kaynaklardan aldık istihbaratı. Neden açıklamıyorsun. Siyasette yozlaşmadır bu. 34 yurttaş ölüyor. Sen öldürüyorsun. İstihbaratı soruyoruz ses yok. O mevkide oturmak sorumluluktur. Unutturmak istiyorlar ama unutturmayacağız. 34 yurttaşın hakları ortaya çıkana kadar failler yargılanana kadar takipçisi olacağız" dedi.



'AKP kendi statükosunu yarattı'


AKP hükümetinin kendi statükosunu yarattığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kaymakam, vali, askeri, bürokrat hepsi onlar için çalışıyor. Biz AKP ve onun yarattığı statüko ile mücadele edeceğiz. Ne zaman millet deseler arkasından bir şey geliyor. Onun için millet=Recep Tayyip Erdoğan'dır. 10 yıl içinde Firavun'a döndüler. Şimdi de gitmemek için çabalıyorlar" diye konuştu. Medyayı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Deniz Feneri gibi bir davayı küçük görmeye hakkınız yoktur. AKP'yi öve öve yer kalmadı. Bu ne kadar yağcılıktır. 'Haber yazarsam AKP kızar' diyorlar. Kızsın. Bedel ödenmeden özgürlük gelmez. Silivri toplama kampında olanlar bedel ödüyorlar. Bari onlardan utanın" dedi.
Cezaevinde tutuklu bulunan milletvekillerinin Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in sorunu da olduğunu vurgulayarak, "Protokoller için bizi bir araya getiren de sendin. Şimdi bunların sorumluluğu yapılmıyor. Neden bunun peşine düşmüyorsun?" diye kaydetti.


Bir Gün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder