6 Kasım 2012 Salı

YÖK 32 yaşında: Üniversitelere vurulan pranga yenileniyor




Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) yeni kuruluş yılında süprizini yeni taslağını kamuoyu ile paylaşarak gerçekleştirdi. Yeni tasarı taslağı, AKP iktidarının yeni YÖK’ünün son rötuşu olacak.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Gökhan Çetinsaya, geçtiğimiz gün genel kurul üyeleriyle Yükseköğretim Kurulu'nda bir basın toplantısı düzenleyerek yeni YÖK kanunu taslağını hazırladıklarını açıkladı. Yasa taslağı çalışmalarının belli bir olgunluğa eriştiğini söyleyen Çetinsaya, dün itibarı ile yeni yasanın ''yok.gov.tr'' adresi üzerinden kamuoyuna açıklandığını belirtti. Çetinsaya, ''Hedefimiz yeniden şekillendirilecek yasa önerisini aralık ayında ilgili makamlara teslim etmek'' dedi. Ayrıntıları daha önce de basında yer alan yeni taslakta yükseköğretim kurumlarının yeni yapıları, işlevleri, yönetim biçimleri ve YÖK’ün yeni dönem görevleri ayrıntılı biçimde şekillendiriliyor.
Bu hali ile yasakçı ve baskıcı özellikleri ile bilinen kurum, piyasa ile uyumu ve piyasaya bağımlılığı ile de istenilen düzeye gelmiş olacak. Çetinsaya 3 Kasım’da yaptığı açıklamada bu taslak ile Anayasa değişikliği önerisi başvurusu yapacaklarını söylemişti. Taslağa göre, kurulun adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak değiştirilecek, bununla birlikte Rektörler Kurulu'nun yanı sıra en az 15 yıldır faaliyet gösteren üniversitelerde "üniversite konseyi" oluşturulacak. Konsey, rektör ve dekan atamalarını yapabilecek.
Rektörler kurulu
Taslağa göre kurulun en üst karar organı olan Yükseköğretim Genel Kurulu, başkan dahil 21 üyeden oluşacak. Üyelerden 5'i siyasi parti gruplarının göstereceği adaylar arasından TBMM tarafından, 5'i Cumhurbaşkanı, 5'i üst düzey kamu görevlileri veya profesör unvanına sahip öğretim üyeleri arasından Bakanlar Kurulu'nca; 6'sı ise kendi üyesi olmayan profesörler arasından Rektörler Kurulu'nca seçilecek.
Cumhurbaşkanı kurul üyelerinden birini başkanlığa atayacak. Rektörler Kurulu da yükseköğretim kurumlarının rektörlerinden oluşacak. Rektörler Kurulu, kendi üyeleri arasından iki yıl için bir başkan ve iki başkan yardımcısı seçecek. Bu kurulun da aslında YÖK’ün eski iktidar yanlısı yapısının çok da değiştirmediği, bileşenler ve seçilme dinamikleri incelenince görülebiliyor.
Üniversite Konseyleri
Tasarıda getirilen önemli değişikliklerden birisi de "Üniversite Konseyleri"nin oluşturulması önerisi. Taslakta belirtildiği şekliyle "Devlet üniversitelerinde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulacak olan Üniversite Konseyi’nin kuruluş şartları arasında, şu anki tartışmalar itibariyle, en az 10 yıldan beri faaliyette olması; son 5 yıl içinde yükseköğretim kurumunun bütçesinin, Kurul tarafından belirlenen miktarının kendi öz gelirlerinden elde edilmesi; öğretim elemanlarının son 3 yıllık akademik faaliyet puan ortalamasının, 10 yıldır faaliyetini sürdüren devlet üniversitelerinin öğretim elemanlarının ortalamasından fazla olması; öğretim elemanlarının en az üçte ikisinin katıldığı bir oylamada katılanların salt çoğunluğunun oyu ile kabul edilmesi ya da oylama olmaksızın Yükseköğretim Kurulu tarafından doğrudan Bakanlar Kurulu'na teklif edilmesi gibi şartlar" bulunuyor.
Paran varsa üniversite yönetebilirsin
11 üyesi olması belirlenen Üniversite Konseyinin üyelerinden 5’i farklı fakültelerin idari görevi bulunmayan öğretim üyelerinden, 2’si Bakanlar Kurulu tarafından, 2’si YÖK tarafından seçilecek. Bu seçilen 9 üye kalan 2 üyeden birini ilgili üniversitenin mezunları arasından, diğerini ise üniversitenin bulunduğu ilde "en çok vergi veren" veya "üniversiteye en çok bağış yapan" kişiler arasından seçecek. Yeni düzenleme ile geçtiğimiz yılın vergi rekortmenleri Semahat Sevim Arsel ve Rahmi Koç gibi isimleri üniversitelerin en üst yönetim organında görebilmek mümkün olacak.
Üniversite Konseylerinin görevleri
Üniversitelerin önümüzdeki dönemde en yetkili kurulu olacak Üniversite Konseylerinin görev tanımı taslakta şu şekilde belirtiliyor:
Üniversite Konseyi, rektör ve dekanları seçer ve atar; üniversite stratejik planını ve performans programını onaylar; üniversite yatırım programını karara bağlar; üniversite adına kamulaştırmaya, gayrimenkul satın alınmasına ve üniversitenin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak tesisine karar verir; öğrenci kontenjanlarını ve öğrenim ücretlerini Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirler; sözleşmeli öğretim elemanlarına ve idari personele yapılacak ücret ve diğer ödemeleri belirler; senatonun ve üniversite yönetim kurulunun bazı kararlarını onaylar.
Tasarıya göre rektör seçimleri
Yani düzenlemelerle rektör atama ve seçim süreci de değiştiriliyor. Farklı kategorilerdeki üniversiteler için farklı yöntemler uygulanacak olsa da, temelde üniversitenin esas bileşenlerinin iradesini dışlayan rektör atamaları devam edecek. Akademisyenlerin seçtiği rektörlerin yerine, iktidara yakın adayların düşük oy almalarına karşın Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına yönelik yoğun tepki oluştuğu biliniyor. Bu model ile Cumhurbaşkanının prestiji korunurken, aynı süreç adı değişmiş başka kurumlar tarafından yürütülecek.
Yeni kanuna göre Üniversite Konseyi bulunan üniversitelerde Rektör bu irade tarafından atanacak. Konsey tarafından bir Rektör Adaylarını Belirleme Komisyonu oluşturalacak. Bu komisyon rektörlük için 3 aday belirleyecek. Belirlenen 3 adaydan biri Üniversite Konseyi tarafından seçilerek rektör olarak atanacak.
"Kurumsallaşmış" fakat Üniversite Konseyi bulunmayan üniversitelerde YÖK tarafından belirlenmiş bir komisyon süreci yönetecek. Bu komisyon Üniversite Konseyi’ne benzer şekilde 2’si YÖK tarafından bizzat atanmış, 4’ü üniversitede rektörlük ve dekanlık yapmış öğretim üyeleri arasından, 1 tanesi mezunlar arasından, sonuncusu ise en çok vergi ödeyen veya en çok bağış yapanlar arasından seçilecek. Oluşturulan bu komisyon rektörü belirleyecek.
"Az gelişmiş" üniversitelerde ise bizzat YÖK rektörü atayacak. Özel üniversitelerde de rektörler mütevelli heyetleri tarafından seçilecek.
Piyasa tekelinde bilim anlayışı temel alınacak
Taslakta üniversitelerde araştırma yapılmasının önemi üzerinde uzun uzun durulurken, bir yandan da bu olanakların geliştirilmesi için YÖK’ün gerekli desteği sağlayacağı teminatı veriliyor. YÖK’ün bu anlayışla oluşturduğu yeni kurum ise Bilgi Lisanslama Ofisleri. Bu Ofisin görev tanımı ise şu şekilde veriliyor:
Araştırmacıların yapacağı tanıtım faaliyetleri ile bilimsel çalışmaları ticari değeri yüksek konulara yönlendirmek, pazarda ihtiyaç duyulan bilgileri belirleme çalışmalarını yürütmek, araştırma sonunda üretilen bilgilerin ticari potansiyelini belirleme çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgileri fikri mülkiyet kapsamında koruma altına alma çalışmalarını yürütmek, ticari değeri olan bilgilerin kullanıcı kişi, kurum ve kuruluşlara pazarlama, lisanslama veya devir ile transferini yapmak, bilgilerin sanayi şirketlerinde veya AR-GE merkezlerinde ürüne dönüştürülmesi çalışmalarına destek hizmetleri sunmak, bilgilerin satışından elde edilen gelirlerin yönetilmesi konularında faaliyet göstermek
Taslağın girişinde yeni yükseköğretim kanununun 5 "ilke" temel alınarak düzenlendiği belirtiliyor. Söz konusu "ilkeler" çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı, kalite güvencesi şeklinde sıralanıyor. Bu "ilkeler" ışığında oluşturulacak yeni YÖK adımı ile AKP, üniversite başlığında önemli bir virajı gerisinde bırakmış olacak.


(soL - Haber Merkezi)